Halk’tan geçer

Sizce bu restleşmenin sonu nereye varır?

Başbakan Erdoğan ‘Mart ayına kadar süre veriyorum’ dedi, Kemal Kılıçdaroğlu da ‘Bu şantajı yemeyiz bir tek CHP’li kalıncaya kadar mücadele edeceğiz, direneceğiz’ dedi...

Artık ‘direneceğiz-mücadele edeceğiz, savaşacağız, taş, sopa’ sözlerini görünce anlıyorum ki ‘iktidarı destekliyoruz’ dedikleri ‘Kürt Sorunu’ ya da ‘Yeni Anayasa’ konusunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ya da vekillerine yine ‘soldan soldan’ gelmişler.

Kendilerine gelmeleri için de arada bir Başbakan Erdoğan’ın çıkıp ‘ülkenin önemli sorunları var sizin kaprislerinizle uğraşamam’ ayarı vermesi gerekiyor.

12 Haziran 2012 seçimleri CHP’yle ilgili bir şeyi daha öğretti bizlere, ayar yemeden, azar işitmeden, son mühlet verilmeden akılları başına gelmiyor!

Hatırlayın 12 Haziran seçimlerinde de ‘Meclis’e geleceğiz yemin etmeyeceğiz TBMM’yi kilitleyeceğiz iş yaptırmayacağız’ diye tutturmuşlardı.

Yapmayın etmeyin sözleri kar etmeyince Başbakan Erdoğan’ın ‘Size şu tarihe kadar müsaade’ minvalindeki sözlerini duyup bir de ‘işin ciddiyetini’ kavrayınca geldiler ve yeminlerini ettiler.

Şimdi de ‘Yeni Anayasa’yı yaptırmayacağız, gerekirse memlekette bir tek CHP’li kalıncaya kadar direneceğiz’ diyorlar.

Zaten 15 ay boyunca direnmişler.

19 Eylül 2011 tarihinde başlayan Yeni Anayasa Uzlaşma Komisyonu 15 ayda sadece 31 maddede uzlaşabilmişler.

103 maddeyi 15’e bölün ve hesaplayın bakalım Anayasa Uzlaşma Komisyonu bu işi kaç ayda bu işin içinden çıkabilir. Hadi 40 ayda (üç buçuk yıldan fazla) uzlaşma komisyonu ‘Yeni Anayasa’ taslağında anlaştı diyelim sizin anlayacağınız tam bir ‘yaz gelince sana arpa buğday vereceğim’ mevzusu.

Şimdi Başbakan Erdoğan’ın ‘Size Mart ayına kadar süre, uzlaştınız uzlaştınız uzlaşamazsanız biz de halka sunarız’ demesi haksız mı?

Bence geç bile kalındı bu resti çekmekte.

Ne söylemelerini bekliyoruz ki CHP’nin?

Ülkeye demokrasi gelsin mi demelerini? Evet 1982 darbe anayasasının ruhu değişmedikçe bu ülkeye demokrasi gelmez, kamuoyu araştırmaların da yeni bir anayasa isteyen seçmenlerin oranı yüzde yetmişlerde değiştirelim ve daha özgürlükçü bir anayasa yapılsın mı demelerini?

Ne diyecekler bir daha bu ülkede kimse darbe yapmaya yeltenemesin yeni anayasa da bunu da yasal güvenceye alalım mı?

Kürt sorununu çözelim mi? Ne bekliyoruz ki CHP’den?

Elbette seksen yılın CHP’sine evrim geçirtecek halimiz yok elbette!

CHP bildiğimiz Cumhuriyet Halk Partisi işte, içerisinde ‘halk’ ismi geçip de halkla uzaktan yakından ilişkisi olmayan, halktan kopuk, siyasi genleri bozuk, kuruldukları tarihten bu yana askerin dipçiği olmadan iktidara gelememiş bir parti.

Önce sahneye CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler çıktı CHP’nin ruhunu hatırlatmak için...

Dün de 2007 yılında Ruşen Çakır’a verdiği röportajda ‘Ben ulusalcı değil milliyim ayrıca da bu cı ci eklerini de pek sevmem’ diyen üç yıldır suskunluğunu koruyan eski CHP lideri ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal CHP kürsüsünden partililere seslenip, “Anayasa’dan Türklük kavramını çıkartmak isteyecekler. Buna izin vermeyelim. Biz hem ulusalcıyız, hem de yenilikçiyiz’’ sözleriyle bir anlamda Birgül Ayman Güler’e destek verdi. 

Kahve falı açmak gibi olmasında, üç gün mü desem üç hafta mı desem kesinlikle üç ay değil çok da değil ancak üç vakte kadar Önder Sav’ın sesi soluğu da bir yerlerden çıkar.

Hele bir CHP’de Haluk Koç’lu, Atilla Kart’lı, Muharrem İnce’li, İsa Gök’lü, Emine Ülker Tarhan’lı, Birgül Ayman Güler’li CHP içindeki ulusalcı saflar sıklaşmaya başlasın Önder Sav’ın sesi de çıkar.

Endişeye mahal yok anlayacağınız onlar ‘bir tek CHP’li kalıncaya kadar direneceğiz’ diyedursunlar onların ‘TBMM’den geçirtmeyiz dediği Anayasa Paketi’ halktan geçer...