Harem-i Þerif’iniçinde, Kabe’ye bitiþik binalardan birinde bir kütüphane var. Hz. Osman döneminde ilk toplanan Mushaf’lardan birinin de yer aldýðý (týpkýbasýmý da olabilir) bir kütüphane… Dünyanýn dört bir yanýndan Müslüman araþtýrmacýlarýn, öðrencilerin, tarihçilerin geldiði, kendi yazacaklarý eserler için kaynak aradýklarý büyükçe bir kütüphane… Sadece hac döneminde deðil, bütün sene açýk.
Bu yýl hac farizasýný yerine getirmek üzere Mekke’ye giden yönetmen Nazif Tunç dostumuz, Ýslam kültürü ve tarihinin yüzyýllar boyunca bayraktarlýðýný yapmýþ bir milletin torunu olarak, merakla ve heyecanla kütüphaneye koþmuþ; Acaba Türkiye’yen, Türkçe’den hangi dini kitaplar vardý.
Öyle ya, Ýslam tarihinin enönemli tefsir kitaplarýndan birini yazmýþ, cinlerin ve insanlarýn müftüsü lakaplý, Kanuni döneminin büyük alimi Ebussuud Efendi’nin tefsiri mutlaka olmalýydý burada. Sonra Elmalýlý Hamdi Yazýr, Ömer Nasuhi Bilmen tefsiri, Asým Köksal’ýn Ýslam tarihi kitaplarý, Ayýntâbî Mehmed Efendi’nin Kur’ân-ý Kerîm’in ilk Türkçe matbu tefsiri olan Týbyan Tefsiri…
Harem-i Þerif Kütüphanesi’ninraflarýnda bu kitaplarý aradý Nazif Tunç. Urduca, Hintçe, Ýngilizce, Ýspanyolca, Fransýzca, Almanca, Ýtalyanca kitaplar ve daha pek çok dillere ait Kur’an tefsirleri ve dini kitaplar gördü. Lakin… Ýlaç niyetine de olsa tek bir Türkçe kitaba rastlamadý.
***
‘Nasýl olur’ diye düþündü Nazif Tunç. Osmanlý, öyle ya da böyle, 350-400 yýldýr Mekke’nin eminliði yapmýþtý. Burasý Ýslam dünyasý için bir ilim yurduydu. Fýkýh, kelam ve baþka türlü Ýslami ilimlerde ilerlemek isteyenler buralara gelir, olgunlaþmalarýný tamamlar ve memleketlerine dönerek tebliðe devam ederlerdi.
Nazif Tunç üzüntüsünü dile getiren bir mesaj gönderdi takipçilerine.Aradým, Mekke’den Medine’ye geçiyordu, konuþtuk. ‘Geldiði günden beri arza Allah’ýn adýný yaymak için seferber olan bir milletin evladý olarak, Harem-i Þerif Kütüphanesi’nde Türkiye’den, Osmanlý alimlerinin elinden çýkmýþ tek yaprak dahi bir kitap görememek beni çok üzdü’ diyordu.
Kral Abdullah o kütüphaneyi iki yýl önce inþaa ettirdi
Her yýl farklý ülkelerden milyonlarca Müslümanýn ziyaret ettiði, Hac farizasýný yerine getirdiði Mekke’de, Kabe’nin hemen etrafýnda inþa edilen Harem-i Þerif Kütüphanesi’nde her dilden kitap var fakat Türkçe tek bir kitap dahi yok. Bu ihmal bize yakýþýyor mu?
Harem-i Þerif’teki kütüphanede neden Türkçe kitap yoktu?Nedenini öðrenmek üzere Türkiye’den birtakým yetkili kurumlarý aradým. Aradýðým A þahsý, B þahsýna, B þahsý C þahsýna yönlendirdi ve sonunda Diyanet yetkililerinin yardýmýyla, 1981’den beri kutsal topraklarda yaþayan Necati ÖztürkBey’eulaþtým. Necati Bey, 7-8 yýl Suudi üniversitelerinde Türkçe öðretmiþ ve þimdilerde Muhammed Aliz Zeynel Kütüphanesi’nin müdürlüðünü yapýyor.
Ýlaçniyetine dahi olsa, tek bir Türkçekitabýn bulunmadýðýHarem-iÞerif Kütüphanesi’ninhikayesini sordum.Necati Bey’in verdiði bilgiler þu minvalde: ‘Söz konusu kütüphane, Kral Abdullah döneminde, Kabe civarýnýn geniþletilmesi esnasýnda kuruldu. Ýki yýllýk bir kütüphanedir. Hac farizasýný yerine getiren Müslümanlarýn günlük ihtiyaçlarýna cevap verecek þekilde tasarlanmýþtýr. Bununla birlikte önemli kaynak eserler de vardýr ve araþtýrmacýlara da hitap etmektedir. Asýl yazma ve kaynak eserler, Peygamberimizin doðduðu ev olan Mekke Harem Kütüphanesi’nde, Aziziye Kütüphanesi’nde mevcuttur. Osmanlý’nýn bizzat kurduðu kütüphaneler var. Kabe’deki Harem’i Þerif Kütüphanesi’nde Türkçe eser olmayýþýnda bir art niyet olduðunu zannetmem. Türkiye bu kütüphaneye kitap ve eser hediyesini bir an önce gerçekleþtirmelidir.’
Meselenin baþka yönleri var mý bilemiyorum ancak, Necati Öztürk’ünanlattýklarýndan çýkardýðým sonuç þudur: Harem-i Þerif’te yeni kurulan bir kütüphane var. Buraya Ýngiliz’inden Ýspanyol’una, Hind’inden Fransýz’ýna herkes kitap göndermiþancak Türkiye’den henüzkitap gitmemiþ.
Üzüntü duymamak elde deðil. Her yýl milyonlarca hacý adayýnýn ziyaret ettiði Kabe’deki kütüphanede, yüzyýllar boyunca Ýslamýnsancaðýný taþýmýþ bir ülkeden hiç bir kitabýn yer almayýþý…
Zararýn neresinden dönülse kardýr diyeceðim de böylesi ihmal affedilebilir mi?
Nazif Tunç affederse anca…