Geriye sayým hýzlandý. Sadece dört hafta sonra milletin terazisi olaný biten herþeyi tartacak. Öteden beri bu teraziyi yok ya da deðersiz sayanlar, bugün isim deðiþtirmiþ olsalar da ayný tezlerin etrafýnda dönmeye devam ediyorlar.
Elbette bu terazinin ayný zamanda yargýnýn görevini yaptýðýný iddia eden yok. Elbette milletin vereceði karar bir ‘mahkeme’ kararý deðil. Ancak hepimiz ve herkes biliyor ki millet, bu tür kriz anlarýnda kimi, hangi aktörü, partiyi nasýl deðerlendireceðini tartarken, titiz bir kuyumcu edasýyla davrandý bugüne kadar. Ayný seçim sandýðýnda kime neyi nasýl paylaþtýrdýðýný hatýrlamak isteyenler 1999 yýlýnda ayný tarihte yapýlan genel ve yerel seçimlerin sonucuna tekrar baksýnlar.
O gün yaþanan siyasi krizin, özellikle 27 Mayýs 1960 darbesinin ortaya çýkardýðý þer dengesini yeniden kurduðunu gören millet, bir anlamda kendi evlatlarýný belli bir süre için korumaya aldý. Yerel yönetimlerde onlara verdiði iktidarý devam ettirirken, merkezde geçici bir yapýnýn oluþmasýna izin verdi.
Sonrasý malum. Ýktidarý oluþturan üçlü koalisyon hýzla daðýldý ve ardýndan milletin cevabý geldi: 2002 seçimleri ve AK Parti iktidarý. Saðduyu daima ‘sevadý azam’ýn elinde tecelli etti ve millet, bin yýl sürecek denilen tezgahlara okkalý bir karþýlýk verdi.
***
Þimdi yaklaþan seçimler öncesi yapýlmak istenen, milleti, kendi seçtiði iktidarla ilgili kuþkulu ve sancýlý bir atmosfere sokmak, bunlarla birlikte siyaseti yeniden düzenleyecek bir fýrsat yakalamak.
CHP’yi elinde tutmaya gayret eden yapý gayet iyi biliyor ki buradan kendisine bir yeni gövde çýkmayacak. Yýllar yýlý AK Parti’nin siyasi gövdesinde varlýðýný sürdürüp büyüyen yapý, bu gövdenin tamamýný ele geçirmeye kalkýnca beklemediði bir tepkiyle karþýlaþtý. Þimdi bir yandan AK Parti’nin en büyük avantajý olan liderliðini tasfiye etmek için elinden gelen tüm çabayý gösteriyor. Diðer yandan partinin Demokrat Parti’den Adalet Partisi’ne, ANAP’tan Refah’a, oradan da bugüne kadar gelen muazzam gövdesini baþka bir siyasi zihniyet etrafýnda yönetmek/yoðurmak istiyor.
Tam da bu nedenle geçici olarak barýnabileceði bir gövdeye ihtiyacý var. Operasyonel olarak hazýrlandýðý anlaþýlan BBP’nin yapýsý buna yetmiyor. MHP liderliði kesinlikle tarihe geçecek bir dirayetle bu operasyona direniyor. Geriye sadece siyasetin diðer ana gövdesi olan CHP kalýyor ki, buradaki liderliðin oluþum süreci dikkate alýndýðýnda onun da operasyonel olarak elde tutulup, ne kadar mümkünse o kadar ‘geçici barýnak’ olmasý planlanýyor.
***
Milletin hakemliðine itiraz edenlerin tezleri ve gerekçeleri birbirinden farklý gibi görünse de; bizim bu topraklarda yabancýsý olmadýðýmýz bir anlayýþý temsil etmesi bakýmýndan hep ayný kapýya çýkýyor. Asýl sorun þu: Yukarýda anlatmaya çalýþtýðým ve hayli karmaþýk gibi görünen geliþmeleri, tezleri ve kuþkusuz uluslararasý ölçekte karþýlýðý bulunan operasyonlarý, tarihsel tecrübe ve saðduyusuyla bozacak tek güç millet iradesi.
Onca karýþýklýðý, yaratýlmak istenen kaosu tek bir hamleyle çözecek olan sadece milletin tercihleri olacak.
Ýþte tam da bu yüzden seçim sandýðý deyince, milletin terazisi deyince çýlgýna dönüyorlar. Ýþte tam da bu yüzden daha ortada seçimler bile yokken ‘temiz seçim’ odaklý kampanyalar baþlatýp, sandýkta tecelli edecek iradeyi gölgelemenin arayýþýna girdiler. Nitekim not edin: Seçimlere hile karýþtýðýna dair tuhaflýklar, zaman daraldýkça daha da artacak. Týpký benzeri operasyonlarýn yapýldýðý ülkelerde olduðu gibi.
Milletin hakemliði tek çýkýþ yolu. Gerisini konuþmaya bile deðmez.