Başkan Aquino: ‘Halkımdan barışı esirgemeyeceğim’

Filipinler Başkanı Benigno Aquino seçilir seçilmez “Ülkemde çok fazla acı çekildi. Ben halkımdan barışı esirgemeyeceğim” dedi ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi ile masaya oturdu. Moro’ya barış güçlü liderlik ve üçüncü tarafla geldi.

BARIŞI GÜÇLÜ LİDER VE 3. TARAF GETİRDİ

İstanbul’dan Filipinler’e, THY’nın üç ay önce başlamış olan Manila seferleri sayesinde aktarmasız ve rahat, ama 12 saatlik bir uçuşla varıyoruz. Muson iklimi nemli havasıyla, aniden başlayan sıcak yağmurlarıyla dünyanın bambaşka bir coğrafyasında olduğumuzu hissettiriyor hemen.

Çatışma çözümleri alanında uzmanlaşmış DPI (Demokratik Gelişim Enstitüsü)’nün davetlisi olarak Moro barış sürecini takip etmek üzere Filipinlerdeyiz. Küçük bir heyetiz. Heyette Kezban Hatemi, Sevtap Yokuş, Ali Bayramoğlu, Kadir İnanır, Yılmaz Ensaroğlu, Erol Katırcıoğlu, Kerim Yıldız, Esra Elmas ve Meclis yemin törenlerine denk geldiği için 24. dönem milletvekilleri var.

AK Parti’den Nursuna Memecan, HDP’den Ayla Akat Ata ve Nazmi Gür, CHP’den Melda Onur ve Alaattin Yüksel heyetin siyasileri. Ve tabi çevirmeniz Eren ile DPI’ın değerli çalışanları da bizimle beraber.

40 yıl boyunca 120 bin insanın ölümüne, milyonlarca insanın acı çekmesine, travma yaşamasına, yerinden yurdundan olmasına yol açan Moro sorununun nasıl çözüldüğünü öğrenmek için bir hafta boyunca tarafları dinledik, sorular sorduk, notlar tuttuk. Hem Başkan’nın adamlarıyla ve Filipinler hükümeti yetkilileriyle, hem Moro İslami Kurtuluş Cephesi’nden (MIKC) ve Filipinler ordusundan komutanlarla görüştük. MIKC’nin bir numaralı ismi Hacı Murat ile de uzun ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik.

 

Süreçte çok önemli bir işlevi yerine getiren üçüncü tarafla, sivil toplum temsilcileriyle, medya mensuplarıyla da buluştuk.  Türkiye’deki durum için Filipinler tecrübesinden devşirebilecek faydalar olduğunu gördük. Bu yazı dizisinde Filipinlerin başkenti Manila’da ve Müslüman Mindanao’nun merkezi konumundaki Cotabato’da yaptığımız görüşmelerin notlarını bulacaksınız.

SORUN NEYDİ?

13. yüzyılda Yemenli tüccarlar vasıtasıyla halkı Müslüman olan ve Raja Sülayman’ın liderliğinde Müslüman bir krallık olan Mindanao (Moro) adası 15. yüzyılda İspanyollar tarafından sömürgeleştirilir. 300 yıl boyunca Müslüman halk Hıristiyan olmaya zorlanır ve büyük zulümlere katliamlara maruz kalır.

1898’te İspanyollar adayı 20 bin Amerikan doları karşılığında ABD’ye satarlar. ABD’de de 1946’da bağımsızlaşan Filipinler Cumhuriyeti’ne devreder Mindanao adasını. Bütün bu uzun zulüm yılları boyunca ayaklanır ve zulme esarete itiraz ederler Müslüman Morolular.

Filipinler devletinin Moro halkının sesine taleplerine kulaklarını tıkaması ve sorunu şiddetle bastırması sonucunda Morolular 70’li yılların başından itibaren silahlanırlar. Başka oluşumlar da olmasına rağmen halktan en fazla destek gören ve mücadelesini sürdüren yapı MIKC (Moro İslami Kurtuluş Cephesi) olur.

BARIŞIN GELİŞİ

40 yıl boyunca süren çatışmada 120 bin insan hayatını kaybeder. Verilen oranlara göre kayıpların yüzde 50’si MIKC savaşçılarından, yüzde 30’u sivillerden yüzde 20’si ise Filipinler askerlerinden.

Ülke içinde büyük göçler, insan hakları ihlalleri, hukuksuzluklar, travmalar olur ama soruna cevap bulunamaz. 1974’de imzalanan ilk otonomi anlaşmasına rağmen barış hayata geçirilemez.

1997’de başlayan barış müzakereleri 2001 yılından itibaren Malezya’nın kolaylaştırıcılığında sürdürülür. Bundan da sonuç alınamayınca MIKC’nin talebiyle Türkiye, Malezya, İngiltere ve Japonya’nın yer aldığı Uluslararası Temas Grubu devreye sokulur.. Ekim 2012’de imzalanan Bangsamoro’ya Dair Çerçeve Yasa, genişletilerek Ocak 2014’te tamamlanır ve yasa metnine çevrilir.

Bangsamoro Temel Kanunu altı aydır Temsilciler Meclisi’nde bekletiliyor. Meclis şu an tatilde ve yasanın geçip geçmeyeceğine dair gergin bekleyiş sürüyor. 

BAŞKAN AQUINO: HALKIMDAN BARIŞI ESİRGEMEYECEĞİM

Filipinler’de sağlanan Moro barışında iki özellik özellikle göze çarpıyor. İlki, tarafların çözüm hedefiyle hareket eden güçlü liderlere sahip olması. Diğeri ise işlerin tıkandığı noktada üçüncü tarafın devreye sokulması.

2001’de Malezya’nın kolaylaştırıcılığında başlayan süreç 2009’da Uluslararası Temas Grubu’nun oluşturulmasıyla büyük aşama kaydetmiş. Sekiz üyeli bir heyet Uluslararası Temas Grubu. Dördü devlet temsilcisi (Türkiye, Japonya, Malezya, İngiltere) dördü farklı ülke STK mensuplarından oluşuyor.

Türkiye Moro’da üçüncü taraf 

Türkiye’nin temas grubuna seçilme nedeni, bölgedeki Müslüman azınlıkların haklarını korumakla tanınıyor olması. Türkiye’nin Moro barış sürecinde üçüncü taraf olması bununla da sınırlı değil. IHH ikinci başkanı Hüseyin Oruç barış süreciyle ilgili gelişmeleri izleyen ve STK temsilcilerinden oluşan bir birimin üyesi. Bağımsız Silahsızlandırma Grubunun da başkanı ise bir Türk. Eski büyükelçi Haydar Berk.

Her iki taraf da Türkiye’nin rolünden duydukları memnuniyeti bilhassa belirtti. Türkiye’nin Moro barış sürecinde bu kadar etkin rol almasının nedeni olarak Moro halkının Türkiye’ye duyduğu güven gösterildi. “MIKC silahtan vazgeçmek istemiyordu, güven konusunda ve siyasi konularda Türkiye önemli rol oynadı” denildi.

Barış inanın zor değil!

Malezya adına süreçte “kolaylaştırıcı” olarak rol alan Ali Salim, dünyadaki 6-7 ayrı çatışma çözümünde bulunmuş deneyimli bir isim. Bir hafta boyunca bizimle birlikteydi ve ayrılırken “Başta her şey çok karmaşık ve zor görünür ama inanın barış zor değildir. Heyetinizin sorduğu sorulardan, meseleleri kavrayışından anladım ki, Türkiye bu işi kolaylıkla halledebilir” diyerek yüreklendirdi her birimizi. 

Malezya’nın rolü başta biraz eleştirilmiş. Sabah adasının sahipliğiyle ilgili iki ülke arasında sorun olması ve MIKC’yi en başta Malezya’nın silahlandırdığının düşünülmesi şüphe uyandırmış. Ama zamanla durum değişmiş. Malezya’nın süreç içinde olmasıyla Filipinler üzerindeki baskı ve kontrolünü azaltacağı umulmuş. Böylece çatışmadaki rolünü barış için değiştirmiş, barış için sıkıştırılmış, barışa bağlanmış olur, diye düşünülmüş.

Tarafların halka açıklanmayan taahhütlerini takip ediyor şu an Malezya. Temas Grubu çok önemli iş yaptı diyor Ali Salim: “Toplantılar bazen çok gerilir. Temas grubu işte o noktada taraflarla konuşup odada kalmalarını sağlayarak sürecin devamını ve konuların takibini sağladı. Biz silahsızlandırmayı “normalleştirme” kavramıyla açıklıyoruz. Barış mimarisi barış sürecinin en önemli başarısı. Süreç ilerledikçe yeni mekanizmalara ihtiyaç duyuldu ve ihtiyaca göre yeni yapılar oluşturuldu. Ortak bir normalleşmeyi takip grubu kuruldu.

WhatsApp’ta yazışarak

Uluslararası Temas Grubu: Gruptaki devlet yetkilileri başta çok çekingendi. Yazıya dökmek istemiyorlardı. Zaten coğrafi olarak çok dağınıktık. WhatsApp bir süre sonra temel iletişim biçimimiz oldu. Bu bizi de, işi de resmiyetten çıkardı. Güven oluştu. Bu sayede birbirimize yardım ettik. Şu kişiye şu konuda baskı yapar mısın, şu gruba şu konuyu anlatır mısın, şu konuda karşı tarafın görüşünü alır mısın gibi. Bizim için kimin yaptığı önemli değildi, o hedefe varmak önemliydi.

Süreç için dört aşama 

1) Taraflar arasındaki anlaşma Bangsamoro Temel Yasası adıyla yasa metnine dönüştürüldü. Yasa Meclis’te bekletiliyor.

2) MIKC silah bırakmayı tamamlarsa Müslüman Mindanou Özerk bölgesi olarak bilinen bölgede Bangsamoro Özerk devleti kurulacak. Geçiş hazırlığı sürüyor.

3) Bangsamoro’da Filipinler hükümetine bağlı ama yerel bazda özerk devlete ait bir polis teşkilatı oluşturulacat. Silah bırakan MIKC savaşçıları dönüşüm eğitiminden geçerek polis olacaklar.

4) Çıkış anlaşması. Sürecin 2016’da tamamlanması planlanmış ama takvim öyle ilerlememiş.

Öyle bir önyargı vardı ki bizi kelle avcısı sanıyorlardı

-Yasmin Busran-Lao / Müslüman Filipinliler Ulusal Komisyonu Sekreteri: Ben çocukken Moro’da Hristiyanlar ve Müslümanlar birarada mutluydu. Ama Marcos dini baskı aracı olarak kullanmaya başladı ve evler arabalar yakıldı, insanlar öldü. 12 yaşımda Manila’ya göç ettik. Ayrımcılık nedir, okulda gördüm. Önümde oturan kız kafasını omuzlarının arasına çekiyordu çünkü kafa keseceğime inanıyordu.      İnsanlar çocuklarını “yaramazlık yaparsan seni Moroluya veririm” diyerek büyüttüğü için önyargılar yüksekti. Müslümanları kelle avcısı ve katil sanıyor, kuyruğumuz olduğuna inanıyorlardı. Yolda taksi bile durduramıyorduk, başörtülü olduğumuzu gördükleri an gaza basıyorlardı. Hayatım böyle biri olmadığımı anlatmakla geçti. Zamanla önyargılar aşındı ama çok acı çekildi. Bu esnada MIKC kuruldu. Ara ara anlaşmalar oldu ama sonuç alınamadı. Her başkan kendi politikasını getirdi. Corizon Aquino sahici bir dille konuştu bizimle. Ramos’un geliştirdiği çözüm Estrada’nın güvenlikçi politikasıyla eridi gitti. Bu esnada yüzbinlerce insan göç etti, her yer göçmen doldu. Yardım için çalıştım ve savaşın insanları insanlıktan nasıl çıkardığını gördüm.

Yerinden edilmenin her cins ve yaş grubu için farklı sonuçları var. Kadınlar daha olumsuz etkilenir bu koşullardan. Kampta mahremiyet sıfırdır. Genç kızlar hayatta kalabilmek için 2., 3. eş olmayı kabul etmek zorunda kaldı. Erken yaşta hamilelik, zor doğumlar, bebek ölümleri... Travmalar yaşandı.

MÜZAKERELERİ ANGRY BİRDS YUMUŞATTI!

-ULUSLARARASI TEMAS GRUBU: Aramızda sadece bir kadın üye vardı. Sekiz kişiden sadece biri kadındı. Meryem Ema Kamboçyalı sivil toplumcu biriydi. Onun fonksiyonunu zaman zaman biraz zayıf buluyorduk ama bir gün öyle bir şey yaptı ki! Müzakerelere Angry Birds (kızgın kuşlar) balonlarıyla girmek istedi. Önce kendi içimizde tereddüt ettik çünkü tarafların kızgın olduğu bir anda nasıl tepki vereceklerini de düşünmek durumundasınız. Ama taraflar birbirlerine kızgın kızgın konuştuğunda Meryem hanım çıkarıp onlara Angry Birds balonları gösteriyordu ve hava gülüşmelerle yumuşuyordu!

Temas Grubu  nasıl çalışıyor?

Hükümet ve MIKC kendi kararlarını kendisi alıyor. Bizim onlara nasıl destek vereceğimize onlar karar veriyor. Biz iki tarafa da eşit mesafedeyiz. İstemeleri halinde gizli brifingler, gizli belgeler veriyor aralarında diyalog sağlıyoruz. Yaptığımız iş kamuoyuna açık değil. Zaten ne olduğunu açıklamak bizim değil tarafların hakkı, kararı. Biz karar ve gündem dayatmıyoruz taraflara. Sadece onlar istediğinde hizmet veriyoruz. Ayrıca iki taraf da bizden yardım aldıklarını reddedebilme kolaylığına da sahipler.