Adama yüklenmeyen kalmadý; oysa CHP Aydýn Milletvekili Osman Aydýn’ýn sözleri CHP’lilerin ‘vird-i zebaný’ olmaya deðecek evrensel bir gerçekliði yansýtýyor...
‘Vird-i zeban’ sürekli tekrarlanmasý gereken söz demek...
Dediði þu CHP’li Aydýn’ýn: “Eskiden ihtilâller olur, o sayede iktidarlar deðiþirdi. Þimdi ihtilâl yapacak komutan kalmadý, hepsi tasfiye edildi...”
Bunca yýldýr kalem sallýyorum, bu kadar az ve öz (eskiler buna ‘muhtasar müfid’ derlerdi) bir cümle kurabilmeyi beceremedim. Osman Aydýn’ýn iki cümleyle anlattýðý mensubu olduðu partinin hâl-i pürmelâlidir...
‘Hâl-i pürmelâl’ periþanlýk demek...
CHP Cumhuriyet’i kuran partidir. Osmanlý Meclis-i Mebusaný Ýstanbul’dan Ankara’ya taþýnýp Büyük Millet Meclisi adýyla faaliyete geçtikten sonra, Ýstiklâl Savaþý’ný yürüten kadro, siyasi hayata, sonradan Cumhuriyet Halk Partisi adýný alacak Halk Fýkrasý’ný kurarak devam etti... Bununla, etkisini kaybetmeye yanaþmayan Ýttihat ve Terakki Fýrkasý’ný iþlevsiz býrakmak amaçlanýyordu.
Ne olduðunu anlamayýp eski alýþkanlýklarýný sürdürenler Ýzmir Suikastý vesilesiyle soluðu Ýstiklâl Mahkemesi önünde aldýlar. En cerbezelileri, götürüldükleri ‘siyaset meydaný’nda, hayatlarýný kaybetti...
Yukarýdaki paragrafta yer alan ‘cerbezeli’ güzel ve etkili konuþan demek... ‘Siyaset meydaný’ da idam cezasýnýn ifa edildiði yere denirdi.
TBMM’de ve grup toplantýlarýnda ayný sýralarý paylaþtýðý bir milletvekili arkadaþýndan “Manyak herif... Deli... Abuk sabuk konuþuyor” diye söz etmesini ben de yadýrgadým elbette CHP Aydýn milletvekilinin; ancak yadýrgamam beni onun aðzýndan ifade edilen evrensel gerçeði takdirden alýkoymuyor...
Evrensel gerçek þu: CHP kuruluþunu takip eden tek parti dönemi dýþarýda tutulacak olursa halkýn oyuyla iktidara gelmeyi hiç baþaramamýþ bir partidir; yalnýzca askeri darbeleri takip eden dönemlerde —o da bazen— felek yüzüne gülmüþtür CHP’nin...
‘Felek’, herhalde tahmin ettiniz, burada ‘þans, talih, kader, kýsmet, baht’ anlamlarýna geliyor...
Osman Bey’in bu tespitini, siyaset bilimciler, ‘CHP + ordu = iktidar’ diye formüle bile etmiþlerdir...
Aðýzlarýndan genellikle yadýrganacak sözler çýktýðý için sanýyorum, CHP’li birinin ‘ihtilâl’ kelime-i seyyiesini kullanmasý bazý yorumcular tarafýndan aþýrý biçimde eleþtirildi. Had bildirmeye kalkanlar da çýktý. Kendi partisinin bir sözcüsü de, “Mahalle kahvesinde yapýlmýþ bir konuþmayý koskoca CHP camiasýna mal etmek yanlýþtýr” cümlesiyle söyleneni sahiplenmedi...
‘Kelime-i seyyie’ kötü söz, suç sayýlan sözcük demek...
Gerçekten de CHP’nin sahiplenmesi hayli müþkül, zihne takýldýðýnda derhal uzaklaþtýrýlmasý gerekecek çapta ürkütücü bir cümle o. Öyle ya, CHP’ye sadece ihtilâller sonrasýnda gün doðuyorsa, ihtilâl yapacak komutanlarýn hepsi tasfiye edilmiþ ve bu yüzden gün asla doðmayacaksa, ortalýk hep kapkaranlýk kalacak demektir.
‘Müþkül’ zor demek...
Aydýn milletvekili Osman Bey de, kahvehanede toplanmýþ seçmenlerine, can havliyle bunu duyuruyor iþte:
Partimize iktidar olacaðý umuduyla oy veriyorsanýz neredeyse imkânsýz bir geliþme beklediðinizi biliniz; bilmiyorsanýz öðrenin: Darbeseverler tasfiye oldu, kimsenin darbe yapacaðý yok... Artýk iktidarý sadece sandýða düþen oy belirliyor...
Ýhtilâl olsun istemiyor Osman Aydýn, ‘au contraire’, ihtilâllere bel baðlamaya alýþmýþ bir kitleye demokrasinin temelini teþkil eden “Ýyi olan kazansýn” kuralýný hatýrlatýyor. Halkýn nezdinde iyi olmayanýn nal topladýðý bir yarýþtýr demokrasi...
‘Au contraire’ Fransýzca tam tersi demek. ‘Nal toplamak’ ise arkada kalmak, yenilmek anlamýna gelen bir deyimdir.
Bazý sözcük ve deyimlerin güncel anlamlarýný ara sýcak olarak vermemi yadýrgayanlarýnýz var mý? Olmasýn. Geçen akþam, Türkçesi düzgün bir gençle sohbet ederken basit bir deyim kullandým, anlamadý, tersini kast ettiðimi sandý. Yazý boyunca araya girip ‘deyimler sözlüðü’ iþlevini üstlenmem bu yüzden...
Umarým, Osman Bey’in yanlýþ anlaþýlmasý gibi, yazýmý da farklý yönlere çeken olmaz.