Bundan beþ yýl önce Afganistan’da bir Amerikan helikopteri kar fýrtýnasý yüzünden dað baþýna zorunlu iniþ yapmak zorunda kaldý. Helikopterdekiler durumu telsizle bildirdiler. Birkaç saat sonra saðlam bir askeri konvoy gelip helikopterdekileri kurtardý ve karayolundan Bagram üssüne götürdü. Ekip az biraz üþümüþtü, baþkaca sýkýntý yoktu... Yolcular hemen Bagram üssünden, ziyaretin sonraki duraðý Türkiye’ye uçakla havalandýlar... Kara yakalanan helikopterde üç senatör vardý: Þimdiki Baþkan Yardýmcýsý Joe Biden, Dýþiþleri Bakaný olmasý beklenen John Kerry ve Savunma Bakaný olmasý beklenen Chuck Hagel...
Afganistan’da kar fýrtýnasýnda çaresiz kalan helikopterden kurtulup sonra selameti Türkiye’de bulmalarýný artýk tesadüf mü saymalý, yoksa coðrafyanýn cilvesi mi? ABD yönetiminin tepesinde olan/olacak üç yetkilinin bu bölge trafiðinde Türkiye’nin sürekli bir selamet noktasý oluþunu unutmadýklarýný varsayabiliriz.
Senatör Kerry’nin dýþiþleri bakanlýðý adaylýðýný anlatýrken, ‘Haritada Türkiye’nin yerini kolayca bulabileceðini’ söylemiþtik. Savunma Bakan adayý Hagel’in de Türkiye’nin yerini bulmak yanýnda, bölge haritasý çizecek kadar coðrafyaya hakim olduðunu söyleyebiliriz. Hagel eski senatör... 1996’da ilk kez seçildi. Sonra 2002’de yeniden ve yüksek oy oranýyla seçildi. Hiç bir zorunluluk olmadýðý halde, kendi kendisine ve seçmenine ‘yalnýzca iki dönem senatör olma’ sözü verdiði için 2009’da normal görev süresini doldurup, siyasetten ayrýldý. Þimdilerde hocalýk ve NATO derneði olan Atlantik Konseyi’nin baþkanlýðýný yapýyordu...
Partizan deðildir
Hagel, Cumhuriyetçi Parti’dendir, ama Demokratlar’la da yakýn çalýþýr. O yüzden Demokrat Baþkan Obama tarafýndan aday gösterildi. Aslýnda Hagel, þu sýralar, birbirine balta ve keserle saldýracak kadar keskinleþmiþ ve bölünmüþ ABD siyasetinde mumla aranan siyasetçi modeli. Bazý Cumhuriyetçiler kendisini -gerçek Cumhuriyetçi- saymýyor, ayrý hikaye... Vietnam Savaþý’nda vuruþmuþluðu var, göðsünde hâlâ þarapnel parçalarý taþýyor, iki kahramanlýk madalyasý var, neredeyse yurtseverliðini tartýþacaklar... ‘Ýsrail lobisi adaylýðýna karþý’ diye birþeyler duymuþ olabilirsiniz. Adaylýðýna ‘Neoconlar karþý’ demek daha doðru. Netahyahu ve Neoconlar’ýn Hagel ile meselesi olabilir ama Hagel’in Ýsrail ile bir meselesi yok... ‘Ýran’a karþý yumuþak’ diye de bir iddia var. Bu da gerçekçi görünmüyor... Hagel’in Ýran’a karþý ABD çýkarlarýný savunacaðýndan bir kuþku olmamasý gerekir... Genel kapasitesini anlamak açýsýndan: ‘ABD siyasetinde düþünen bir beyniniz olursa cezalandýrýlýrsýnýz’ lafý Hagel’indir.
Türkiye’yi iyi bilir
Hagel’in Türkiye’ye senatörken ve sonrasýnda çok gelip-gitmiþliði vardýr. Yine senatörken Türkiye’den gelen heyetlerin Washington’da mutlaka görüþtüðü siyasilerdendi... Hagel’in Türkiye konusundaki olumlu yaklaþýmý tabii ki Boðaziçi’ne, baklavaya ya da þiþ kebaba olan hayranlýðýndan deðil, Türkiye’nin bölgedeki etkisini ve ABD açýsýndan önemini görüp, okumasýndan kaynaklanýyor.
Acemi senatörken boru hatlarý meselesiyle ilgilenmiþ. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattý için epeyce çalýþmýþtý. Yine 1998’de Türkiye’nin ekonomik dönüþüm saðlayýp, kalkýnýp, küreselleþip, Kafkasya ve Ortadoðu için -istikrar çapasý- olmasýný savunanlardandý. Savunma ve stratejinin temelinde hep ekonomik gücün yattýðýný gören akýllý adamlardandýr. Ekonomiden anlar, iþadamlýðý baþarýlýdýr. Hagel’in ekonomik dönüþüm aradýðý Türkiye ise 1990’larý boþa harcamýþtýr.
2002’de Irak Savaþý’na önce destek verdi, sonra gidiþatý beðenmeyip, itiraz etti. -Irak’ýn kitle imha silahlarý konusunda Bush Yönetimi elindeki belgeleri dünya ile inandýrýcý biçimde paylaþmalýdýr- dedi... Onu da kandýrmýþlardý. ‘Irak meselesine stratejik olarak baktýk mý?’ diye sorup durdu. Yani Saddam’dan sonra Ortadoðu’da olacaklarý öngördük mü? Halen cevap alamadýðýný biliyoruz. Hagel, Suriye’de Beþar yönetimiyle bölgesel barýþ anlaþmasý sürecine Kerry ile birlikte katýldý. Türkiye’nin bu yoldaki çabalarýný biliyor.
Gerçekçidir
Hagel senatörlükten sonra da dünyayý ve Türkiye’yi izlemeyi sürdürdü. Kendini ateþe verip Arap Baharý’ný tetikleyen Tunuslu seyyar satýcýnýn ‘Siyaset, ideoloji ya da demokrasi için isyan etmediðini’ görecek kadar gerçekçidir: ‘En temel onur ve hayat hakký için isyan ediyorlar’ lafý Hagel’indir. Ýran konusundaki Türkiye-Brezilya giriþimini ‘Bir zamanlar bu ülkelere ne söylesek yaparlardý, artýk iþler öyle deðil’ diye tanýmladý. Deðiþime gerçekçi ve soðukkanlý yaklaþtýðýnýn bir baþka göstergesidir... Geçmiþ bir yana, Chuck Hagel’i artýk çok farklý bir dünya bekliyor. Kendisi bunun farkýndadýr ve Türkiye’nin rahat ve verimli çalýþacaðý bir ABD Savunma Bakaný olacaktýr.