Dünya yeniden þekillenirken bunun kavgasýz olmasý beklenemez. Bir yazýmda dünyadaki büyük mücadelenin meydan muharebesinin Türkiye’de olacaðýný yazmýþtým. Türkiye yeni dünya düzeninde ya bugüne kadar olduðu gibi bazý güç odaklarý tarafýndan yönetilir ya da dünya üzerindeki yerini ve iç politikasýný kendisi belirler. Bugüne kadar ülkeyi yönetenler yahut yönetimi ele geçirmek isteyenler dýþ odaklarýn büyük ölçüde etkisi altýnda kalmýþtýr. Mesela bütün darbeler sanýldýðý gibi iç politikanýn deðil dýþ politikanýn amacýna uygun yapýlmýþtýr. Mesela 12 Eylül darbesi için þöyle bir deðerlendirme yapmýþtým: Bu darbenin amacýný hiç bilmeyen tek kiþi Kenan Evren’dir. Bir ekonomi kitabýnda bu darbenin Türkiye’nin dünya ile bütünleþmesi için yapýldýðýný okuyunca analizimin haklý olduðunu düþündüm. Gerçi bu deðiþim Turgut Özal tarafýndan yapýlmýþtý ve buna karþý deðildim. Ancak bu projenin ülke içinde planlanmamýþ olmasý, günün birinde aleyhimize sonuçlar doðuracak tertiplere de yol açabilirdi. Çünkü darbe döneminden sonra ülkenin yönetimi konusunda birçok proje gerçekleþtirildi. Amaç bir kiþiyi etkisiz hale getirmek gibi görünse de asýl amaç izlediði politikayý etkisizleþtirmekti.
***
Erdoðan önce bir þiir yüzünden siyasetin dýþýna itildi daha sonra partinin kapatýlmasý davasý açýldý ama aslýnda hedef parti deðil Erdoðan’dý. O günlerde “Erdoðan Operasyonu” isimli bir kitap yazdým ve Küresel Sermayenin ülkemize yönelik politikasýný inceledim. Küresel sermaye ve onu yaþatan ülkeler bu politikayý uyguluyordu. Erdoðan Küresel Sermayenin hedefindeydi. Ancak birçok ülkede bu sermayeye karþý tavýr alýndý ve bu benim görüþüme uygundu. Türkiye’de bu sermaye güçlü idi. Ekonomiye ve medyaya hakimdiler. Ancak halk bu güçlerin etkisinde kalmadý ve kendilerine benzettiði Erdoðan’ý destekledi.
Ülke siyasetine yön veren birçok operasyon yapýldý. Bunlardan en önemlisi Deniz Baykal’ýn tasfiyesidir. Biz olayýn kim tarafýndan yapýldýðýný bilmiyoruz. O güç kamuoyundan baþarýlý olarak gizlendi.
Ýstanbul’daki Gezi olaylarý bir baþlangýçtýr. Asýl çatýþma seçimlerin yapýlacaðý zaman olacaktýr. Burada Erdoðan tasfiye edilebilirse, parti iktidarda kalmaya devam edecek ama bugünkü kadro deðiþecek ve dýþ politikada farklý bir odakla iþbirliði yapýlacaktýr.
Bu deðiþime muhalefet razýdýr. Zaten bana göre, Baykal’ýn tasfiyesinin sebebi budur. Önümüzdeki seçimlerde partiler yine iktidar için mücadele edecek ama dýþ politikadan hiç söz etmeyecekler. Asýl sorun Cumhurbaþkanlýðý seçiminde ortaya çýkacaktýr. CHP, MHP ve BDP Erdoðan’ýn karþýsýndaki kiþiye oy verecektir. Eðer AK Parti’ye yakýn birisi aday olursa muhalefet de onu destekleyeceði için baþarýlý olacaktýr diye düþünüyorum. Önümüzdeki günlerde Gezi’ye benzer olaylar olabilir ve amaç ülkedeki oy verecek baðýmsýz kiþilerde, Erdoðan karþýtlýðýný yaratmak veya pekiþtirmektir.
Ülkemizde demokrasiyi gerçekleþtirmek istiyorsak halkýn tercihlerine müdahale edilmesini engellemeliyiz. Hele bir parti yahut onlara yön veren kiþiler bunu bir gücün etkisiyle tasfiye ediyorsa bununla mücadeleyi sadece hedefteki parti ve kiþilere býrakmamalýyýz. Aslýnda onlarýn gördüðü zarardan daha fazlasýný devlet görmektedir ve halk devleti desteklemelidir. Çeþitli güçlerin ülke siyasetine etkisi sadece muhatap partiye zarar vermez tüm ülke bu güçlerin kontrolüne girer.