Özgecan için...
Ýnsan senelerce yazý yazan birisi olunca, insani travmalarýn devam ettiði bir dünyada her yeni travmada nasýl söz söyleyeceðini þaþýrýyor.
Alýn Özgecan’a yapýlan vahþetten öte þeyi. Canavarlarýn bile kusacaðý sözümona insan eylemini.
1995 yýlý ekim ayýnda, eðitim yýlý yeni baþlarken Altýnoluk dergisinde “Gök ekini biçmiþ gibi” baþlýðýyla yazmýþým. Orada bile sözü bir önceki yýldan baþlatmýþým. Çünkü bitmiyor, tükenmiyor, çoðalýyor. Ýþte þunlar yazýlmýþ orada:
“Geçen yýl, orta dereceli okullar, liseli gençlerin, “kýz” yüzünden iþlediði cinayet haberleriyle sona ermiþti. Ölenin de öldürenin de yaþlarý 14 ilâ 18 arasýnda olmalýydý. Býyýklarý yeni terlemiþti. Biri mezara, diðeri cezaevine gitti. Biri mezarda çürürken, diðeri beton duvarlar arasýnda tükenecek.
Bu yýl okullar, uyuþturucu komasýnda can veren Vildan’ýn acýlý haberi ile açýldý. Vildan’ýn yaþý da henüz 17’iydi. Vildan’la birlikte öðrendik ki, uyuþturucu, her ailenin kapýsýný çalacak kadar yaygýnlaþan bir ölüm virüsü haline gelmiþtir. Uzmanlar “uyuþturucuya baþlama yaþý 14’e indi” diyorlar. Büluð yaþý henüz. Sokaklarda, parklarda, minnacýk kýz çocuklarýnýn kendilerinden iki üç kat yaþlý erkeklerle flört manzaralarý çizdiði gözleniyor. Kýþkýrtýlan cinsellikle buluþan uyuþturucu trafiði, çocuklara dehþet verici bir can pazarý hazýrlamýþ bulunuyor.
Türkiye, geçmiþ 30 yýl içinde binlerce gencini sokaklarda, daraðacýnda, hapishanelerde ve daðlarda kaybetti.
Islahevlerinde, köprü altlarýnda, sübyan koðuþlarýnda býyýðý terlememiþ çocuklar var. Kimini sokak tüketiyor, kimini sübyan koðuþlarýnýn bir pislikten ibaret ortamý, kimini ýslahevlerinin soðuk iklimi...Biz, gücümüz yeterse çocuklarý anne rahmindeyken boðarýz, her nasýlsa doðanlarý da iþte böyle köprü altlarýnda, sübyan koðuþlarýnda, ýslahevlerinde tükenmeye terk ederiz.
Dört yaþýnda bebelerimiz vardýr tecavüze uðrayýp, öldürülen...
Ve o dört yaþýndaki çocuða tecavüz edip öldüren kiþilik çürümesinin girdabýna yuvarlanmýþ çarpýk gençlerimiz vardýr.
Nereye gidiyoruz biz?
Yunus, “yanar içim göyünür özüm, genç yaþýnda ölenlere, gök ekini biçmiþ gibi” diyor.
Bunlar hep, gök ekinlerdir ki, bir el tarafýndan biçilip durmakta...
Bir sorumlusu olmalý bütün bunlarýn...
Kur’ân, Bakara Sûresi 205’inci âyette “iktidara geçtiðinde ekini ve nesli helâk edecek bir tip”ten bahsediyor. Allah’tan korkmayan bir tip o.
Ýþte nesillerin helâki bu.
Eðitim sistemi, insanýn erdemlerini geliþtirir ilke olarak. Kendisine teslim edilen her insandan, bir erdem anýtý yontmak ister. Fazlalýklarýný alýr ve o cismin kalbindeki erdem anýtýný çýkarýr ortaya. Ama öyle bir eðitim sistemi kuruyorsunuz ki, onun merdivenlerini týrmanýrken nesilleriniz, erdemlerinden soyuluyor, fýtrat özelliklerinden tecrid ediliyor.
Ýnsan, ama hangisi?
Habil mi Kabil mi? Musa mý Fir’avn mý? Ýbrahim mi Nemrud mu? Muhammed mi Ebû Cehil mi? Ebû Bekir mi Kârun mu?
“En yüce yaratýlýþ” mý olsun hedefimiz, en alçak düþüþler mi?
Þeytana mý kul olsun, Allah’a mý?
Þeytan yollarý kesmiþ, bekliyor.”
Deprem günlerinde “Ýnsanýn depremi”ni yazmýþtým. Betondan, çimentodan çalan insan vardý deprem facialarýnýn bir yerinde.
1997’de “Ýnsan krizi”ni yazmýþtým. Þöyle onlarca soru sýralamýþtým:
“Acaba trafikte, bir savaþ ortamýndan daha çok can vermenin temelinde ne vardýr?
Acaba neden erkekler eþlerini döverler? Neden anneler bebelerini dayakla terbiye ederler?
Neden, Afrika’nýn bir köyünde bir bebek, annesinin kuruyan memesinden süt yerine kan emer de, Amerika’da bir baþka insan, bir öðünde, bir köyün bir aylýk yiyecek masrafýný ödeyip kalkar...
Neden öðrenci öðrenciyi öldürür?
Neden çocuk çocuðun oyununu bozar?
Neden çocuk bahçeden elma çalar? Çam fidanýnýn sürgününü kýrar neden? Neden kediyi taþlayarak öldürür çocuk? Neden kelebeðin kanatlarýný yolar?”
Neden, neden, neden?
Belli ki insaný insan kýlan ölçüyü bulamadýk. Ýnsanýmýza onun eðitimini veremedik. Ýnsaný insan gibi yontup içindeki erdemi çýkaracak eðitim sistemini bulamadýk.
Özgecan, Özgecan, Özgecan...
Onlarý kurtaramadýk Þeytan’ýn tutsak ettiði kiþilik müsveddelerinin elinden...
Müsvedde evet... Ýnsan karalamasý...
Nasýl oluþtu bu “müsvedde - karalama yapý” asýl ona bakmak lazým ve insan erdemle yeniden nasýl buluþur ona bakmak lazým.
Baþka Özgecanlar olmasýn!