Fehmi KORU
Fehmi KORU
fkoru@stargazete.com
Tüm Yazıları

Harareti düşürmek mümkün

İnsan kendi tahlilinin yakıcı teyidiyle karşılaşınca daha ne söyleyeceğini ve daha ne yazacağını bilemiyor...

Başbakan Tayyip Erdoğan henüz Tunus’tayken ve yurtdışına çıkışı öncesi seslendirdiği görüşlerinde yumuşama olup olmadığı bilinmezken yazdığım dünkü yazımabir göz atınız. Orada, Tayyip Bey’in ‘değiştirici’ ve ‘dönüştürücü’ misyonundan bahis açmış ve yapmak istediklerini itirazlara kulak asmadan hayata geçirme özelliğine dikkat çekmiştim.

Kendi yönelttiğim“Etraftan gelen itirazlara kulak verseydi Tayyip Erdoğan, Ak Parti hükümeti sorunun (‘Kürt sorunu’nun) çözümü yolunda adımlar atabilir miydi?” sorusuna verdiğim cevabı da okuyunuz: “Hiç kuşkum yok; Tayyip Erdoğan halk yararına kullandığı o gücün elinden gitmemesi için direniyor ve kitlesel hareketlenmelerin reformcu çıkışları aksatacağını düşünerek böyle hareket ediyor...”

Önce Tunus’taki basın toplantısında, sonra gecenin bir yarısı İstanbul’a döndüğünde söyleminde fazla bir değişiklik olmadığı ortaya çıktı. Özellikle de yapmak istedikleri konusunda: “Gezi Parkı’nda topçu kışlası yapılacak... AKM yıkılıp yerine opera binası dikilecek...”

Dönmek yok, yola devam...

Siyasi karakterinin bu özelliğine işaret etmiş olduğum için kendisini gayet iyi anlıyorum. Sokaklar hareketlendi, itirazlar ayyuka çıktı diye yolundan dönmeyi, topçu kışlası ve opera gibi iktidarının temel vaatlerinden olmayan iki konuda bile olsa yapmak istediklerini yapamaz hale getireceği için kabul edemiyor Tayyip Erdoğan...

Parlamento-dışı telkinlere kendisini kapatması bunu gösteriyor.

Yaptığı risk almak mı? Daha büyük riskleri engellemek için bunu göze alıyor; projelerini hayata geçirebilmesinin ancak gürültülere pabuç bırakmamaktan geçtiği düşüncesiyle... Yoksa topçu kışlası ve opera sevgisinden değil...

Acaba bu noktada bir teklifle devreye girebilir miyim?

Tayyip Erdoğan’ın zihin dünyasının nasıl çalıştığını az buçuk görebildiğimi sanıyorum. Yurtdışında geçirdiği dört günde yumuşamayan görüşlerinden ben istedim diye elbette vazgeçmeyecektir. Ancak o Türkiye’den uzaktayken konu üzerinde fazlasıyla düşünme fırsatı bulmuş biri olarak yine de bir teklifte bulunacağım: Vazgeçmesin projelerinden, ne yapmak istiyorsa yapsın, ancak şimdi değil de ufuktan kendini belli etmeye başlamış seçimden sonra yapsın bunu...

Ve bu kararını da şimdiden ilân etsin...

Bazılarının dillendirdiği referanduma da ihtiyaç kalmaz öyle bir durumda...

Neden böyle bir teklifte bulunduğumun sebebi basit: Bu son dört günde işin rengi hayli değiştiği için... Taksim’deki Gezi Parkı ile ilgili hassasiyet konunun çok ötesine taştı kendisi yurtdışında bulunduğu sırada, hemen herkesi içine çekti; meşru tepkilerden yararlanmaya kalkan örgütler yüzünden can alıcı eylemler her yerde yaygınlaştı.

Gezi Parkı ve Taksim ile ilgili hassasiyeti projeleri erteleme yoluyla ortadan kaldırarak harareti düşürebilirse, yasadışı örgütlerin avlanma alanına dönüşmüş meydanlar onların tasallutundan daha kolay kurtarılabilir. Böyle bir hararet düşürülmesine ihtiyaç var.

İki proje, yani Gezi Parkı’na topçu kışlası ve AKM yerine opera binası projeleri herhalde hayata geçirmeye azmettiği başka gündem maddelerinden daha değerli değildir.