Haritayý hangi güç deðiþtiriyor?

Hemen cevap vereyim, bildiðiniz“doða olaylarý”bu sefer haritayý deðiþtiren aktör. Yalnýz, harita da Ortadoðu haritasý deðil, merak etmeyin. Gerçi Ortadoðu haritasý da yüz yýldýr deðiþip duruyor ama bugünlerde asýl büyük deðiþiklik hangi bölgenin haritasýnda biliyor musunuz: Kuzey Kutbu’nda! Üstelik siyasî haritasý deðil, fizikî haritasý deðiþiyor bölgenin... Ama yine de konu dönüp dolaþýyor yine petrol meselesine dayanýyor.

Nasýl oluyor derseniz, þöyle: Dediðim gibi, yirminci yüzyýlýn baþýnda Ortadoðu haritasý petrol kaynaklarýnýn kontrol altýna alýnmasýna iliþkin stratejik hesaplara dayalý olarak Avrupalý güçlerin zoruyla deðiþtirilmiþti. Kuzey Kutbu haritasý ise son dönemlerde yaþanan küresel ýsýnma sonucunda dev buzullarýn erimesi yüzünden deðiþiyor. Buzullar eriyince daha önce “kara” olarak görünen bölgeler artýk “deniz” olarak görünmeye baþlýyor haritalarýn üzerinde. Buzullarýn erimesi sonucunda ulaþým þartlarý da deðiþiyor; bölgenin daha önce ulaþýlmasý zor veya imkânsýz kýsýmlarýna ulaþýlabiliyor ve hatta yeni geçitler oluþuyor.

En geç 2040 yýlýna kadar Kuzey Kutbu’ndaki buz daðlarýnýn tamamen ortadan kalkmasý bekleniyor. Böylece Büyük Okyanus kýyýlarýndan yola çýkacak ticari gemilerin artýk Kuzey Buz Denizi’ni aþarak Avrupa limanlarýna veya ulaþabileceði veya Avrupa ile Çin arasýnda þimdikinden daha kýsa bir deniz ulaþýmýnýn mümkün hale geleceði söyleniyor.

Bazý yorumculara göre bunun sonucunda Malakka ve Babülmendep Boðazlarýndan SüveyþKanalý’na ve Cebelitarýk Boðazý’na kadar eski stratejik geçitlerin öneminin azalmasý ihtimali de var. Bütün bu geliþmeler küresel çapta önemi olan bir jeopolitik deðiþim anlamýna geliyor. Harita deðiþikliði dediðimiz þey bu.

Gerçi harita deðiþikliðinde bu sefer aktör “doða olaylarý” dedik ama aslýnda yine þu petrol hesaplarý yüzünden haritalarý deðiþtiren “Avrupalý güçler” de sahneden uzakta bir yerlerde deðil. Nasýl uzakta olabilirler, baksanýza: Dünyadaki henüz keþfedilmemiþ petrol rezervlerinin yüzde 25’inin Kuzey Buz Denizi’nde bulunduðu söyleniyor.

Kuzey Buz Denizi’ne kýyýsý olan baþlýca ülkeler Rusya, Danimarka, Norveç, ABD ve Kanada amansýz bir rekabet içindeler. Bugüne kadar hep barýþçý bir dýþ politika izleyen ve savunma bütçesini asgari seviyede tutan Kanada’nýn sýrf Kuzey Kutbu’nda ortaya çýkabilecek ihtilaflara karþý hazýrlýklý olmak için askeri gemi filosunu güçlendirmeye baþladýðý ve bölgede gerçekleþtirdiði askeri manevralarýn sayýsýný artýrdýðý yolunda haberler çýkýyor.

NATO üyesi batý bloku ülkelerini bile birbirine düþürme potansiyeli taþýyan Kuzey Kutbu petrolleri konusunda yeni ittifaklarýn ortaya çýkma ihtimali de var. Sözgelimi Norveç’in ABD ve Kanada’ya karþý Rusya ile beraber hareket edebileceði veya bunun tersinin mümkün olabileceði konuþuluyor. Kuzey Kutbu’ndaki enerji kaynaklarýnýn paylaþýlmasý kavgasýnda en fazla çekinilen komþu ise Ruslar.

Tarihi tecrübeler ýþýðýnda içlerinden birinin -büyük ihtimalle Rusya’nýn- daha agresif bir tutum takýnmasý riskine karþý bölge ülkeleri geçtiðimiz yýllarda bir araya gelerek “Kuzey Kutbu’nun paylaþýmý” zirvesi yaptýlar. Týpký 19. yüzyýlda Afrika’yý bölüþmek için yapýlan Berlin Konferansý gibi. Ne var ki bir yerlerde Reval Mülakatý veya Sykes-Picot tarzý gizli anlaþmalarýn yapýldýðýndan da hiç kimse emin olamadýðýndan Kuzey Kutbu’nda ortalýk sütliman diyemiyoruz.

Burada kaderin bir cilvesi de var: Endüstriyel batý kapitalizminin dünyamýzda gerçekleþtirdiði tahribatýn sebep olduðu küresel ýsýnma sonucunda Kuzey Buz Denizi’nin buzullarý eriyor. Ne var ki Kuzey Buz Denizi’nin erimesinin nimetlerinden yararlanmak da yine kapitalist batý dünyasýna nasip oluyor. Üstelik buradaki doðal/biyolojik zenginliðe büyük ölçüde zarar vereceði kesin olan petrol ve doðalgaz arama ve çýkarma çalýþmalarýyla zenginliklerini artýracaklar!