Kim ki yasaklardan yana deðilim diyorsa yalan söylüyor. Herkesin kendine göre yasaklarý var. Öyle ya da böyle var…
Partilerin de yasaklarý var. Her ilke bir yasaðý barýndýrýr zaten. Ýlkesi olmayan partinin ülkeyi veya þehri yönetirken vereceði zararý tasavvur etmek bile imkânsýz.
Belediye seçimlerine doðru hýzla yaklaþýyoruz. AK Partimizin koyduðu bazý ilkeleri ve dolayýsýyla yasaklarý kendi adýma çok önemsediðimi belirtmek isterim.
Evet lafý dolandýrmadan belirteyim: O yasaklarý savunuyorum.
Ýþte benim savunduðum yasaklar...
AK Partimizin en önemli ilkelerinden biriydi. Öyle ki liderimizin asla taviz vermeye yanaþmadýðý, gündeme geldiðinde de hassasiyetini ve kararlýlýðýný en üst perdeden gösterdiði bir ilkeydi bu. Üç dönemini tamamlamýþ milletvekili ve belediye baþkaný arkadaþlarýmýza yeniden aday gösterilme yasaðý getiriliyordu. Daha doðrusu bir dönem ara verip tekrar istiyorsa aday adayý olabilme hakký tanýnýyordu.
Bunun çok büyük yararý vardý.
Bir: Siyasal elit deðiþimi açýsýndan AK Parti’ye zindelik katýyordu.
Ýki: Þahýslarýn kendilerini partilerinden/davalarýndan büyük ve önemli görme illetinin önüne geçiliyordu.
Ne olduysa oldu ve istisnalar dönemi baþladý. Þahsen istisnalarýn olduðu yerde ilkenin anlamýný yitireceðine inananlardaným. Keþke bu dönemin kapýlarý hiç aralanmasaydý.
Þayet AK Parti’miz üç dönemlerini tamamladýklarý halde mevcutlarýn yerine halkta ve teþkilatta karþýlýðý çok daha fazla olan yeni isimler çýkartamamýþsa/çýkartamýyorsa zaten siyaseten bitmiþ demektir.
Ben öyle olduðu kanaatinde deðilim. AK Parti’nin mevcuda veya eskiye mecbur ve mahkûm olmayan çok güçlü ve saygýn kadrolarý bünyesinde barýndýrdýðý kanaatindeyim. Baþka türlü bir algý teþkilatlarda ve halkta olumsuz sonuçlar doðurur. “Kibir abideleri” bu yüzden ortaya çýkar. “Ben olmazsam!” diye baþlayan cümleler, “Ben olmasaydým kaybederdik, benimle kazanýldý!” tarzýndaki yaklaþýmlar parti gücünün üstüne þahýslarýn gücünün ikame edilmesine neden oluyor.
Buna çok dikkat edilmelidir.
Herkes þunu bilecek: Ben, liderimin ve partimin gücü sayesinde kazandým.
Baþka türlü bir algý veya gerçeklik AK Parti’nin dava ahlakýný tüketir.
Milletvekillerinin, il ve ilçe teþkilat baþkanlarýnýn birinci ve ikinci derece akrabalarýna kendi seçim bölgelerinde getirilen adaylýk yasaðý yerindedir. Hâlihazýrda belediye baþkaný olanlarýn birinci derece akrabalarýnýn milletvekili seçilmeleri yanlýþtý. Çünkü bu durumda siyasi güç bir ailede toplanmýþ oluyordu. Dolayýsýyla yerellerde AK Parti’nin gücü sadece halka karþý deðil teþkilat mensuplarýna karþý da yanlýþ kullanýlýyordu. Þimdi bunun önüne geçilmek istenmesi, AK Parti’yi hem teþkilat hem de halk nezdinde çok daha güçlü kýlacaktýr.
Düþünün ki adam belediye baþkaný. Birinci dereceden akrabasý da milletvekili. Arkasýna aldýðý güç sayesinde teþkilatlarý da eline almýþ durumda. Peki artýk kim dizginleyebilir onu? Bu durumdaki bir milletvekili veya belediye baþkaný kendini her þeyi yapmaya muktedir görmez mi?
***
AK Parti milletin partisidir. Savunduðu ilkeler yüzünden milletinin gönlünde taht kurmuþ bir partidir. Liderinin millet nezdindeki gücü ve itibarý tartýþýlmazdýr. O yüzden AK Parti’nin ilkelerinin ve dolayýsýyla bu ilkelerin içerdiði yasaklarýn tavizsiz bir biçimde sürdürülmesi gerekir.
Kim ki AK Parti’nin gücünü millete karþý kullanýrsa ve kim ki kendi þahsýný partisinin/davasýnýn üstünde görürse milletin gönlünden düþer.
Elbette þahýslarýn önemi vardýr. Ama o þahýslar, millet nezdindeki önemlerini ait olduklarý ilkelerden ve arkasýnda durduklarý liderden aldýklarýný unuturlarsa temelli kaybederler.
Ýlkeleriyle ve duruþlarýyla milletin gönlüne girenler kazanýr. Aksi tutum ve davranýþ izleyenler kaybetmeye mahkûm ve mecburdurlar.