Enerji zirvesinin 23’üncüsü Ýstanbul’da yapýlýyor. Öncekilere nazaran tüm dikkatlerin Türkiye üzerine çevrildiði bir zirveydi. Türkiye, en son 1977 yýlýnda ev sahipliði yaptýðý zirveden 39 yýl sonra konuklarýný yeniden aðýrladý. 82 ülkenin devlet hükümet baþkaný ya da enerji bakanlarýnýn yaný sýra dünyanýn sayýlý enerji þirketlerinin üst düzey temsilcileri de bu zirveye iþtirak etti.
Tanýtým ve organizasyon açýsýndan mükemmel bir hamle. Ama bundan daha öte bir durum var. Katýlýmcýlara bakýldýðýnda “ötekileþtirilmeye çalýþýlan ülkelerin gövde gösterisi” þeklinde de yorumlanacak bir manzara söz konusu.
Nasýl olmasýn? ABD tarafýndan sistem dýþýna itilmeye çalýþýlan Rusya, önce Chavez’in ardýndan da halefi Maduro’nun deli gibi gösterilmeye çalýþýldýðý Venezuela, Katar, Suudi Arabistan gibi onlarca ülke Devlet Baþkaný, Baþbakan ve Bakan düzeyinde üst düzey katýlým saðladý. Ortak özellikleri “Dünya 5’ten büyüktür” olan bu ülkeler zirveye bu kadar önem atfedip bu mesaja katký için üst düzey katýlým saðlarken, mesela ABD “neredeyse” katýlmadý. Oysa enerji için savaþlar bile çýkaran bir dünya jandarmasýndan bahsediyoruz.
ABD hiç hoþlanmadý bu zirveden. Neler olup bittiðini görmek adýna katýldý bekli de zirveye ama eminim aðzý açýk kalmýþtýr. FETÖ’yü kullanarak Türkiye’yi iþgale yeltenen, Erdoðan’ý katletmeye çalýþan ABD, zirvede yýldýz gibi parlayan Türkiye ve Erdoðan’ý görmekten herhalde mutlu olmamýþtýr.
Üstüne üstlük bölgenin en önemli aktörlerinden biri olan Rusya ile hem Suriye konusunda hem de “Türk Akýmý” meselesinde anlaþmýþ olmasý planlarý bozulan ABD’yi eminim rahatsýz etmiþtir. Belki de Hillary Clinton’un “Suriye’de Kürt unsurlarý (PKK’yý ve yandaþý PYD’yi kastediyor) silahlandýrmalýyýz” söylemi bu rahatsýzlýðýn bir dýþa vurumudur.
Sadece bununla da sýnýrlý deðil durum. ABD’nin, Irak Baþbakaný Ýbadi aðzýyla Baþika üzerinden Türkiye’yi sýkýþtýrmaya çalýþmasý, bölgede oynanan oyunun büyüklüðünü, hamle ve karþý hamleleri anlamak açýsýndan çok önem arz ediyor.
Ateþler içinde bir bölge, o bölgede onlarca oyuncunun katýldýðý bir satranç oyunu, bu oyunda çeþitli ittifaklarla Türkiye’nin kazanýmlarýný maksimum hale getirmeye çalýþan bir lider var. Hükümetle birlikte ülkenin kazancý için arkasýna milletini alarak hareket ediyor. Peki muhalefet ne yapýyor?
MHP’yi ayrý tutarak deðerlendiriyorum. Çünkü Devlet Bahçeli her zaman yaptýðýný yapýyor. Kritik anlarda yine devreye giriyor, basiretli hamleler, yerinde destekler ve yapýcý eleþtirilerle sürece katkýsýný gösteriyor.
HDP’yi de ayrý tutarak deðerlendiriyorum. Her zaman yaptýðý gibi bölücülükte sýnýr tanýmýyor. Fiþinin baðlý olduðu ülkelerin adýna hamlelerini dizayn ediyor. Provokasyonda zirve yapýyor. (Bakýnýz Hurþit Külter meselesi) Türkiye’nin bu satranç tahtasýnda yenilmesi için her türlü çelmeyi atýyor.
Gelelim CHP’ye. Aslýnda burada baþlýðý hatýrlamakta yarar var. Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP bel altý, bel üstü, çelmesi bol, fair play’i az bu oyunda tamamen farklý bir gündemle çýkýyor seçmeninin karþýsýna.
Musul’a operasyonun konuþulduðu, bu minvalde Türkiye’nin pozisyon belirlediði, ittifaklar kurup yeni müttefikler kazandýðý noktada, Bizanslý papazlarýn edasýyla hareket ediyor. Adeta meleklerin diþi mi erkek mi olduðunu tartýþýyor CHP. Aylin Nazlýaka’nýn yani CHP’nin gündemi Anýtkabir’deki çocuk parký ya da 30 küsur yýl önce kurulan futbol sahasý oluyor. Allah size akýl fikir versin diyeceðim ama vermesin, vermesin. Bu akýlsýzlýk size yakýþýyor.