Halka arz ‘Büyük iade sürecinin’ ilk adýmý

10 yýllýk Erdoðan iktidarýný tek cümle ile tarif etmelerini istediðimde, konferans düzenlediðimiz illerde benzer cümleleri duyuyorum; Türk Devleti ve Türkiye’nin, kendini 1946 sonrasý “YERLEÞÝK” olan tarif eden “seçkinci” zümreden alýnýp, Türk Halkýna iade edilme süreci...

Sevgili dostlar, bu kýsa tarif çok net ve aslýnda kýsa olduðu kadar da detaylý. Gerçekten geride kalan 10 yýlda baþta “yönetim dinamikleri” olmak üzere birçok yapý “seçkinci” zümreden alýnarak Türk Halkýna iade edildi... Þimdi sýra Türk Halkýnýn ve Devletin varlýklarýnýn gerçek sahiplerine iade edilmesinde... Daha açýk yazarsam; seçkinci yapý tarafýndan paylaþýlan yeraltý ve yerüstü zenginliklerimizin o deðerlere sahip olmasý gerekenlere geri verilmesinde.

Bu noktada konuyu daha iyi anlatmak ve “iade sürecini” detaylandýrmak için geriye dönmek ve bazý detaylarý paylaþmak istiyorum. Konu “ekonomi ve varlýk” olunca ilk etapta 1946 sonrasý nasýl bir temele oturduðunu sorgulamamýz gerekli...

Sevgili dostlar, özellikle 1946 devalüasyonu ve ikinci dünya savaþý bunalýmýnda “yön arayýþý” ile iyice bunalan Türkiye, dýþarýdaki yerleþik yapýnýn içeride türetmeye baþladýðý “burjuva sýnýfýna” ve onlarýn uzantýsý olan siyaset adamlarýna maalesef teslim oldu... 1950-1960 arasýnda “kendini bu yapýdan” kurtarmayý deneyen Menderes ve ekibi, Türkiye’yi bu kalýptan çýkarmayý denese de “içerideki türetmelerin tahrikleri” ve dýþ odaklarýn “tezgahý” ile Türk askeri tarafýndan linç edildi... Ordu iyi niyetle (aklýnca) hareket ediyordu ama aslýnda Türkiye’nin geleceðini-baðýmsýzlýðýný ve potansiyelini biçiyordu. Ayný durum 1960’tan 1977’lere kadar devam etti. Yerleþik yapý palazlandý, Burjuva’nýn biti kanlandý, halkýn varlýklarý transfer edildi. 1977-1980 arasýnda “Türkiye’de baþlayan fikri ve maddi” kýpýrdanmaya izin verilemezdi, “NETEKÝM DE” verilmedi! 1980’de yine ayný çark çalýþtý ve 1960’da Türkiye’yi “asker süngüsüyle” tuzaða yeniden çeken DÜZEN, bu sefer yine ayný yola baþvurdu. 1980-2003 arasý yöntemin “sadeleþtiðini” fakat 28 Þubat ve elektronik darbe denemeleri dahil yapýnýn aynen çalýþtýðýný gördük. Sistemin özü hep aynýydý; “dýþarýdaki düzen-içerideki türetme taþeronlar-yaratýlan medya-sanal kamuoyu” gibi unsurlar el ele vererek, askeri de SON ÜTÜCÜ olarak kullanarak, Türkiye’yi istedikleri kalýba döktüler... 1946-2003 arasýnda bu YÖNTEM kullanýlarak BÝZÝM olan her þey “o zümreye ve uzantýlarýna” transfer edildi. Paylaþýlan yeraltý-yerüstü kaynaklarý hariç 1946-2003 arasýnda nakit olarak 2.2 trilyon dolarýmýzý, 1980-2003 arasýnda 1.5 trilyon dolarýmýzý “faiz oyunu” ile çaldýlar. Bu zümre benim hesaplarýma göre 5.000 gerçek-tüzel kiþiden, Numan Kurtulmuþ’un araþtýrmasýna göre 13.000 aileden oluþuyor...

Bu tespitler sonrasý gelelim “köprü ve otoyollarýn halka arz edilmesinin” neden çok önemli olduðuna ve nasýl bir sürecin kapýsýný araladýðýna...

Sevgili dostlar, BÜYÜK LÝDERLER’in en önemli adýmý ve TAM olarak “BÜYÜK LÝDER” oluþlarý “varlýklarý halkla paylaþmalarý” ile baþlar ve arkasýndan zirve gelir. Büyük Ýskender’in Makedonya’dan Hindistan’a kadar gidebilmesinin altýnda “büyük paylaþým” yatarken, Sezar “SEZAR olmak” için Rubicon nehrini geçerken ordusuna ve halkýna þu sözü verir; ROMA’YI ONLARDAN ALIP SÝZE VERECEÐÝM... Bu yüzden de en yakýnlarýnca linç edilir, yerleþik yapý ROMA’nýn varlýklarýnýn halk ile paylaþýlmasýna göz yummaz! Aslýnda Menderes’in de kaderi aynýydý. Batý ittifakýndan alýnan borçlarýn içeride yerleþik yapýya daðýtýlmasý yerine Rusya ile yeni bir model denemesine giriþmesi ve arkasýndan “yerleþikleri devre dýþý býrakma” isteði tek suçuydu!

Sonuç 1: Köprü ve otoyollarýn halka arz edilmesi “BÜTÜN VARLIÐIN gerçek sahiplerine” verilmesinin ilk adýmý. Arkasýndan Türkiye’nin yeraltý kaynaklarý, deðerli þirketleri ve sabit getir üreten þebekeleri gelecek. Örnek; gaz ve petrol yataklarý, BOTAÞ, TPAO, Aselsan, Havelsan, Roketsan, MKE, TAÝ, Kamu Bankalarý...

Sonuç 2: 2008 sonrasý Türk ekonomisi “Bilgi Temelli Modele” doðru hýzla ilerlemeye baþladý. Bu baþlangýç hatta alýnan yol “çok iyi” olmakla birlikte asla yeterli deðil. “Üretiyorum” þapkasý altýnda hala kendini saklayan “montaj endüstrimizden” tamamen kurtulmamýz ve Devlet imkanlarýyla onlarý asla ama asla desteklememiz ilk þart... Örnek; 50 yýldýr Türk firmalarý TV, buzdolabý, makine ve birçok þey ürettiklerini iddia ediyorlar, bu noktada soruyorum; sizden çok sonra ortaya çýkan bir Kore þirketinin neden 1/10’u bile olamadýnýz! Neden size ait tek bir küresel yazýlým, tek bir küresel lisans yok! Bunun sebebi de çok açýk; YERLEÞÝK YAPI gerçek bir paylaþým olmadýðý için asla gerçek rekabet etmedi!

Son söz: Sadece köprü ve otoyol halka açýlacak kadar olaya BASÝT bakmayalým lütfen! Bu bir ÝLK ve arkasýndan Türkiye’nin bütün deðerlerinin halka açýlmasý, Türkiye’de yerleþik her vatandaþ ile paylaþýlmasý gelecek! Çok önemli hatta 100. Yýla girerken bence en önemli ADIM!

Not: Erdoðan’ýn BAÞKANLIK sürecinin BÜYÜK PAYLAÞIM ile baþlamasý, Türkiye’nin kaderinin tamamen deðiþebileceðini gösteriyor... Sekteye uðratmaya çalýþacaklardýr, var gücümüzle destek olalým... Destek olalým ve Türkiye her þeyiyle BÝZÝM OLSUN!