Hangi Demirel? Hepsi ve hiçbiri

Süleyman Demirel...

Hayatý boyunca en çok dilinde yer eden hadis-i þerif, ‘Ölülerinizi hayýrla yad ediniz’ olsa gerek. Þimdi kimbilir milyonlarca insan kendisinden nasýl söz ediyor, nasýl hatýrlýyor.

Kuþkusuz, geride kalanlarýn bir baþka aleme göç edenler hakkýnda ‘ölçülü’ davranmasý ve konuþmasý önemli. Ancak bu durum, onun yapýp ettiklerini, hele de ibreti alem olacak düzeyde ise hatýrlamaya engel olamaz.

Kimilerine göre bir yerlerde iþaret edilen ve ‘Ýslamköy’den çýkan’ Nurlu Süleyman olmuþtur; yani ‘ilahi’ bir projedir. Kimilerine göre ilahi deðil, bildiðin ‘ecnebi’ projesi olan Morison Süleyman’dýr. Masondur, Amerikan’ýn has adamýdýr. Menderes’ten sonra merkez saðý kontrol etmek için icat edilmiþ biridir. Ama odasýna kapanýp saatlerce ibadet edip risale okuduðu söylenen bir baþka Demirel daha vardýr. Mason olmuþsa sýrf onlarýn tezgahýný bozmak için aralarýna girmiþtir! Hayatý boyunca onun her adýmýný ilahi bir iþaret gibi gören nice adam vardýr bu topraklarda.

Elbette bunlara benzeyen ve her biri birbirine taban tabana zýt onlarca Demirel tarifi sayabiliriz. Ýþte onu asýl anlatan da bu yanýdýr. O, hayatý boyunca bu tür tanýmlarý besleyecek dokunuþlar yapmýþ, kendi geliþtirdiði basit demagojilerle de bunlarý anlamaya çalýþanlarý püskürtmüþtür. Ýþte o yüzden Süleyman Demirel bunlarýn hepsidir ve hiçbiridir. Hem öyledir, hem deðildir.

Efsane midir, bilinmez. Ama ömrü boyunca kendisine çok yakýn olan isimlerden bizzat dinlediðim için gerçeðe yakýn olduðunu düþünüyorum. Hikaye malum. Partilerin aday listeleri açýklanýr. Ancak Adalet Partisi listelerinde Nur talebelerinden beklenen isimler yoktur. Soluðu Demirel’in yanýnda alýrlar. ‘Efendim. Listelerde arkadaþlarýmýz yok. Cevap beklenmediktir: ‘Var kardeþim var.’ Bu taraf ýsrarlýdýr: ‘Efendim, listede Nur talebelerinden kimse yok. Hani kim var?’ Ýþte efsane cevap: ‘Var kardeþim var. Ben varým ya!’

Süleyman Demirel, aktif siyasi hayatýna bakarak söylersek, bu ülkenin kýrk yýlýdýr. En olmadýk anda ve neredeyse kimsenin hatýrlamadýðý zamanlarda bile bir yerleri birleþtirip sahneye çýkmasý beklenen ‘beyefendi’dir. Siyasete bir soyunsa her þeyi çözecek adamdýr. Neyse ki son yýllarda doðmuþ ya da doðmamýþ çocuklara don biçecek takati kalmadýðý için memleket rahatlamýþtýr.

Yapmýþsa yapmýþýdýr, vermiþse vermiþi. Dün dündür, bugün bugündür kendisi için. O yüzden Nurlu Süleyman’ýn 28 Þubat zulmünün baþrolünde olmasý esasen kimseyi þaþýrtmamýþtýr.

Eðer tutacak bir tek dalý olsaydý, bugün de küresel ölçekte harekete geçen büyük operasyona gönüllü yazýlmak için bir an bile tereddüt etmezdi. Bu yüzden darbelerin, cuntalarýn, postmodern dikta arayýþlarýnýn vazgeçilmezi olmuþtur.

Evet. Demirel, kýrk yýlýdýr ülkenin. Ama hafýzasý deðil, silinmiþ ilkeleridir. Bir an bile düþünülmeden çiðnenen deðerleridir. Omurgasýzlýktýr. Belirsizliktir. Her dönemin adamý olmaktýr. Hesap sorulamazlýktýr. Milletin evladý olarak sahneye çýkýp, milletin çocuklarýný yok etme duyarsýzlýðýdýr. Kirli savaþtýr. Yargýsýz infazdýr. Sahteliktir. Korkaklýktýr. Ufuksuzluktur. Köylülüktür. Tuzaktýr. Hiledir. Sun Tzu’nun en acýmasýz ve bilgelikten uzak yorumudur.

Ölümdür...

Ýþte o yüzden þimdi tattýðý ve bir gün hepimizin tadacaðý ölümle baþbaþa býrakalým onu.