Hadi biraz ‘Oscar’layalım

Bu gece sinema dünyasının en popüler ödül töreninin sonuçlarını öğreneceğiz. Her yıl olduğu gibi üstünde büyük tartışmalar yaşanan ve biraz da bu sayede popülerliğini koruyan Oscar’ların İstanbul’dan nasıl göründüğünde bakalım dedik...

88’inci Akademi Ödülleri her yıl olduğu gibi tartışmalar, küçük çaplı skandallarla geçen bir süreçten sonra bu gece sahiplerini bulacak. Dikkat edin hep aynı şey oluyor, geçen yıllarda ödüllerin internetten sızdırıldığı, Oscar organizasyonunun başındaki insanların güya skandallar yüzünden istifa ettiği gibi birçok tartışmalar yaşandı.

Bu yıl ise Afro-Amerikan sinemacıların ödüllerin dışında bırakılmaları gündeme oturdu. Her yıl bu tip olaylar olunca insanın aklına bütün bunların biraz da Oscar’ın gündemdeki yerini korumak için kasıtlı olarak yapıldığı gelmiyor değil. Biz de biraz bu tartışmalara ek yapalım ve kendi cephemizden bakalım.

DICAPRIO’NUN ÖDÜL EZİYETİ

Gelelim en çok tartışılan Leonardo DiCaprio’nun Oscar eziyetine. Leonardo DiCaprio Revenant’da rehber Hugh rolünde kendini parçalıyor. Golden Globe’u da bu performansıyla alan   DiCaprio bu sefer Oscar için favori isim. Ama ben yine de DiCaprio’nun oyunculuğunun çiğ olduğunu düşünüyorum. Bunu tarif etmek çok zor. Martin Scorsese gibi efsane bir yönetmenin gözde oyuncusu olan DiCaprio Woody Allen, Steven Spielberg, James Cameron, Quentin Tarantino ve Christopher Nolan gibi şu an yaşayan en büyük yönetmenlerle çalıştı. Ama Titanic dışında bütün bu filmlerin en zayıf halkası bence DiCaprio’ydu.     Oscar’ı alır mı bilmem ama kendi adıma hak ettiğini düşünmüyorum. Revenant ’ın tek dezavantajı DiCaprio da değil. Herkesin çok favori gördüğü Revenant, Alejandro Gonzalez Inarritu’nun son filmi. Inarritu geçen yıl da Birdman ile Oscar’ı kucakladığı için böyle de bir handikabı var. Son dönemde ayağa kalkan western türünün bir alt dalı diyebileceğimiz Revenant özellikle mekan kullanımı da dikkati çeken bir film. Altın Küre’de aldığı ödüller ve 12 adaylık doğal olarak Revenant ’ı favori listesinin başına yerleştiriyor. Ama bütün filmleri seyretmiş bir insan olarak Room gibi çok iyi bir filmin sürpriz yapma olasılığını da gözardı edemiyorum.

KRALİÇELERİN SAVAŞI ÇETİN GEÇECEK

Oscar’ın kraliçeleri için de birkaç kelam edelim. Cate Blanchet-Carol, Brie Larson-Room, Jennifer Lawrence- Joy, Charloote Rampling 45 Years, Saoirse Ronan-Brooklyn  ile aday. Altın Küre ödüllerine veya ABD’deki otoritelerin söylemlerine göre Brie Larson kesin favori. Bence de Room filminde ödülü hak eden bir performans gösteriyor Larson. Ama 45 Years’ taki Charlotte Rampling benim vaz geçemediğim bir isim. Evet, Rampling alırsa sürpriz olur. Keşke olsa.

Bu yıl Chris Rock sunacak ödülleri. Daha önce de bu işi hakkıyla yapan ismin siyah olması belki tartışmaların hafiflemesine sebep olur. Oscar ödülleri birçok skandalı içinde barındırmış ve bundan sonra da tartışılacak bir yapı olsa da değişmeyen tek şey şatafatı olacaktır. Kırmızı halıda kimin ne giydiği, hangi modacının elbisesinin öne çıkacağı veya ödül konuşmalarında kimin ne dediği, sunucularının performansı, ödüller arasındaki şovlar devam edecek. Yani perde hiç kapanmayacak.

MUSTANG REZALETİ

Bu yıl Mustang filminin Fransa adına Oscar’a seçilmesi bizim skandalımız olsun. Mustang, her şeyden önce niyeti kötü bir yapım.

Türkiye’den Nuri Bilge Ceylan, İsmail Güneş gibi bir çok iyi yönetmenin gerçekten iyi filmleri Oscar’a gönderildi. Değil ödüle ulaşmak yarışma hakkını bile kazanamadı. Şimdi bu yıl Oscar aday adayı olan Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu ile Fransa adayı Mustang filmini karşılaştırıp da oyunu Mustang lehine kullanan kimseyi sinemacı sayılmamalı.

 O zaman o niye orada da Ceylan’ın filmi aday bile olamadı? Bu sorunun cevabı biraz Mustang filminin mesajında yatıyor. Yetim kalan beş kızkardeşin büyük anneleri ve amcası tarafından yetiştirilmesi ve bulundukları tutucu ailenin kıskacından kurtulma, kurban olma hikayesi. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de tabii ki böyle marijinal durumlar var. Ama bu kadar karikatürize, sadece ödüle yakın düşmek için bu kadar gerçekdışı bir anlatıma yüreğim dayanmıyor. Sadece yurtdışında Türkiye’nin imajını sömürüp bir yerlere gelmeye çalışan bir yapım olarak değerlendiriyorum Deniz Gamze Ergüven’in filmini. Mustang, Oscar alırsa bu çok konuşulur ama En İyi Yabancı Film adayları arasında Saul’un Oğlu’nun ödüle yakın olduğunu düşünüyorum.

GÖNLÜM TRUMBO’NUN YILDIZINDA

Bana En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kim alır diye sorarsanız benim gönlüm Trumbo  filminde başrolü oynayan Byran Cranston’da. Trumbo, özellikle Hollywood için çok önemli bir konuyu işliyor. 1940’ların sonunda başlayan ve komünistlere yönelik cadı avıyla sonuçlanan bir dönemde oluşturulan kara listeleri, bu nedenle iş bulamayan yönetmen, senarist ve oyuncuları odağına alıyor. O dönemin ünlü senaristi Dalton Trumbo’nun yaşadıklarını anlatan film Hollywood için bir günah çıkarma görevini de üstleniyor.

ABD’DE IRKÇILIK MI?

Afro-Amerikan sinemacılara uygulandığı söylenen ambargo içinse doğrusu bu kadar film içinde siyah oyuncuların isminin hiç geçmemesi şüphe uyandırıcı bir durum diyebiliriz. Bunun yanında son dönemlerde siyah oyuncular içinde bir Denzel Washington, Forest Whitaker, Halle Barry de çıkmadığı gerçek. Yine de ABD’den bahsediyoruz, son 10 yıldır gittikçe muhafazakarlaşan bir toplumun da böylesi ırkçı dışavurumların olması da normaldir diyorum.

BİLİMKURGU FİLMLERİN ŞANSI BÜYÜK

Peki Revenant dışında En iyi Film dalındaki adayların durumu ne? Çok farklı filmlerin yarıştığı bir sezon oluyor. Mesela adaylar içinde Mad Max, Martian ve teknik ödüllerde daha çok olmak şartıyla Star Wars gibi büyük bütçeli Hollywood filmleri yanısıra, Room, Spotlight ve Brooklyn gibi daha bağımsız veya bütçe olarak küçük ölçekli filmlerin yarıştığını görüyoruz. Böyle bir karşılaştırmada akademi üyelerinin daha bağımsız yapımlara sıcak bakacağını düşünmek yanlış olmaz. Bunun yanında Spotlight, Brooklyn ve The Big Short gibi siyasi zeminde ilerleyen filmlerin de bir odak oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bunlara en iyi erkek oyuncu dalında yarışan Trumbo’yu da katabiliriz. Bütün dallarda yarışan filmlerin toplamına baktığımızda çoğunun gerçekten kaliteli olduğunu söylenebilir.