‘Hacý Komünist!

Girdiði bütün seçimleri kazanan Erdoðan, “aydýnlanmýþ”sol aydýnlarýmýzýn gözünde bir diktatör...

Hangi seçimle geldiði belirsiz Fidel Castroise, yaþamý ve mücadelesiyle örnek alýnacak bir lider.

Ýlki saðcý ve statükocu...

Ýkincisi ise, “devrimci...”

Devirmedik tabu yýkmadýk put býrakmayan, sadece halka dayanarak ayakta duran ve dünya statükolarýn “tehlikeli adam, mutlaka devrilmeli”fetvasýný verdiði Erdoðan’ýn niçin statükocu sayýldýðýný deðerli “karþýlaþtýrmalý edebiyat”uzmaný Murat Belge’ye sormak istiyorum...

Henüz bir Castro güzellemesiyle görünmedi ama Erdoðan nefreti, bir zamanlar mesafe koyduðu eski göz aðrýsýný yeniden gözde kýlabilir.

Erdoðan’ýn niçin statükocu sayýldýðýna Ataol Behramoðluda cevap verebilir. Hani, “Stalin ve Castro gibi liderler baþýmýzdan eksik olduðu için dünya
bu halde”
diyen devrimci þair Ataol Behramoðlu...

Dilerse, dünyanýn kimler (hangi merkezler)eliyle bu hale düþürüldüðünü anlatabilir, “kötü hal”de müessir olan uluslararasý güçleri deþifre edebilir.

Bir antiemperyalisttir.

Bunu yapabilir.

Efendim?

Elbette yapamaz. Küresel sistemin ürettiði haksýzlýklarý, küresel sistem tarafýndan dýþlanan Türkiye’ye (ve yöneticilerine)fatura ederek, kendini rahatlatma ve vicdanen temizlenme cihetine gider.

Sosyalistlerimiz hep böyle þeyler yapýyor artýk.

Kötü haber vereyim:

Küba, sizin bildiðiniz ve býraktýðýnýz Küba deðil artýk...

Devriminiz de maskara olmuþ ve kendi kendini karikatürleþtirmiþ bir devrim...

Kapitalime karþý yükselttiðiniz bayrak, hiçbir zaman kapitalizmin umurunda olmadý.

Kapitalist sistem, kendisine karþý yükselttiðiniz bayraðý ve devriminizin “remz”lerini alýp dönüþtürüp çerçeveleyip yeniden size okuttu. Milyonlarca insanýn sýrtýndaki “Che”tiþörtü durumunuzu net olarak açýklýyor... Yani vahþi Kapitalizm, sizin “kapitalizm karþýtlýðýnýzý”da paraya dönüþtürdü, sýrtýnýzdan milyarlarca dolar para kazandý. Devriminizi ve kurduðunuzu sandýðýnýz sistemi karikatürleþtirdi.

Küba ise, artýk arkaik turistik gezilere ev sahipliði yapan, kapital sahiplerinin “egzotizm meraký”na cevap veren (hoþlanacaðýnýz ifadeyle söyleyeyim)“çað dýþý”bir ülke... Devriminizle övünebilirsiniz!

Haksýzlýk etmiyorum.

Fotoðrafý gösteriyorum.

Devrim adýna iþlenen cinayetlere, Che’nin bir batýnda kaç devrim karþýtýný öteki tarafa yolladýðýna, adil devrimci Fidel’in adaleti nasýl tahakkuk ettirdiðine girmiyorum bile...
(Þarjöründeki bütün mermileri gözünü kýrpmadan maznunun üzerine boþalttý. Görüntülerle sabittir.)

Niyetim devrime olan inancýnýzý sarsmak deðil...

Kuruntularýnýzla bin yaþayýn!

Fakat ayýp olmazsa, biraz da etrafýnýza bakýn, okuyun, araþtýrýn, gözlemleyin filan.

Ferhan Þensoy’un yazdýðý “Hacý Komünist”kitabýný okuyun mesela...

Ki, oyuncu ve yönetmen bellediðiniz, alýþkanlýk gereði bayatlamýþ esprilerine katlandýðýnýz Ferhan Þensoy her þeyden önce bir yazardýr. Çok iyi bir yazardýr üstelik ve memleketin namlý komünistlerinden biridir.

Ferhan Þensoy, “Hacý Komünist”adlý kitabýnda yeryüzü cenneti (!) Küba’yý ve devriminizin düþtüðü içler acýsý durumu anlatýyor.

Ýbretlik gözlemler...

Dünyanýn bu halde oluþunu “Stalin ve Castro’nun eksikliðine”baðlayan Ataol Behramoðlu’nun da okumasýnda yarar var.

Küba’nýn bu hale gelmesinde hangi devrimcilerin parmaðý olduðunu, “Castro fazlalýðý”nýn nelere yol açtýðýný görecek, aydýnlanacaktýr.

Hiçbir iþe yaramasa da iyi bir kitap okumuþ olacaktýr.