Baþbakan Erdoðan’ýn Viyana’da bir toplantýda sarf ettiði þu söz, Siyonistleri çileden çýkardý:
“Týpký siyonizm gibi, týpký antisemitizm gibi, týpký faþizm gibi, Ýslamofobinin de bir insanlýk suçu olarak görülmesi kaçýnýlmaz hal almýþtýr.”
Ýsrail Baþkasabý Netanyahu þiddetle kýnamýþ. ABD’deki Yahudi lobisi de “Siyonistleri Nazilerle nasýl ayný kefeye koyar?” diye güya hayret etmiþ. Altýný çizerek “güya” diyorum, çünkü Ýsrail devleti ile Hitler rejimi arasýndaki korkunç benzerliklerden haberlerinin olmamasý için Mars’ta yaþýyor olmalarý gerekirdi.
Ýsrailli tarihçi Moþe Zimmermann demiþti ki: “Ýþgal altýndaki topraklarda hizmet etmek üzere gönüllü giden askerler, kahramanlar olarak görülüyor, halbuki gerçekte bu gönüllülük, SS’de görev yapmak için gönüllü yazýlan Almanlarýnkiyle kýyas edilebilir. (...) Yahudi halkýnýn büyük kýsmýný tereddütsüz Alman nazilerin bir kopyasý olarak tarif ediyorum. Halil kenti Yahudi yerleþim birimlerinde oturanlarýn çocuklarýna bakýn, onlar týpatýp Hitler gençliðine benziyorlar. Çocukluklarýndan itibaren onlarýn kafalarý her Arap’ýn kötü olduðu ve Yahudi olmayan herkesin bize karþý olduðu fikriyle dolduruluyor. Turizm Bakaný Rehevan Ze’evi bütün Filistinlilerin iþgal topraklarýndan sürülmesini istiyor. Nazi Partisi’nin resmi programý da iþte böyle idi: Alman Yahudilerini sürmek...”
Onun için Siyonistlere “Siyonazi” de denir. Erdoðan bu kavramý da kullansýn da, adamlar iyice çýldýrsýn.
***
Konu Siyonizm’den açýlmýþken þunlarý belirtmeden geçemeyeceðim:
Yahudilerin bundan 2000 küsur sene evvel Filistin’den sürüldükleri iddiasýnýn hiçbir ilmî dayanaðý yok. Birçok tarihçi / araþtýrmacý, Ýsrailli Þlomo Sand da dahil, “Exodus”un gerçekle alakasýz bir efsane olduðunu ispat ediyorlar. Dahasý, bugün kendilerini Yahudi olarak tanýmlayan kimselerin neredeyse hiçbirinin soyunun Benî Ýsrail’e dayanmadýðý; genellikle, tarihin belli dönemlerinde Yahudi misyonerlerinden etkilenerek din deðiþtiren Hazar Türkleri, Ukraynalýlar, Yemenliler vs’nin torunlarýnýn sözkonusu olduðu; dolayýsýyla dünya Yahudilerinin bir (1) ýrk teþkil etmediði ve onlarý tek bir halk veya ulus haline getirme gayretinin sahici bir temele dayanmadýðý da aþikâr
Kimseye “Þöyle inanacaksýn, böyle inanmayacaksýn” diye dayatmada bulunamayýz. Ama Siyonistler de kendi fantezilerini ve Yahudi efsanelerini, dünyaya, genel geçer ve bütün insanlar için baðlayýcý hakikatler gibi sunamazlar. Bütün dünyanýn, bütün insanlýðýn bu fantezilere ve efsanelere göre amel etmesini isteyen “uluslararasý topluluk” halt ediyor!
Var olmayan bir ulus yaþanmamýþ olan bir sürgün hikâyesine dayanýlarak Filistin topraklarýnda devlet sahibi yapýldý ve Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu bütün dünyayý bu absürt iþgal devletine saygý göstermeye çaðýrdý. Tarihin kaydettiði en büyük skandal!
“Yahudiler olaya öyle bakýyor, öyleyse bütün dünya öyle bakacak” dayatmasý yenir yutulur þey deðil. “Exodus” gerçekten yaþanmýþ olsaydý ve günümüz dünya Yahudileri gerçekten tek ýrk veya tek ulus teþkil etselerdi bile yenir yutulur þey olmazdý. Biz þimdi çýkýp desek ki “Hanefi fýkhýna göre bir kere Ýslam topraðý olmuþ olan bir yer kýyamete kadar Ýslam topraðý hükmündedir; Ýberya Yarýmadasý, Sicilya, Macaristan vs’yi geri almak istiyoruz”; Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi “Vallahi adamlar haklý. Teolojileri öyle. Bize de o teolojinin gereðini yapmak düþer” mi diyecekler? E, desinler ama! Biz Siyonistler gibi fantezilere ve efsanelere deðil, taþ gibi gerçeklere dayanýyoruz.
***
Bir de, Leopold Weiss’in bir Siyonist lidere söylediði þey var: ‘2000 sene evvel kovulduðumuz topraklara geri dönüp, yýkýlan Yahudi devletini yeniden inþa etmekten bahsediyorsunuz. Öyleyse Müslümanlar da ‘Endülüs’ü geri istiyoruz’ diyebilirler. ‘Ama onlar oraya dýþarýdan gelmiþlerdi’ demeyin, çünkü Yahudiler de Filistin’e Mýsýr’dan gelmiþlerdi. Üstelik, tarihte Yahudi devleti en fazla 500 sene hüküm sürmüþ iken Müslümanlar Endülüs’te 800 sene hüküm sürdüler ve Yahudilerin Filistin’den sürülüþünün üzerinden 2000 sene geçmiþken Müslümanlarýn Endülüs’ten sürülüþünün üzerinden sadece 500 sene geçti.’
Ýþte böyle.