Ankara'nýn bir kalbi yoktur sanýrdým... Hacý Bayram Veli hazretlerinin medfun olduðu tepeyi, Hacý Bayram Camii'ni, türbesini, çilehanesini, meydaný, fýskýyelerini, kuþlarýný, köpeklerini, kedilerini, fukarasýný, gurebasýný, divanelerini, hafýzlarýný, yolcularýný ve hiç eksilmeyen kalabalýklarýný görünceye kadar...
Ve bildim ki; Hacý Bayram Veli makamý, Ankara'nýn kalbidir...
Asýl adýn Numan bin Koyunluca Ahmet olan Hacý Bayram Veli hazretleri, 1352 yýlýnda Zülfadl (Solfasol) köyünde dünyaya gelmiþtir. Bugün halen bu beldede hazretin doðup büyüdüðü ev, ziyarete açýktýr ve zamanýn adetlerine göre teþrif edilmiþ halde, korunmaktadýr... Eðitimini Bursa'da tamamladýktan sonra, Melike Hatun Medresesinde tedrisata baþlayan Hacý Bayram Veli, Þeyhiyle sülukunda, Aksaray, Þam ve Hicaz'da manevi mertebeler kazanýr. Ayný zamanda tabiptir. 1429 yýlýnda vefat edinceye kadar, yoksullarýn, gariplerin, kimsesizlerin, yetimlerin babasý ve tabibi olmuþtur...
Kendine has mimarisi, ahþap ve dikdörtgen yapýsýyla cami, 1427 yýlýnda inþa edilmiþtir. Lakin bundan kýrk yýl kadar evvelinde, çilehanesi, tevhidhanesi ve diðer müþtemilatýyla burada asitanenin ilk temellerinin atýldýðý yazýlýdýr...
Geçtiðimiz hafta, deðerli iki dostla birlikte öðlen namazýmýzý Çilehane'de kýlmak nasip oldu... Bir insanýn geçebilmesi için muhakkak ki belini ve dizlerini bükmesini gerektiren bu dar ve alçak tavanlý dehlizler, adeta bir ahiret yolunu andýrýyor...
Ýnsaný allak bullak eden bir çaresizlik hissi... Dünyanýn ölümlü, gidimli, vedalý bir yer olduðu fikri bu çilehanede ziyaretçi olsanýz bile sizi sarýp sarmalýyor. Sanki 6 yüzyýllýk bir enerji var burada, ruhlarýn gezip dolandýðý yerlerde, ellerinin deðdiði duvarlarda, baþlarýnýn temas ettiði ahþap kýsa tavanlarda, o kadar yaþanmýþlýklar var ki, kalbinize iþliyor garip bir bütünleþme hissi... Hacý Bayram; icmal eden, cem eden, birleþtiren bir yer...
Zaman, bu dehlizde, nefis terbiyesi için boyun ve diz büküp, zikir alemine dalanlarý þaþýrtýcý bir þekilde sizinle bütünleþtiriyor. Þurada Hacý Bayram Veli hazretleri, gözlerinden yaþlar süzülerek mi dua etmiþti? Þu kabri andýran daracýk odada, Akþemseddin hazretleri mi secdeye kapanmýþtý?
Halbuki dýþarýda ilkbaharý kýskandýracak kadar latif bir sonbahar vardý... Kaç bahar geçti o eski azizlerin üzerinden? Kaç kar, kaç yaz geçti... Sessizce dönüp duruyor zaman, insanlarýn arasýnda... Ýnsanlar, bulutlar, güneþler, kuþlar, gelip geçiyor. Burada her þey geliyor ve gidiyor. Ve ileyhi raciun sýrrý dolaþýyor her yanda... Hüzünlü bir gül bahçesi Hacý Bayram Veli Külliyesinde...
Bahçede anlatýlanlara bakýlýrsa, bu Cami; yoksullarý, divaneleri, mahzunlarý, yolcularý, köpekleri muhafaza etmesiyle namlýymýþ... Hacý bayram Veli, varsýldan alýp, yoksula daðýtmakla namlýymýþ... Bu aracýlýk iþi, bazý talebelerine çok aðýr gelirmiþ. Ama Allah rýzasý için isteyip, Allah rýzasý için vermenin sýrrýna ermeleri için, bu sýnavdan geçerlermiþ...
Erkekler kýsmýný hiç görmedim. Ama kadýnlarla, ninelerle, bebeklerle, namaz kýlýnan, sohbet edilen, duaya durulan harem kýsmýný çok sýcak, çok cana yakýn buldum. O kadar aðlayan kadýný var ki... þaþýrdým. Baþka hiç bir camide – Eyyüp Sultan Camii dýþýnda- bu kadar çok aðlayan kadýna rastlamamýþtým... Birkaç sene evvel üniversiteli kýz arkadaþlarýmýzla Külliye'nin Eski Çarþý tarafýnda iftar etmiþtik. Peynir ekmekle de olsa, muhakkak bir iftarýnýzý, o kuþ ve fýskýye sesleri arasýnda, güllerin yaný baþýnda yapýn ne olur derim... Ýftar vakti, Hacý bayram Veli makamýnda sanki ahiretin kapýlarý açýlýyor...
Ve meczuplarý caminin... Geçtiðimiz hafta iki deðerli dostumla gittiðimizde, Camii imamý, 'bakýnýz dýþarýda bahardan kalma bir hava var' dedikten sonra, 'bugün buradan çok deðerli bir Allah dostunu yolcu edeceðiz' dedi... Buranýn meczuplarýna 'Dayý' diye hitap etmek adeti varmýþ... Yalçýn Dayý vefat etmiþ meðerse... Kimi, kimsesi yokmuþ. Veda namazý o kadar kalabalýktý ki, o kadar aðlayaný vardý ki, aðlayan kadýnlarýn arasýnda karýþtýk... Yalçýn Dayý, Ankara hastanelerinde ne zaman bir kimsesiz vefat etse, hemen, onun Ýslami usullere göre yýkanýp kefenlenmesine yardýmcý olur, namazý Hacý Bayram'da kýlýnmak üzere camiye taþýnýrmýþ... Esnaftan topladýðý ekmekleri, her sabah namazýndan sonra diðer meczup, garip arkadaþlarýna taksim eder, onlarýn karýnlarýný doyururmuþ...
Bizim bilmediðimiz nice alemler var... Sevgiyi, merhameti, sahip çýkmayý üzerine almýþ nice cengaverler var... Baþkentin çok da kendini ele vermeyen mistik-manevi mýknatýsý olarak Hacý Bayram Camii, gönüllerin sýðýnaðý...