Hâşâ ‘Atatürk ekber’ diyenler

Mustafa Kemal putlaştırıldı derken mecaz filan yapmıyorum.

Bayağı putlaştırıldı (Kendisine rağmen değil, bizzat kendi iktidarı döneminde, bizzat kendi kontrolünde).

“Atatürkçülük” yahut “Kemalizm” kesinlikle bir putperestlik projesidir.

“Türkler Allah’ı bırakıp Atatürk’e tapsınlar” denilerek yola çıkılmıştır.

***

5 Ağustos 1935 tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Peçesini atan Türkiye” başlıklı bir haber:

Hâşâ “Atatürk yarım bir ilahtır; Türklerin babasıdır. Hiçbir Devlet şefi için hayatında bu kadar heykel dikilmemiştir. Ne Mussolini’nin, ne Hitler’in, ne de Lenin’in anıtları onunkilerle ölçülemez.”

4 Ocak 1934 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde Aka Gündüz imzalı bir şiir müsveddesi:

Hâşâ “Atatürk’ün tapkınıyız. Herşey (O)’dur. Her yerde (O) var...”

Kemalettin Kamu’nun hezeyanını da hatırlayalım:

Hâşâ “Ne örümcek ne yosun / Ne mucize ne füsun / Kâbe Arabın olsun / Bize Çankaya yeter.”

Bu da Yusuf Ziya Ortaç’ın Mustafa Kemal tasavvuru:

Hâşâ “Yoktan var ediyor Tanrı gibi her şeyi.”

Behçet Kemal Çağlar’ın “Bizim Mevlut” saçmalığı:

Hâşâ: “Gök kubbenin altında birden dize gelerek / Gel ey 19 Mayıs, eşsiz sabah, merhaba! / Ey Samsun’da karaya çıkan ilah, merhaba!...”

Beterin beteri var. Bu da Betin’den:

Hâşâ “Atatürk ekber! Atatürk ekber! Ancak O var: Atatürk!”

Yaşar Nabi’nin ‘sanayi dini’ beyannamesiyle bitirelim:

Hâşâ “Motorların şarkısı olsun yeni bestemiz, / Yeni din ezanları minareler yerine / Bulutları püskürten bacalardan okunsun... / Ceddimiz nasıl önce tapardıysa ateşe / Öyle Cunhuriyetle doldurduk kalbimizi.”

***

Mustafa Kemal’in resimlerini her yere asmak, büstlerini her yere koymak, heykellerini her yere dikmek, ismini her yere vermek, “andımız”da vs. kendisine mütemadiyen bağlılık bildirmek, “Ulu Önder” ve “Ebedî Şef” diye konuşmak, yukarıdaki iğrenç metinlerle beraber düşünülmeli ve bütün bunların “yeni din” projesine ait unsurlar olduğu idrak edilmeli.

La İlale İllallah.

Ahmedinejad ve tene temas

 Sevgili Abdurrahim Boynukalın’ın inşallah önümüzdeki Cuma günü bayilerde bulabileceğiniz Sancaktar’ın yeni sayısı için yazdığı “Tokalaşmak yasak, öldürmek serbest” başlıklı şahane yazıdan bir kesit:

“(Ahmedinejad, Öğretmenler Günü’nde yaşlı bir hanım öğretmenin elini öptüğü zaman İran’da yer yerinden oynamıştı. Şimdi de cenaze töreninde Chavez’in annesine sarıldığı için yer yerinden oynuyor. “Ahlâksız” diyorlar Ahmedinejad’a) Nikâh düşen hanıma ten temasında bu kadar hassas olanlar, Suriye’de yüz binlerce insanın tenine kurşun, bomba ve Scud füzesinin temas etmesine sessiz kaldılar. Bir de üstüne zalim Baas rejimine itaati tel kin ettiler.”