Bir yandan Fethullahçý Terör Örgütü’ne yönelik operasyonlar sürerken, diðer yandan da hukuk yoluyla maðdur ettikleri kiþilerin davalarý yeniden görülüyor. “Görülüyor” derken yakýn zamandaki davalarý kastediyorum. Bu kiþilerin ne kadarý maðdur acaba? Gerek Ergenekon gerek diðer darbe davalarýnda yargýlananlarýn hepsinin maðdur olduðuna inanmamý kimse benden beklemesin. Fýrsatýný bulsalardý darbe yapacaklardý. O dönem benim kulaðýma kadar gelen bilgiler herhalde devletin kulaðýna da gitmiþtir. Ergenekon, Balyoz gibi davalarý, Allah’ýn zalimi zalime kýrdýrmasý olarak görüyorum. Bu operasyonlar olmasaydý Ak Parti’nin eli bu kadar rahat olmazdý. Þu anda bambaþka bir Türkiye’de yaþýyor olurduk.
Tabiî ki maðdurlar vardýr. FETÖ, kendine düþman gördüðü herkesi bir çuvala koyma fýrsatçýlýðýný hep gösterdi. Son kez bir taþla yüzlerce kuþ vurma hesabý yaptý ama tuttu diye gözüken hesap baþlarýný yardý!
Maðduriyetlerin giderilmeye çalýþýlmasý güzel. Bunu en çok da, benim gibi çocuk yaþta rejimin iþkence ve ‘hukuk’ tezgâhýndan geçmiþ biri ister, destekler. Benim itirazým, maðduriyet okumasýnýn tek taraflý yapýlmasý. Sanki mahkemelerde tek maðdur edilenler Ergenekon, Balyoz vb. davalarýnda yargýlananlar. Oysaki F Tipi Cezaevleri’nde 20 yýla yaklaþan maðduriyetler var.
Bu insanlar darbe ortamýnda gözaltýna alýndýlar, iþkenceden geçilirdiler ve hükümleri önceden kesilmiþ olarak yargýlanýp mahkûm edildiler. O dönem, daha sonra kapatýlan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde yargýlanýp da müebbet almayaný dövüyorlardý!..
Müebbet ve idamlarýn havada uçuþtuðu 28 Þubat darbe dönemiyle hesaplaþma henüz yapýlmadý. Mahkeme baþkanýnýn veya gardiyanýn baþörtülü olmasý, hapishanedeki 28 Þubat maðdurlarý ve aileleri için bir þey ifâde etmiyor. Aksine acýyý daha da derinleþtiriyor. Baltanýn sapý hikâyesi...
28 Þubat’tan günümüze hâlâ zindanda olan Müslümanlar için yapýlacak tek þey, 2012 yýlýnda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yayýmladýðý 28 Þubat’ýn darbe olduðuna dair rapor dayanak alýnarak zindanlarý boþaltmak. Halkýn temsil yeri olan TBMM’de, bütün partilerin imzasýyla hazýrlanmýþ bir rapordan bahsediyorum. 500 sayfalýk raporda darbecilerin yargýya nasýl müdahale ettikleri açýkça anlatýlýyor. Baþka bir delile, belgeye ihtiyaç yok. Halkýn temsilcileri 28 Þubat’ýn bir darbe olduðunu, yargýya müdahale edildiðini belgelemiþ ve bunu bir raporla halkýyla paylaþmýþ. 28 Þubat maðdurlarý da bu raporun gereðinin yerine getirilmesini istiyor.
Bir hukuk devletinde en küçük bir karine bile sanýk-mahkûm lehine deðerlendirilirken, devletin yasama organý olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hazýrlanmýþ bir rapor niye gündeme gelmez, niye raporun gereði yapýlmaz anlamýyorum!
Baþörtülü öðretmen, baþörtülü doktor, baþörtülü hemþire, baþörtülü hâkim, baþörtülü gardiyandan sýra cezaevleri önünde aðlayan baþörtülü annelere ne zaman gelecek, var mý bir cevabý olan!..