MEKKE-İ MÜKERREME- İslam’ın insana verdiği değer ‘eşref-i mahlukat’ deyimiyle ifade edilir. Yani yaratılmışların en şereflisi.
İslam’ın şereften kastı ise Allah’a yakınlıktır. Kişinin şerefi de Allah’a yakınlığı ile ölçülür. Kişi Allah’a ne kadar yakınsa o kadar şereflidir. Ve tabiiki kişiye şerefine mütenasib şekilde davranılır.
Hac dinin beş temel unsurundan biridir. Hacca giden müslüman herkese nasib olmayan önemli bir vecibeyi yerine getirdiği/getireceği için saygı görür. Medeniyetimizde hacca giden insana giderken ve döndüğünde gösterilen saygıyı ve önemi anlatmaya gerek yok.
Giderken nasıl izzet-i ikram gördüğü döndüğünde nasıl karşılandığını biliyorsunuz.
***
Onu bir de hacılara sorun.
Suud’un onlara nasıl davrandığını hele bir sorun.Hacıların giriş ve çıkışlarında karşılaştıkları zorlukları size anlatsınlar.
Hacıların karşılaştıkları muamele saygın insan muamelesi bir yana kürek mahkumu suçlulara bile bu kadar eziyet edilmez!
Güya hacılar için özel terminal tahsis edilmiş.
Bu terminalde hacıları özel bir kolaylık değil hususi zorluklar bekliyor.
***
Detayları zikretmeye gerek yok. Şu kadarını söyleyeyim biz havaalanından Mekke’deki otelimize tam dokuz saatte varabildik, bize 24 saatte varmadığınıza şükredin dediler!
Uçaktan indiğimiz andan itibaren gereksiz bir yığın bürokratik işlem ve yol boyunca adım başı polis kontrolü.
Mekke’ye indiğimizde aynı kafilede buluştuğumuz Yeni Şafak patronu Ahmet Albayrak beye, ‘Suudiler bu muamele ile bize hacca gelmeyin!’ mesajı veriyorlar diyince derin bir ah çekerek, ‘Aynen öyle’ sözüyle bu tespitime iştirak etti.
***
Bu arada 24 saati 9 saate indirmeyi havaalanında tevafuken bulduğumuz merhametli bir Suudi görevliye borçlu olduğumzu hatırlatayım. Bizimle özel olarak ilgilendi bize hemen bir otobüs ayarladı, buna rağmen dokuz saatlik eziyet yaşadık.
Otobüse bindikten sonra da iki saat beklemek hacıların sabrını taşırdı bir kaç kez hacı isyanına şahit olduk.
Onları teskin etmek de bana düştü.
Bu muamele, bırakın kolaylık gösterilmesi gereken hacıyı, sıradan yolcuya bile yapılmayacak menfi bir muameledir.
Bu hantal bürokrasi bir hizmet değil kelimenin tam anamıyla eziyet.
kimse söylemek istemiyor ama ‘Din nasihattir.’ ilkesinden hareketle kendimi yazmak zorunda hissediyorum.
***
Bunları karalamak maksadıyla yazmıyorum. Uyarmak için yazıyorum. Bu bürorasi kesinlikle hacılara hiç bir kolaylık sğlamıyor aksine işlerini iyice zorlaştırıyor. Suudiler hakkında da çok kötü bir PR oluyor.
Hacıların bütün hizmetlerini zaten seyahat şirketleri yürütüyor. Siz hacılara normal giriş sağlayın, gerisini şirketlere bırakın siz de rahat edin hacılar da. Bırakın hacılar şirketlerin kusurlaını size şikayet etsin, sizden müşteki olmasın.
Güvenlik için girişte zaten herkesin on parmağının izini ve fotoğrafını alıyorsunuz.
Ondan sonrası ‘saddun anil haram’ şeklinde yorumlanabilir.
Mekke’den yazmaya devam edeceğim.