Devlet yönetimleri, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika'da, Ýsrail'in yanýnda dursa da halklar, katliamlarýn karþýsýnda. Ýnsanlýk ayakta!
Birleþmiþ Milletlerde veto hakkýna sahip 5 ülke ve aslýnda nükleer silah sahibi olan devletlerin kendi arasýndaki konsorsiyum, Ýsrail'in Filistin'de icra ettiði iþgal, katliam, ayrýmcýlýk, yurtsuzlaþtýrma, insansýzlaþtýrma gibi müteselsil suçlarý onaylýyor. Hatta son Gazze katliamýnda teçhizat ve silahlandýrma desteði yaný sýra, muharip güç desteðinde de bulundular.
Göreceli olarak bu duruma 'Ýsrail'in küreselleþmesi' diyenler var. Yani global düzeyde bir Ýsrail onayýndan, devletler düzeyinde küresel Ýsrailleþmeden bahsedenler var. Siyonizmin lobiler aracýlýðýyla; politika, finans, medya ve kimya alanlarýndaki ciddi patronajý ve kapitalizmin sistem olarak tüm bu süreçlere hizmet ediyor oluþu, ilk elden böyle bir düþünce konforu saðlayabilir belki...
Lakin bir de gerçek kiþiler var. Kurumlar ve süreçlerin üstten bastýrarak yaygýnlaþtýrdýðý Siyonizm kabulüne dair o sert dispozitifin tek tek uðraþmak zorunda olduðu gerçek kiþiler var. Onlar politikacý deðil, onlar nükleer silah anlaþmasý yapan büyük savaþ þirketleri deðil, onlar büyük medyalarýn algý sürüklenmeleriyle uðraþmýyorlar. Onlar sadece insan! Ýrlandalýlar, Arjantinliler, Bolivyalýlar, Cezayirliler, Endonezyalýlar, Fransýzlar, Belçikalýlar, Þilililer, Almanlar, Ýngilizler var. Ýsrail'in ve yandaþlarýnýn iþlediði insanlýk suçlarý karþýsýnda ruhu ve yüreðiyle meydanlara koþanlar, buna var gücüyle isyan edenler var...
Dünyada milyonlarca insan, Ýsrail vahþeti karþýsýnda ayaða kalkmýþ vaziyette... Halklar, küresel kötülüðün karþýsýnda! Siyonist vahþete itiraz ediyorlar. Filistin'in Filistinsizleþtirilmesini, insanlýk adýna iþlenmiþ bir suç olarak görüyorlar. Ýnsanlýk adýna, annelik adýna, babalýk adýna Ýsrail'e isyan ediyorlar. Çünkü Ýsrail bu korkunç katliamlarýnda soyut anlamýyla insanlýðýn, anneliðin, babalýðýn, evlatlýðýn, komþuluðun, millet olmanýn, toplumsallaþmanýn da kökünü kurutmaya yelteniyor. Canlýlarýn yaný sýra, yeryüzüne has deðerleri de bir buz kýrýcý gibi paramparça ediyor... Siyonizmin nihilizme varan ýrkçýlýðý, deðer ve onur adýna hiçbir þey býrakmýyor yeryüzünde...
Ýnsanlar bunun için ayakta!
Böylece bambaþka bir küresellik tablosu çýkýyor ortaya. Ýsrail eleþtirisi olarak baþlayan þey, Ýsrail reddiyesi olarak sürerken, Gazze'de 47 gündür devam eden facialardan sonra artýk Ýsrail nefretine dönüþüyor!
Dünya yeni bir döneme giriyor; bunu belki de ileride 'post-Siyonizm' diye hatýrlayacaðýz...
Okuyucularýmýz anýmsayacaktýr. 1993'teki Oslo Antlaþmalarý ile Filistin'de bir barýþ sürecinin baþlayacaðýna dair genel bir umut peyda olmuþtu. Yaser Arafat liderliðindeki Filistin yönetimiyle barýþ sürecini imzalayan Ýþçi Partisi lideri Ýzak Rabin'in, 1995'te ultra Ortodoks bir Yahudi tarafýndan öldürülmesi ve ardýndan 'Kasap' lakabýyla tanýnan Þaron'un yönetime gelmesi, barýþ umutlarýna kezzap dökmüþtü... Rabin'in öldürülmesi, Ýsrail'in iç politikasýnda ciddi bir dersti! Barýþa veya hukuka dair umutlar açýsýndan ise ciddi bir kýrýlmaya yol açmýþtý. 1995 sonrasý Ýsrail'deki saðcýlýk arttýkça arttý, vahþet normalleri haline geldi. Kötülüklerini kendilerini destekleyen küresel konsorsiyumla perçinledikçe perçinlediler...
Bugün Netanyahu ise zaten halký tarafýndan ciddi muhalefet gören bir siyasi figür olmasýna raðmen, Gazze'de iþlediði cinayetlerle, iktidarýný biraz daha uzatmak gayesindeydi...
Ama iþte hiç hesaba katýlmayan bir þey oluyor. Dünya bu elleri kan kokan bebek katillerinden nefret ediyor, hesap soruyor. Ýsrail, kurulduðundan beri hiç bu kadar yalnýz deðildi! Hesap vereceði günler de yakýndýr!