Hadi özerkliði de özyönetimi de tartýþalým

Hadi özerkliði tartýþalým. Ama devreye silahlarý almadan.

“Demokratik özerklik” öyle bir þeydir ki evvelemirde demokrat olmaklýðý gerektirir. Birinci koþul budur yani. Elinde silah olan bir örgüte veya silah marifetiyle tesis edilmek istenen bir yönetim biçimine demokrat denebilir mi? Demokratlýk her þeyden evvel bir duruþtur, bir zihniyettir. Her türlü þiddeti ve terörü dýþlar. Demokratlýk bir yöntemdir. Yöntem olarak silahý esas alanlarýn getireceði þey zinhar demokrasi olamaz. Demokrasiyi katlederek demokratik bir yönetim biçimi getirilemez. “Özerklik” iddiasýnda bulunanlarýn da öncelikle ve önemlilikle zihnen özerk olmalarý gerekir.

Sen kendin özerk deðilsen, silah karþýsýnda veya silahlý güçler karþýsýnda sýradan ve basit bir aparata dönüþmüþsen ne demokratlýktan bahsedebilirsin, ne de özerklikten. Dolayýsýyla Kandil’in ve HDP’nin “demokratik özerklik” talebi, hem özü itibariyle hem de yöntemsel olarak demokrasi paradigmasý baðlamýnda batýl bir iddiadýr. Dünyanýn neresinde görülmüþtür eli silahlý bir örgütün, iþi-gücü kan dökmek olan bir örgütün demokrasi getirdiði veya iktidar olduðu alanlarda bireylere özgürlük veya özerklik tanýdýðý?

“Demokratik özerklik” iddiasý, Kandil/HDP hizbinin oluþturmak istediði kanlý, jakoben, otoriter ve ceberrut bir rejime giydirilmiþ kýlýftan ibarettir. Kendisi gibi düþünmeyen her Kürdü imha edilmesi gereken düþman olarak gören bir PKK/HDP hizbinin iktidarýnda ne demokrasi olur, ne hukuk, ne de barýþ...

***

“Özyönetim” iddiasý da bir mizansenden ibaret... Güya Kürtler için bir yönetim biçimi öngörülüyor. Deniliyor ki Kürtler kendi kendilerini yönetsinler. Peki yapýlan þey nedir? Tam bir silahlý dayatma... Elinde silah bulunduran örgüt Kürtlere danýþmadan ve en önemlisi onlarýn onayýný almadan “özyönetim” ilanýnda bulunuyor. Örgütün siyasi aparatý niteliðindeki bir parti de kalkýyor bunu Kürtler adýna güya savunuyor. Tam bir mizansen ve senaryo... Aslýnda tam bir ihanet senaryosu bu... Kürtlere yapýlan bir ihanettir bu en baþta. Çünkü bu senaryoyu Kürtler yazmadý ve bu senaryonun aktörlüðünü de Kürt halký yapmýyor.

PKK’yý Türkiye’ye karþý kullanan Türkiye düþmaný ülkelerin/güçlerin yazdýðý bir senaryo bu... PKK bu senaryoda elinde silah tutan bir figüran sadece. HDP figüranýn figüraný... Bu savaþ PKK’nýn kendi savaþý deðil. PKK, Türkiye’ye diz çöktürmeye çalýþan malum güçlerin savaþýný sürdürüyor.

Ve bu kirli savaþ hiçbir þekilde Kürtlerin yararýna deðil. Baþka ülkeler adýna terörü derinleþtiren PKK, terör konsorsiyumunun bir aktörü olabilir ama büyük senaryonun içinde sadece bir figüran konumunda... O terör konsorsiyumunun içinde baþkaca örgütler de var... Avrupa’nýn kimi baþkentlerinin himaye ettiði ve kimi bölge devletlerinin bizzat emrinde olan o örgütler de pek yakýnda sahne almaya hazýrlanýyorlar...

Sözün tam da burasýnda sormak lazým: Bu savaþ, Kürtlerin hangi haklarý için veriliyor?

Demirtaþ “Gelecek yüzyýl bir Kürdistan gerçekliðine tanýklýk edecek!” türünden laflar ediyor. Ne dediðinin farkýnda deðil... Yanýbaþýmýzda bir Kürdistan gerçekliði var zaten. O Kürdistan’ýn baþýnda da Barzani var. Ýþin çeliþkili yanýna bakýnýz ki o Kürdistan’tan da, Barzani’den de PKK/HDP hizbi hiç mi hiç memnun deðil. Hatta o Kürdistan ve Barzani gerçekliði PKK/HDP hizbini fena halde rahatsýz ediyor. Barzani’yi de efendilerinden aldýklarý talimat doðrultusunda devirmek bile istiyorlar. Barzani’nin “Irak’ýn bölünmesi halinde kendi baðýmsýz devletimizi ilan edebiliriz!” açýklamasýna Ýran güdümündeki Baðdat yönetiminden önce Kandil’dekiler tepki vermedi mi?

Ne dedi Kandil’deki savaþ baronu: “Biz Irak’ýn toprak bütünlüðünden yanayýz.”

Yani Barzani baðýmsýz bir Kürt devleti ilanýnda bulunursa biz Irak’taki Ýran yanlýsý rejimden yana oluruz dediler. Demirtaþ kalkmýþ yalan siyaseti üretmekle meþgul. En fenasý da halký kandýrmakla ve gerçekleri saptýrmakla...

***

PKK/HDP hizbinin Kürtlük vadisinde yeri yok. PKK/HDP hizbi en büyük kötülüðü Kürtlere yapýyor. PKK/HDP hizbi Kürtleri özgürleþtirmiyor, tam tersine köleleþtiriyor. Dahasý, onlarýn kanýný sömürgeci Türkiye düþmaný ülkelerin çýkarlarý için pazarlýk masasýna yatýrýyor.

PKK/HDP hizbi “Kürtler için, Kürtlere raðmen!” anlayýþýna sahip. Kürtler için neyin gerekli olup olmadýðýna kendileri karar veriyorlar. Ve Kürtlere bunu silah zoruyla dayatýyorlar. Bunun adýna da “Kürtlük-Kürtçülük” diyorlar. “Demokratik özerklik” veya “özyönetim” diyorlar.

Güler misiniz aðlar mýsýnýz?

***

“Demokratik özerklik” veya “özyönetim” tartýþýlsýn mý istiyorsunuz?

Yüreðiniz varsa elinizdeki silahlarý býrakýn da öyle gelin...

Özgürce tartýþalým.