Teknik bâzý problemler yüzünden birkaç gündür gazeteye ulaþmam imkânsýz hâle geldi.
Bakalým bugün iþler nasýl gidecek?
* * *
Ben eskiden, tâbir câizse câhiliye dönemimde, bir insana “hayvan” sýfatýnýn tevcîh edilmesini haqâret olarak telaqqî ederdim. Oysa bugün o cehâletimden piþmâným.
Tam tersine; bugün bana biri yanýlýp da hayvan dese ben bundan kendime bir iftihar payý çýkarmaya baþladým.
Neden?
Çünki hayvanlar kalleþ deðildir!
Hayvanlar “insaný” arkadan vurmaz!
Hayvanlar riyâkâr da deðildir!
Bir “insaný” severse sever, sevmezse sevmez; ama hiçbir hayvan hiçbir insaný “sever gibi” yapmaz!
Kýsacasý hayvanlar dürüstdür!
Ben þimdiye kadar hiç ben okþayýp öperken elimi yalayan, ama sýrtýmý döner dönmez benim ona sevgimle dalga geçen bir kedi/köpek/fâre görmedim.
Þâyet bu arkadaþlarýmdan biri ben uzaklaþýnca meselâ “Ulan, bu hýyarý da amma kafakola aldýk!” demiþ olsaydý, benim er geç bundan bir þekilde haberim olurdu.
Zîrâ Kedi Kýzým Ýrigöz ve Köpek Kýzým Ayla sâyesinde o âlemle irtibâtým güçlüdür.
Oralarda kuþ uçsa haberim olur...
* * *
Neyse, Sýrrý Sakýk demiþ ki o anýtý ergeç ben devirip oradan atacaðým.
Bahsetdiði, Aðrý’daki Hava Þehidleri Anýtý...
Mûmâileyh bir Kürd Ayrýlýkçýsý.
Bana göre hava hoþ; ben çoðulcu demokrasiye samîmiyetle inanan bir yurddaþ olarak bu fikre de saygý gösteririm.
Tabii ayný zamanda Türkiye’nin bölünmemesi için de var gücümle kendi mücâdelemi veririm ki bu da benim hakkýmdýr.
Ancak bir anýtý yýkýp atmak filan gibi iþlemlere gelince durum biraz farklý.
Bir kere Hava Þehidleri Anýtý’nýn Kürd ayrýlýkçýlarýyla en ufak bir alâkasý dahî yok.
Tahran’daki bir törenden dönerken ârýzalanýp düþmüþ bir uçaðýmýz.
Ama sen tutup bu gerçeði çarpýtarak ucuz kahramanlýk numaralarýna yatarsan alacaðýn cevab da ona göre olur:
“Sýkýysa dene de gör ne olacaðýný, Sýrrý Efendi Kardeþim!” derler ve oturup seni seyre koyulurlar!
* * *
Hazýr açýlmýþken:
Bu arada bir grup ayrýlýkçý kardeþimiz de Aðrý Daðý’nýn tepelerinden birine çýkýp oraya koskoca bir kabir kondurmuþ ve üzerine de “Burada hayâlî sömürgeci Türkiye meftundur.” diye bir ibâre koymuþ; aynen bu yazdýðým gibi...
Ulan, Odun Kafalýlar!
Önce “sömürgecinizin” dilini doðru dürüst öðrenin!
Hiçbir Cezâyirli Fransýzcada bu kabil hatâlar yapmaz (idi!).
“Meftun” aþýrý derecede hoþlanan, vurulmuþ, fevkalâde âþýk anlamýna gelir.
Meselâ “fettan” yâhut “fitne” kelimeleri de ayný kökdendir.
Siz herhalde “medfun” yâni “defnedilmiþ/gömülmüþ” demek istiyordunuz.
Onu öyle yazmadan önce gidip sömürgeci aðabeylerinizden birine, diyelim ki bana, sorsaydýnýz o da sevâbýna
düzeltiverirdi.
O bakýmdan tavsiyem:
Önce adam olun, adam!
Hürriyet savaþýnýz kusur kalsýn!
Onun nasýl yapýlacaðýný da îcâbýnda öðretiriz; maksad sevab kazanmak...
Görevimiz hakýykat!
Þâirin dediði gibi...
Hakýykat; yâni henüz foyasý çýkmamýþ yalan!
Hem mâdem “hayâlî” imiþ; o zaman bu telâþýnýz neden?