Halka ters ‘siyaseten doðru’ böyle olur

‘Siyaseten doðru’hep onlar olacak; ‘onlar’, yani CHP’yle aþna-fiþne, kalpleri hep ‘sol’ tarafa meyilli olanlar... Eðer ‘siyaseten doðru’ saymadýklarýyla ahbaplýk ediyorsa kendi içlerinden birine de tahammülleri yok... ‘Siyaseten doðru’ saymadýklarýna karþý çýkanýn ise, isterse düþman belledikleri biri olsun, baþlarý üzerinde yeri var...

Tespiti boþuna yapýyor deðilim; öfkem dün okuduklarýma...

Milliyetgazetesinde yeni bir yönetici iþbaþýnda, daha önce dört yýl Milliyet’i yönetmiþ Derya Sazak gazetenin yeni sahipleri tarafýndan bir kez daha ayný göreve getirildi. Her yayýn yönetmeni gibi o da daha beðenilir bir gazete yapma çabasýnda; kýsa zamanda bayaðý yol da aldý. Milliyet’i bir yandan Abdi Ýpekçi geleneðiyle yeniden buluþturmaya bir yandan da çaðý ýskalamamaya çalýþýyor. Ancak Derya Sazak deneyiminde birinin cesaret edebileceði çapta bir iþ soyunduðu...

Baþarýlý olmasýný yürekten dilediðim bir dostum o...

Ne beklersiniz, hiç deðilse onunla ayný çizgide olan meslek mensuplarýnýn kendisine kredi açmasýný deðil mi? Hayýr, hiç de öyle deðil. Biri, dün, Ak Parti ile ‘yakýn’ olduðunu ileri sürerek karalama telâþýna düþtü Milliyet’in yeni yönetmenini...

Olabilir, yazýnýn çýktýðý gazetenin okur kitlesi Milliyet’e fazla uzak deðil; tiraj kaybetme korkusu insana böyle yazýlar yazdýrabilir. Ancak ‘Ak Parti yakýnlýðý’ için seçtiði örnek yanýltýcý...

‘AKP iktidarýyla gül gibi geçiniyormuþ, TRT Fehmi Koru ile birlikte program yaptýrýyor’imiþ... En büyük kabahati bu.

Pazar günleri Derya Sazak ile Prof. Mustafa Erdoðan, Prof. Fuat Keyman ve beni buluþturan, ara ara Cumhurbaþkaný’ný, Baþbakan’ý, CHP ve BDP liderlerini de konuk ettiðimiz, dört yýl boyunca her kesimin ilgiyle izlediðini sandýðým ‘Politik Açýlým’ programýný aylar önce sona erdirdi TRT. Ayný hafta tatile giren ve “Kaldýrýldý” denilen CNN-Türk’teki ‘Medya Mahallesi’ programý yeniden baþladý, ‘Politik Açýlým’ bitti, bitirildi.

Yani? Bu sorunun cevabýný siz bulun...

Kendini ‘Siyaseten doðru’ sananlarýn endiþesi Derya Sazak’ýn kiminle dost olduðu veya nerede program yaptýðýndan kaynaklanmýyor, deneyiminin baþarýlý olma ihtimali ürkütüyor ‘siyaseten doðru’ olma iddiasýndakileri...

Öfkemin bir diðer sebebi de, yönettiði gazetede dün çýkan, Suriye’deki iç savaþ sonrasýyla ilgili senaryonun artýk ABD tarafýndan yazýlacaðýna sevinen bir yazý... Hilary Clinton Türkiye’yi by-pass edip Esad muhaliflerini Katar’da buluþturacak ve onlara artýk ABD’nin istediði yönde adým atmalarý talimatýný verecek diye nasýl seviniyor yazar, bir bilseniz...

Sevinecek ne var bunda?

Türkiye’nin izlediði politika, ülkemizin çýkarlarýna hizmet etmek üzere belirlenmiþ baðýmsýz bir çizgiydi. Yanlýþlarý varsa bizim yanlýþlarýmýzdý onlar ve bizler tarafýndan eleþtirilerek doðruya eriþilebilirdi. Nitekim, son zamanlarda bu yolda adýmlar da atýlmaya baþlanmýþtý. Washington ipleri kendi eline alarak Suriye’de ‘bize-raðmen’ bir politika izlerse, bundan kim zarar görecek dersiniz?

Halkýn neden ‘onlara’ ters baktýðý böyle ortamlarda çok daha iyi anlaþýlýyor.