Hangi aşamadayız?

Bazı siyasi eylemler dünya üzerinde yapıldığını söylediğimiz mücadelenin yeni bir safhaya girdiğine işaret ediyor. Bugüne kadar tarafının belli olduğunu söylediğimiz ancak herhangi bir eylemle karşılaşmayan Rusya Ukrayna’da gelişen olaylardan rahatsız oluyor, ayrıca bu olaylar karşı tarafa bir başarılı hamle oluşturuyor. Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne girmesi gündemde ama hükümetin bu konuda duyarlı olmaması halkı ayaklandırıyor ya da halk içinde oluşturulan örgütler sokaklara dökülüyor ve hükümetin bu konudaki isteksizliğini protesto ediyor. NATO Ukrayna’nın AB’ye girmesini engellediği için Ukrayna hükümetine olumsuz bir tavır sergiliyor. Bu olumsuz yaklaşıma NATO’nun karşı çıkmasının bir anlamı var gibi geliyor. Eğer sadece Avrupa Birliği buna tepki gösterseydi ABD bu eylemden bağımsız kalacaktı. Oysa şimdi ABD’nin dahil olduğu bir örgüt AB’ye karşı olan Ukrayna hükümetine olumsuz bir tavır sergiliyor. Bu durum bir dizi soruya cevap verilmesini gerektiriyor. Obama, Putin, Erdoğan üçlüsünün oluşturduğu küresel sermayeye karşı mücadele cephesinden ABD ayrılıyor mu? Bu durum Obama ile Putin’i karşı karşıya mı getiriyor? Bu sadece Ukrayna sorunu ile sınırlı mı yoksa artık her alanda anlaşmasızlık içinde mi olacaklar. Bu durum Rusya’yı çıkmaza sürüklüyor. Geçmişte birlikte olduğu Avrupa’nın rakibi olduğu söylenirken tekrar birleşiyorlar mı? Geçmişte Rusya’nın müttefikleri olan Doğu Avrupa ülkeleri cephe mi değiştirdi? Geçmişte en sadık müttefiki sayılan Çin sadece tarafsız davranmıyor, Avrupa’yı siyasi ve ekonomik yönden destekliyor.

***

Genel görünüm Obama, Putin, Erdoğan üçlüsünün çok büyük bir ittifakla karşı karşıya olduğu biçimindedir. Bu üçlüye karşıt olan taraf parayı kontrol etmekte ve bu yolla galip geleceğini düşünmektedir. Bugüne kadar para ile kazanılmış bazı mücadeleler olmuştur ama bu sefer karşı taraf da bütün gücünü kullanacaktır. Bunu önce komik bir senaryo ile ifade edelim. Dünyadaki tüm paralar, kağıt olanlar cepten, kayıtlı olanlar defterlerden silinse tüm ekonomik yapı çöker ve çare bulunamaz. Paraya hükmedenler bunu bilerek kendilerinin yenilmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Bu durumu karşı taraf da biliyor ve buna bir çare bulamazsa yenileceğinin farkında. Bu sözlerimin bir fantezi olduğunun farkındayım. Sözlerimle gidilecek yönü tayin etmeyi düşünüyorum. Yani taraflardan paraya hükmedenler karşı tarafı zayıflatacak imkana sahiptir ve bunu kullanacaktır. Ancak para bir sembolden ibarettir ve onun rolü sınırlanabilir ve bu sırada boşluğu dolduracak yeni yollar denenir.

Bu zor günlere girmeden taraflardan her biri kendisine itaat edilmesini dener. Yani kimse paranın kullanılarak ülke fethedilebileceğini düşünmez. Parayla desteklenen güç ya kişilerin yönetimi ele geçirmesine çalışırlar ya da karşı taraf bu gücü sınırlandıracak imkanlara sahiptir ama bir savaşta, kim yenerse yensin, iki tarafın da büyük kayıpları olur. Bu durumda hiç kimse yok olmaz sadece yönetenler görevlerinden uzaklaşırlar. Mesela Almanya İkinci Dünya Savaşı’nda yenilmiş ama yok olmamıştır. Yani para ve ulus yapılarının birinin galip gelmesi diğerini yok etmez ama yeni bir sistem kurulur. Bu mücadelede paranın gücünü ve anlamını da göreceğiz. Bu mücadele soya bakmıyor sadece akılla yürütüldüğü için milliyetçilik ve sair benzer duyguların üstün tarafı görünmemektedir.