Halka güvenen kazanýr

Allah’ýn bildiðini sizlerden saklayacak deðilim: PKK’nýn Paris’teki irtibat bürosunda üç kadýnýn suikasta kurban gitmesi olayýný barýþ sürecini berhava etme amaçlý bir operasyonun parçasý olarak görenler arasýnda ben de vardým; bu sebeple de, cenazeler Diyarbakýr’da düzenlenen törenle memleketlerine gönderilene kadar içim içimi yeyip durdu.

Çok þükür, kitleler kýþkýrtmaya gelmedi, rencide edici pankartlar açýlmadýðý gibi taþkýnlýk yapýlmasýna da fýrsat verilmedi. Tam tersine, barýþa ve umutlarý yeþerten sürece destek anlamýna gelecek görüntülerle doluydu tören...

Demek ki, etrafýmda varlýðýný sezdiðim “Akan kan dursun” yolundaki kabul, Diyarbakýr ve çevresinde yaþayanlar tarafýndan da benimseniyormuþ...

Bu çok önemli.

Önemi þurada: Bizde yaþanana benzer þiddetin dilinin egemen olduðu, görüþleri ifade etme yerine talepleri dile getirme aracý olarak silâhlarýn kullanýldýðý ülkelerde, barýþ yolunda atýlan adýmlar, ancak halklardan gizlenerek sonuca varýlabildi. Halklar duyarsa tepkilerin önünün alýnamayacaðý endiþesiyle... Oysa iþte gördük, bizde herkesin önünde götürülüyor silâhlarýn susmasýný getireceðine inanýlan süreç ve tepki gelmesi beklenen kitleler, tepkilerini, süreci destekleyerek veriyorlar...

Eðer her þey beklendiði gibi gider ve sonunda þiddetin dili yerini siyasetin diline terk ederse, bunun kalýcýlýk kazanacaðýna güvenebiliriz.

Yine de dikkatli olmakta yarar var.

Türkiye deðeri her geçen gün biraz daha artan bir coðrafyanýn parçasý; deðerli olduðu kadar sýkýntýlarý da içinde barýndýran bir coðrafyanýn... Yakýn ve uzak çevredeki hangi ülkeye bakarsanýz bakýnýz, birden fazla ciddi sorunla baþ etmek zorunda kaldýðýný göreceksiniz. Kiminde iç-savaþ var, kimi ülkeye ise dýþarýdan müdahale ediliyor. Ýç ve dýþ müdahalelerin henüz söz konusu olmadýðý ülkelerin çoðu da halkýnýn yan baktýðý rejimlere sahip.

Ülkemiz de pek çok yönüyle yakýn-uzak komþularýna benziyordu; ‘Kürt sorunu’ ile ilintili terörü sona erdirmeyi amaçlayan giriþim amacýna ulaþýrsa, Türkiye, içinde yer aldýðý coðrafyada gerçek bir demokrasi olarak parlayacak.

Bu da eksik olan ‘öz-güveni’ müthiþ artýrarak düne kadar çeþitli sebeplerle ertelenen pek çok iyileþtirici hamleye cesaret edilmesinin önünü açabilecek...

Hak ve özgürlüklerin en geniþ biçimde yaþandýðý, demokrasisi olgunlaþmýþ bir ülkenin ekonomik performansý da kendiliðinden yükseliyor; Türkiye kendisi için seçtiði ‘dünyanýn ilk on ekonomisinden biri olma’ hedefine daha kestirme yoldan varabilir...

Dünkü tabloya bakýp ileri hayaller kurduðumun ben de farkýndayým. Terörün varlýðý, kaybettiðimiz onca insan, anlamsýz savaþa ve savaþýn varlýðý yüzünden alýnan aþýrý tedbirlere enerjilerin sarf edilmesi hayallerimizi bile köreltmiþti. Müsaade edin de birazcýk heyecanlanabilelim.

Tabii ihtiyatý elden býrakmadan...

Her atýlan adým ve karþýlaþtýðý olumlu cevap umutlarý pekiþtirmeye yaradýðý gibi, olumlu giden süreç bir noktada týkanýrsa bunun meydana getireceði hayal kýrýklýðý da eskisinden büyük olur. Yalnýzca bu sebeple bile kaydedilen her baþarýdan sonra ihtiyatý elden býrakmamak gerekiyor.

Dünkü iyimserliði ileri götürmeye yarayacak yeni adýmlar da bekleyebiliriz.