Tekinalp adýný duyanlarýmýz fazla deðildir. Duyanlar da pek hayýrla yâd edildiðini duymamýþlardýr muhtemelen. Yirminci yüzyýlýn ilk yarýsýnda yaþadýðýmýz büyük kýrýlma süreci içinde ilginç bir rol üstlenmiþ Yahudi aydýný Moiz Kohen’in benimsediði “Türk adý”dýr Tekinalp.
“Yahudi Moiz Kohen’in Türkçülüðü” konusu bu akýmýnýn kökünün dýþarýda olduðunu kanýtlamak için çokça kullanýlmýþtýr. “Baksanýza, adam hem Yahudi hem de Türkçülüðü savunuyor. Demek ki bu bir Yahudi komplosu” diyerek...
Yahudilerin gözünde de hainin tekidir! Kendi halkýný Türk toplumuna asimile etmek için uðraþmýþtýr çünkü.
Aslýnda Moiz Kohen’in trajik hayatýnda daðýlan bir imparatorluðun varislerinin duçar olduklarý kimlik bunalýmýnýn dört dörtlük bir örneði var. Bir defa Moiz Kohen veya Tekinalp üstünkörü, yüzeysel bir okumayla çýkarýlabileceði gibi, “Türklere ýrkçýlýðý öneren” bir yazar deðil. Yahudileri de kimliklerinden koparmaya çalýþan bir hain deðil. Önce Osmanlý toplumunu, daha sonra Türkiye cumhuriyetini oluþturan bütün unsurlarý birleþtirecek bir “üst kimlik” arayýþýnda olan bir düþünür. Türk kültürüne ve Türkçe’ye yönelik perestiþi de bununla ilgili.
Kohen’in Yahudileri Türkçe öðrenmeye, Türk kültürünü benimsemeye çaðýrmasý Tevrat’a el basarak üye olduðu Ýttihat ve Terakki Cemiyeti’nin “ittihad” fikrini kendi dindaþlarýnýn yaþayýþýna ve ihtiyaçlarýna uyarlamasýndan ibarettir aslýnda.
Ne var ki týpký Ýkinci Meþrutiyet’in coþkulu atmosferinde “birlik” idealini benimsemiþ bazý Ermeni aydýnlarýnýn kendi cemaatlerinden gördükleri tepkinin benzerini Kohen de Yahudiler’den görmüþtür.
Türkiye Yahudileri bugün bile Kohen’i lanetlemeyi sürdürüyorlar ama haksýzlýk ediyorlar. Çünkü dünyanýn her tarafýndaki Yahudiler bulunduklarý ülkenin dilini konuþup kültürünü benimsemiþler ve hem kendilerine hem de o ülkelere deðer kazandýrmýþlardýr. Ýngiltere’de ve Amerika’da Ýngilizce konuþmayan Yahudi gösterebilir misiniz? Fransa’da Fransýzca, Almanya’da Almanca bilmeyen bir Yahudi düþünürü, bilim adamý, ressamý vs. tasavvur edebilir misiniz?
Oysa yirminci asrýn baþlarýnda Osmanlý Yahudileri arasýnda Türkçe konuþabilenler sayýlýydý. Elbette bu Osmanlý rejiminin “hoþgörü” anlayýþýnýn sonucuydu ama Kohen gibi bazý Yahudi aydýnlar bu durumu kendi cemaatlerinin toplumsal rolü bakýmýndan sakýncalý ve dezavantajlý buluyorlardý.
Kohen’in Yahudi cemaatini Türk toplumuna entegre etmeye yönelik çabasý Ziya Gökalp’in “kültür milliyetçiliði” görüþünü benimsemiþ olan Ýttihat Terakki iktidarýndan destek gördü. Dönemin milliyetçilik anlayýþý farklý etnisiteleri birleþtirmek üzere Ýslam ortak kimliðini temel almýþ olmasýna raðmen gayrimüslimlerin de vatandaþ olarak Türk kimliði içinde yer almalarýna itiraz yoktu.
Cumhuriyetten sonra ise Ýslam kimliði iyice geri plana atýlacaðý için millet tanýmý içinde gayrimüslimlerin yer almasý çok daha kolay olabilirdi. Ama öyle olmadý! Kemalizm’in millet anlayýþý giderek etnik temele oturacaktýr çünkü.
Tekinalp, yazdýklarý gözden geçirildiðinde görülecektir, vaktiyle Ýttihatçý ideolojiye verdiði desteðin çok daha fazlasýný Kemalizm’e verdiði halde karþý taraftan ayný yaklaþýmý pek görmedi. Çok istemesine raðmen milletvekili bile yapýlmadý. Galiba Türk de sayýlmadý ki Varlýk Vergisi’ni ödeyebilmek için evini satmak zorunda kaldý. Ömrünün son günlerini yurtdýþýnda küskün geçiren Tekinalp yine Moiz Kohen olarak vefat etti.