Bayramda düþünmek ve sakinleþmek için biraz daha vaktimiz var. Arkaya yaslanalým ve kendimize soralým:
Bu ülkede, farklý hayat tarzlarýnýn bir arada yaþamasýný garanti edebilecek inandýrýcý ve güvenilir lider kimdir?
CHP mi, CHP Lideri mi edecek? Özgürlük kararýnýn ardýndan daha birinci, gün soluðu mahkemede alan baþörtü yasaðýný, andý geri getirmeye çalýþan, Dersim ismine bile mýrýn kýrýn eden CHP mi?
MHP mi getirecek? Kürtçe afiþi ihraç sebebi sayan, Kürt kimliðini tanýmaktansa marjinal kalmayý yeðleyen MHP mi?
Söyler misiniz? Hangi liderin idaresinde hem laik hem dindar, hem Türk hem Kürt, hem baþý açýk hem kapalý, hem Batýlý hem de Doðulu olarak; bütün kimliklerimiz, bütün aidiyetlerimizle, bütün ilgilerimiz ve kýlýk-kýyafetlerimizde ayný anda bir arada, eþit þekilde yaþama garantimiz var?
CHP’nin 90 yýlý ve bugünü
Dürüst bir cevap arýyoruz...
90 yýldýr, kendi biçimlendirdiði profil dýþýndaki kimseye vatandaþ muamelesi yapmayan, tek tip, tek ýrk üretebilmek için çabalayan; dindarý, Kürt’ü hatta bütün farklýlýklarýyla Alevi’yi yok sayan CHP’ye güvenip bir arada yaþama idealini bu partiye teslim edebilir miyiz? O dönem geçmiþte kaldý diyelim ve bir kredi daha açalým. Peki, 90 yýlýn sonunda geldiði noktaya itimat edebilir miyiz?
CHP’nin sevk ve idaresinde bir Kürt olarak, bir muhafazakar, baþörtülü veya dindar olarak, bir liberal, bir demokrat solcu, bir azýnlýk olarak veyahut da o partinin seçmen gövdesini oluþturmakla birlikte bir Alevi olarak rahat edebilmek, ayrýmcýlýk görmeden yaþayabilmek mümkün olabilir mi? Olabilseydi, 90 yýldýr bu olmaz mýydý? CHP ile mümkün olabilseydi bu parti, dini özgürlükler, kimlik ve doðuþtan gelen haklar üzerinde askerle birlikte el ele vererek her fýrsat bulduðunda yasak yaðdýrýr mýydý?
Kendisinin doðuþtan gelen kimliklerini bile taþýmaktan aciz; yeni soy aðacý arayan Kemal Kýlýçdaroðlu mu bütün ülkeye kimlik ve inanç garantisi saðlayacak? Kamuda baþörtüsü yasaðýný geri getirmek için dakika bir mahkeme kapýsýna koþan CHP’nin Genel Baþkaný’na bu ülkenin Türk, Kürt, Çerkez, Arnavut; Sünni Alevi vatandaþlarý, baþörtülü kadýnlarý, dindar erkekleri güvenebilir mi? Askerin, yargýnýn, bürokrasinin demokrasi üzerindeki kontrolüne itiraz eden her kesimden insanlar böyle bir iktidarda “Hayat tarzýmýz teminat altýndadýr” diyebilir mi?
MHP ve BDP’nin sentez ve çeliþkileri
Milliyetçilikle ýrkçýlýk arasýndaki zarý sabah akþam delen MHP’ye güvenebilir miyiz peki? Kütleri yok sayan, azýnlýklarý görmeyen; salt Ýslami olanla problemini bir türlü aþamamýþ Türk-Ýslam sentezi ikileminden kurtulamayan MHP mi bir arada eþit ve birbirimize saygý duyarak yaþamamýzý garanti edecek?
BDP peki? Geç kalmýþ Kürt milliyetçisi parti... Etnik kimliði kutsallaþtýrma yarýþýnda MHP’ye bile fark atan bir etnik asabiye mekanizmasýna güvenip ülkeyi teslim edebilir miyiz? Bu ülkenin en çok maðdur olmuþ kesimlerinden doðan en kibirli ve en çok þiddet arzusu taþýyan partisinin yönetimini hayal edelim isterseniz? Böyle bir ülkede yaþanabilir mi, düþünelim.
CHP, MHP, BDP hangi ölçüye vurursanýz vurun sonuçta tek tip bir hayat tarzýný garanti etmek üzere kurulmuþ partilerdir. Tek tip hayatý, baþkasýnýn kimliklerini yok sayan fikri empoze etmek için dizayn edilmiþlerdir. Böyle olduðu için de hiçbirisi ülkenin bütün bölgelerinden ve bütün þehirlerinden ayný anda oy alamýyor.
Bir hayat deðil bütün hayatlar
Oysa...
Bu ülkenin ihtiyacý olan þey, tek bir hayatýn bekçiliðini yapmak deðil bütün hayatlarýn garantisini olabilmektir.
Tayyip Erdoðan’ý, AK Parti’yi beðenip beðenmemek; ne yapsa düþman olmak veya varlýðýna bir türlü tahammül edememek hastalýðý bir yana... Ama, “Hangi lider, hangi parti bize, bütün farklýlýklarýn bir arada eþit þekilde yaþamasýný garanti ediyor?” sorusunun cevabýnda baþka bir marka çýkmýyor.
Yüz yýl deðil, bin yýl sonra ilk kez bu topraklar üzerinde devlet þimdi Alevileri tanýyýp muhatap alýyor. Kürtler ilk kez doðuþtan gelen haklarýný büyük bir tempoyla kazanýyor. Azýnlýklar, belki de iki-üç asýr sonra ilk kez bu kadar mutlu ve kendilerini bu ülkeye ait hissediyorlar. Dindarlar... Bu ülkenin temel zeminindeki insanlar ilk kez bu kimliklerinden dolayý baþlarý dik gezebiliyorlar. Sadece baþörtüsü ayýbý deðil Anadolu’nun her alandaki fýrsat eþitsizliði ayýbý da bitiyor. Demokratlar, solcular, liberaller ilk kez ifade özgürlüðünün lezzetine varýyor.
Evet, bir kez olsun gündelik siyasetin, iflah olmaz öfkelerin ve zihinlere yerleþen doktrinlerin esaretinden kurtularak o soruyu kendimize soralým:
Hangisine güvenebiliriz?