Bir hafta boyunca kafa þiþirdiler... “Ayhan Oðan’a bir þey demeyecek misin Devlet Bey?” diyerek, bir de adam pataklatmaya kalktýlar.
Öyle rezil, öyle ikrah ettirici, öyle ucuz yazýlar yazdýlar ki, insaný doðduðuna doðacaðýna, bu ülkede yaþadýðýna yaþayacaðýna piþman ettirdiler.
Sonunda (Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan gerekli açýklamayý koparýnca) tartýþmayý, “Devlet kurmak turþu kurmaya benzemiyormuþ” noktasýna getirip rahatladýlar
Devlet ve rejim düþkünü bu gevþekler, Ayhan Oðan’a gösterdikleri tepkinin binde birini, kendi ülkesini Batý’ya gammazlayan Kemal Kýlýçdaroðlu’na göstermediler.
Efendim, Kemal Bey dikkatli olmalýymýþ...
Batýlýlarla konuþurken vaki önyargýlarý gözetmeliymiþ...
Estekmiþ, köstekmiþ...
Eski bir AK Parti’li yöneticinin kastýný aþan sözlerinden rejim sorunu çýkarmaya çalýþan (bunu yaparken de Atatürk’ü bir kez daha keþfeden) bu ahlaksýzlar, Kemal Bey’in doðrudan “Türkiye düþmanlýðý” anlamýna gelen sözleri karþýsýnda (nedense) "kýrýlgan, terbiyeli çocuðu" oynadýlar.
Neden acaba?
Bir de “yandaþ deðiliz, baðýmsýz gazeteciyiz” derler, rezil herifler.
Hadi Kemal Bey’in sözlerini “rejimleri” ve “devletleri” adýna yeterince vahim bulmadýlar.
Peki, Ýzmir yiðidi Ali Yiðit’ten niçin iki çift lafý esirgediler?
Hatýrlayalým:
Ülkesinden (ülkesinin geri kalmýþlýðýndan) bunalan CHP Ýzmir milletvekili Ali Yiðit, sekiz ay kadar önce bir öneride bulunmuþ, nispeten geliþmiþ ve Batýlý saydýðý Ýzmir’in Türkiye’den ayrýlmasý gerektiðini savunmuþtu.
Þöyle demiþti: “Biz Avrupalý olmaya hazýrýz. Biz bazen diyoruz ki ‘gerekirse Ýzmir ayrýlsýn.’ Yani biz istemeyiz, bu þartlarda bunlarla yaþamayý...”
Dikkatinizi çekerim:
Müptezel taifesinin yüklendiði Ayhan Oðan, “yeni bir devlet kuruluyor” demiþti. Yani, 16 Nisan referandumunun sonucuna dikkat çekmiþ, yeni sistemin 15 Temmuz direniþiyle “kurucu” vasfýný elde eden halk tarafýndan kurulduðunu söylemiþti.
Ýzmir yiðidi Ali Yiðit bodoslamadan gidiyor, “Türkiye bölünsün” diyor.
Bölünürse, belki Ýzmir’e “tek baþýna” AB’ye üye olma þansý doðarmýþ.
Müptezeller, bu “tehlikeli” ve mutlaka “ihanet” terimleri içinde yargýlanmasý gereken beyanatý görmediler bile. Kýyameti koparmalarý gerekiyordu, kulaklarýnýn üstüne yattýlar.
Daha önce de yazmýþtým:
Bir Ýzmirli olarak Ali Yiðit belli ki acý çekiyor.
Daha doðrusu, Ýzmir’i “anavatan”a yakýþtýramýyor.
Kurtuluþu da, bu ilimizin Türkiye’den ayrýlmasýnda ve “tek baþýna” AB’ye girmesinde görüyor.
Böyle düþünen ilk kiþi Ýzmir yiðidi Ali Yiðit deðil.
Ýzmir’i iþgal eden Yunanlýlar da böyle düþünüyordu.
Üç yýl, üç ay süren iþgali “ilhak”la sonuçlandýramayýnca (yani Ýzmir’i Yunanistan’a baðlayamayacaklarýný anlayýnca), Ege bölgesinde Ýzmir merkezli bir Cumhuriyet kurdular.
Ýsmini de “Ýonia Cumhuriyeti” koydular.
Bu çakma devlet, bugün CHP’li Ali Yiðit’in rüyalarýný süsleyen bir statüye kavuþturulacak, Avrupa’nýn bir parçasý olacaktý.
Bu amaçla, Yunanistan’ýn milli bankasýna Ýzmir ve Ayvalýk’ta iki þube açtýrdýlar. Bir ordu kurdular. Yerli “Helen” nüfusunu zorla askere aldýlar. Türklere de yol verdiler. Yani, Ýzmir’den kaçmalarýna göz yumdular.
Milli kurtuluþ savaþýný kazanmasaydýk, Ali Yiðit’in arzusu gerçekleþecek, baðýmsýz (!) Ýonia Cumhuriyeti Yunanistan’ýn himayesinde AB’ye girecekti. Yani “Avrupalý” olacaktý.
Ýzmir yiðidi Ali Yiðit, “bu þartlarda bunlarla”, yani AK Parti’yi iktidara taþýyan halkla yaþamak istemiyor, Ýzmir’in bu durumda oluþunun sorumlusu olarak Erdoðan’ý görüyor ama yanlýþ görüyor.
Bunun sorumlusu Mustafa Kemal’dir.
Mustafa Kemal’e kýzmasý ve “Niçin Ýzmir’i alýp da güzelim Ýonia Cumhuriyeti’ne son verdin, Avrupalýlýðýmýzý engel oldun?” demesi gerekiyor.
Hadi müptezeller...
Þarlamanýz için size saðlam argüman ve bol malzeme...
Gösterin rejim ve devlet düþkünlüðünüzü, þu Ýzmir yiðidi Ali Yiðit’e de iki çift laf ediverin.
Ki, görelim baðýmsýz gazeteciliðinizi!