Hakikaten Türkiye’de düşünce özgürlüğü yokmuş!

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Hürriyet’in Mehmet Yakup Yılmaz’ı her gün üç adet “çaktı” yazısı yazıyor.

Bir değil, iki değil, tamı tamına üç yazı...

Bir gün izin kullandığını varsayarsak ayda yetmiş sekiz (rakamla 78) yazı eder ki, Mehmet Yakup Yılmaz (haklı haksız) iktidara çakmak dışında bir şey yapmıyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Emrah Serbes diye biri kanal kanal dolaşıp Başbakan’a “tazyik Erdoğan” diyor, “diktatör” diyor, “çık lan karşıma” diyor, “delikanlı mısın sen?” diyor.

Zavallı diktatörün elinden tazminat davası açmak dışında bir şey gelmiyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Emin Çölaşan’giller her gün acayip aşağılama ve küfür yazıları yazıyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Yılmaz Özdil önüne gelene “bidon kafa” diye saydırıyor... “Makarnacı” diyor, “kömürcü” diyor... Ahmet Türk’e atılan yumruğu savunuyor. Yumruk mağduru Ahmet Türk’ün oturduğu evin adresini yayınlıyor. Kürtlerin şivesiyle dalga geçiyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Hürriyet’in Ahmet Hakan Coşkun’u elinde iftira fırçası, sağa sola sallayıp duruyor. Milli güreşçi Rıza Kayaalp’in, “sırf Ermeni yurttaşlarımıza küfrettiği için Akdeniz Oyunları’nın açılış töreninde bayrak taşıma göreviyle ödüllendirildiğini” yazmıştı.

Bu nitelemeyi sıklıkla kullanıyorum: Hiç utanmamıştı.

Sonucundan utanmayacağı bir iş daha yapıyor: Yeryüzü sofrası kuranların nasıl aşağılandığını, nasıl din dışı gösterildiğini, nasıl küçümsendiğini, ne tür laikçi tepkilere maruz bırakıldığını ve niyetlerinin nasıl sorgulandığını yazıyor.

Hiç utanmıyor...

Yeryüzü sofrası kuranları kim aşağılıyor?

Kim din dışı gösteriyor?

Kim küçümsüyor?

Kim işin içinde başka niyetler arıyor?

Kim laikçi tepkiler gösteriyor?

Bunun cevabı yok...

Mühim değil. Arkadaşımız, içinden çıkıp geldiği mahalleye nefretini kusacak. Düşmanlık yapacak. Sonra da oturup, “insanlar, vicdanlılar ve vicdansızlar olmak üzere ikiye ayrılır” diye aforizmalar döktürecek. Ve elbette hiç utanmayacak.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Sosyal medyada küfürler, tehditler, aşağılamalar uçuşup duruyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Usta kalem Ahmet Altan içinde “kof kabadayı”, “sefil”, “zavallı”, “garson yamağı” geçen yazılar yazıyor. Bu cürümleri mahkemede sorulduğunda “düşüncemi açıkladım” diyor ve bu ifadeleri çoğu zaman “düşünce” sayılıyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Doğu Perinçek avenesi, her ağzını açışta “Bu daha başlangıç. Bu hükümeti devireceğiz. Görün bakalım daha neler olacak” diyor

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Taraf ve Sözcü gazeteleri yalan haberde yarışıyor. Kimse de “Bu ne hal?” diye sormuyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Hürriyet’in Ertuğrul Özkök’ü, “Bazı darbeler demokrasi getirir” diyerek, açıkça darbe savunuculuğu yapıyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Gözcü’nün (şimdilerde de Sözcü’nün) Mehmet Türker’i, “iktidarın yalaka köpeği kemik bulmuş gibi havlıyor” şeklinde nezahetli yazılar yazıyor ve bu düşüncesi beyaz Türk mahallesinde kabul görüyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Halk TV saat başı darbe çağrısı yapıyor.

Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok... Hürriyet, Milliyet, Vatan, Cumhuriyet, Aydınlık, Posta, Yeni Çağ, Sözcü, Yurt ve Taraf gazetelerini leylekler çıkarıyor.