Hangi yenilenme Hangi koalisyon?

Ak Parti bir yandan seçimlerdeki oy kaybýný deðerlendiriyor, yeniden toparlanma arayýþlarýnda bulunuyor, diðer yandan koalisyon çalýþmalarý yapýyor. Belli ki koalisyon çalýþmalarý da bir boyutu ile yeniden toparlanma arayýþý ile iç içe geçiyor. 

Ak Parti’nin önündeki soru þu:

- Hangi koalisyon formülü Türkiye için en iyidir ve ayný zamanda Ak Parti’nin kendini toparlamasý açýsýndan en olumludur?

Ak Parti, 13 yýldan bu yana Türkiye’yi yöneten ve bu ülkenin bir büyük coðrafyadaki rolünü belirleyen, halen de toplumda büyük karþýlýðý bulunan siyasi kadro olarak yine bu coðrafyaya iliþkin stratejik hesaplarý bulunan küresel odaklar açýsýndan da büyük önem taþýyor.

Bu odaklar açýsýndan bakýldýðýnda seçimlerde Ak Parti’nin “tayin edici” konumdan uzaklaþmasý önemli. Ama yine de koalisyonun büyük ortaðý olmak gibi bir avantaja sahip. Ve ama yine koalisyona girmek gibi bir zorunlulukla da karþý karþýya. O odaklarýn önündeki soru da þu:

- Ak Parti hangi koalisyon içinde olursa, bölgesel politikalarý daha denetimli bir çerçeve içine girer?

Ak Parti’nin önüne tam da bu süreçte “Yenilenme” gündemi giriyor.

Zaman zaman Davutoðlu’nun konuþmalarýna da giriyor “Ak Parti’nin kendisini yenilemesi” söylemi. Bildiðim kadarýyla seçimlerden bu yana yapýlan “Neden kaybedildi?” eksenli tüm istiþari toplantýlarda, ister “Fabrika ayarlarýna dönme” kliþesi ile ifade edilsin, ister problemlerin sayýlýp dökülmesi ile anlatýlmaya çalýþýlsýn, söylenmek istenen þey, partinin kendini yeniden toparlamasý zaruretidir. Partinin misyonunu hayati gören bütün çevreler de benim de hazýr bulunduðum müteaddit toplantýlarda bir toparlanmayý hayati önemde gördüklerini ifade etmiþlerdir.

Tabii burada da en önemli mesele problemin doðru tespit edilmesidir.

Çünkü ortada sizin ayaðýnýza dolanan bir problem varsa yol gösteren çok oluyor ve yol gösterenler de her zaman iyi niyetli olmayabiliyor. Ya da þöyle söyleyelim, herkesin niyeti kendi çýkarlarýna ya da ideolojik duruþuna baðlý olarak þekilleniyor.

Bu noktada mesela küresel odaklarýn sorun tanýmý ile Ak Parti’nin  “Gönül coðrafyasýndaki misyonu”nu hayati bulan kesimlerin sorun tanýmý ayný olmayabiliyor.

Ak Parti liderliðinin her çevrenin görüþünü almasý tabiidir, ama onlar içinden kendi ana mecrasýný tayini ayrý bir bilinç diriliðini hayati kýlmaktadýr.

Bu deðerlendirmeleri koalisyon arayýþlarý baðlamýnda irdelersek ortaya bazý ilginç yaklaþýmlarýn çýktýðýna tanýk oluyoruz:

Mesela CHP ile koalisyonun Ak Parti’nin yenilenmesine katkýda bulunacaðý görüþü bir süredir seslendiriliyor. Ben bu çerçevede yapýlan deðerlendirmelere baktýðýmda “yenilenme”den çok “terbiye edilmek” gibi bir öze yönelindiðini görüyorum. Mesela “sosyal yarýlma”dan Ak Parti sorumlu, öyleyse CHP ile koalisyon yaparak, bu suç(!)tan arýnmak... Mesela dýþ politikada bir kuþatýlma söz konusu, CHP ile koalisyon yaparak küresel odaklara daha güven veren bir politikaya yöneliþle Ak Parti’nin kendini restore etmesi... vs.

Baþbakan Davutoðlu’nun istiþari toplantýlarýndan birinde yüzde 41’e düþmekle gelen maðlubiyet psikolojisinden çýkmak gerektiðini, hala en yakýn parti ile arasýnda 16 puanlýk bir fark bulunduðunu, CHP ile koalisyona “Ak Parti’yi hizaya çekme misyonu” verildiðini, bunun kabul edilemeyeceðini, ortada çok hayati bir vizyon farký bulunduðunu söyledim.  

Baþka bir toplantýda ise “Neden kaybedildi”yi tahlil ederken, “Ak Parti’nin yolsuzluk suçlamalarý, kibir vs gibi yoðun suçlamalara hedef olan tavýrlarla ahlaki üstünlüðünü kaybettiðini” söylemiþtim. Bir toplantýda Mustafa Özel, Ak Parti’nin gençlerle, iþadamlarýyla, iþçilerle ve Batý ile iletiþiminin koptuðunu söylemiþti. CHP ile koalisyon bunlarýn panzehiri midir ya da CHP’nin bu alanda hangi artýsý vardýr?

Öte yandan Ak Parti’nin Türkiye’nin tamamýnda karþýlýðýnýn bulunmasý çok hayati bir özelliðidir. 7 Haziran bu alanda bir yara açtý. MHP ile koalisyonun bu yarayý derinleþtirme riski var. Bir Ak Parti-MHP koalisyonu, Ak Parti’nin alanýný MHP’ye benzer þekilde daraltýr mý, yoksa MHP’nin alanýný Ak Parti’nin kapsayýcýlýðý ölçüsünde geniþletir mi? Bunun hesabýnýn çok iyi yapýlmasý lazým. Ak Parti’nin Kürtlere yönelik politikasýnýn MHP diline dönüþmesi, Türkiye adýna bir kayýp olur. Silahlý yapýnýn tasfiyesine yönelik hassasiyet ise MHP’li koalisyonun artýsý olacaktýr.