F.Bahçe’nin hocasý Obradoviç’in kariyer dökümünü yapmaya gerek yok. Baþarýlarý listelere, mantýða, istatistiklere sýðmýyor. Bütün rekorlarý parçaladý. Çok sýk yazýldýðý için de, herkes biliyor. Önümüzdeki 50 yýl içinde, böylesine efsane bir adam Avrupa basketboluna bir daha gelmeyecek. Muhteþem efsaneyi, üstelik bizim takýmýn hocasý olarak canlý izlemenin ne demek olduðunu, zaman geçince daha iyi anlayacaðýz.
Üst üste 3 kez Final-Four oynayan F.Bahçe de, basket tarihinin en þanlý dönemini yaþýyor. Salonda harika bir takýmýmýz var. Real Madrid karþýsýna, “Rakibe nefes aldýrmamak” inadý/kararlýlýðý/enerjisi içinde çýktý. Müthiþ oynuyorduk. Ýspanyol ekibi, oynayarak durduramayacaðýný anlayýnca, sahaya gerilim sürerek ritmimizi bozmayý denediler. Ýþin tuhafý baþarýlý da oldular. Fark 12’lerden iki sayýya kadar indi ama, oyuna geldiðimizi çabuk anlayýp toparlandýk. F.Bahçe, 5-10 saniye sürecek kadar kýsa bile olsa; hiç geriye düþmeden ilk yarýyý tamamladý. Potanýn kralý, hükmedeni, tartýþmasýz hakimiydik. Salon yýkýlýyordu.
***
Ýkinci yarý baþladýðýnda da, kesin ve net üstünlüðümüz sürüyordu. Fernandez, gene maçý sinir harbine döndürmek için olmadýk pislikler yapýyordu ama; bizimkiler onun ne mal olduðunu anladýðý için, bu kez oyununa gelmediler. Real Madrid gibi nicelerini titretmiþ güçlü bir kulüp, F.Bahçe karþýsýnda çaresiz kalýyordu. Belki de hayatlarýnda hiç bu kadar top kaybý yapmamýþlardýr. F.Bahçe savunmasýyla da nefes aldýrmýyordu. Özellikle Ekpe Udoh adamlarýn baþýna bela kesildi.
Tekrar ýsrarla/önemle/inatla uyarýyorum ki; bu takým tarihinin efsane dönemini yaþýyor. Gözünüzü dört açýn. Bu hoca ve bu takým ileride daðýldýktan sonra, belki ayný günleri bir daha yaþamayabiliriz. Tanýk olduðumuz efsane dönemin kýymetini bilin. Gücümüzü, baþarýmýzý, mutluluðumuzu; kana kana, sindire sindire, hafýzalarýnýza ve yüreðinize kazýyýn. Halüsinasyon deðil, gerçekleri görüyorsunuz.