Yaþanýlan “Vekalet Savaþý” döneminde, tariflere ihtiyacýmýz var. Tarifin iyi yapýlmasý, tedavinin baþlangýç noktasýdýr. Eðer, çaðýn önümüze koyduðu yeni riskleri, geçmiþin tarifleriyle karþýlarsak, yürümekte olduðumuz yolun dikenlerle kaplandýðýný görürüz. Toplum gibi, onu etkileyen tüm kavramlar, bizim irademiz dýþýnda deðiþir. Nasýl, bundan 20 yýl önce toplumun sinir uçlarýný harekete geçiren bir cümle, bugün, mahalle kahvelerinin sohbetlerinde bile yerini bulamýyorsa, tarifi yapýlmýþ kavramlarýn da artýk, bilindik yüzlerinden farklý bir noktaya savrulduðunu düþünmek zorundayýz.
Haseki Hastanesi ziyareti neyi gösterdi?
Erdoðan Ýstanbul’daki terör saldýrýsýnda yaralanan sivilleri Haseki Hastanesi’nde ziyaret etti. O ziyaretten TV ekranlarýna yansýyan görüntülerdeki bir detay önemlidir. Cumhurbaþkaný’nýn geçmiþ olsun dediði sivillerin tamamý, cephede yaralanmýþ askerlerin vakarý içinde davranýyorlardý!..
Onlar savaþçý deðil. Metropol insanlarý. Ýþlerine gidiyorlardý ve bir bomba onlarý yaraladý, gözlerini hastanede açtýlar. Ama yakýnmýyorlardý, terörün Ramazan bile tanýmadýðýný söylüyor, baþlarýna gelenin ise memleketin verdiði büyük mücadelenin bir parçasý olduðunu kabullenerek bir “gazi asker” duruþu sergilemeyi tercih ediyorlardý. Refakatçileri aðlamýyor, sevdiklerinin sað kalmasýndan memnun, teröre karþý ortak tepkilerini, mütevazi yaþamlarýnýn çizgilerini taþýyan olgunlukla gösteriyorlardý.
Bu, aslýnda, sosyologlarýn, sosyal-psikoloji ile ilgilenen akademisyenlerin araþtýrma alaný.
Her bombadan sonra özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen halký terör dehþeti karþýsýnda paniðe sürükleme, bazý sözde aydýnlarýn, teröristten çok, devleti hedefe oturtma gayretinin, halk zemininde, “milleti koruma refleksine” dönüþtüðünün açýk örneðiydi.
Birgün gazetesi, berbat bir manþetle çýktý: Fetih þovu yapanlar þehri koruyamadý!..
Iskaladýklarý bir noktayý hemen söyleyeyim. Ýstanbul’u, koruma görevi sistem zemininde devletin olabilir ama bu kentin üst üste karþýlaþtýðý saldýrýlar sonrasýnda kent halkýnýn gösterdiði vakur tutum tek gerçeði gösteriyor: Ýstanbul’u esas, o kentte yaþayanlar koruyor...
Bu aslýnda, Sur çatýþmasý sýrasýnda iþin sonunu sabýrla bekleyen Diyarbakýrlý’dan farklý deðil.
Evet... PKK bir çökertme piyonudur...
PKK, dünyanýn en güçlü ordularýndan birine karþý silahlanýp, oraya-buraya barikatlar kurarak savaþmanýn, ilan edilmiþ “sözde” özgürleþmeyi saðlamayacaðýný çok iyi biliyor. Bu tutumun, millette kanamaya, esas olarak da Kürt halkýnýn yaþamýnda aðýr trajediye yol açtýðýný ve hiçbir sonucu olmayacaðýný da görüyor. O halde bütün bunlarý niye yapýyor?
Çünkü, Vekalet Savaþý’ndaki görevi, açýkladýðý o hedefler deðil. Asýl görevi, Türkiye’nin geleceðe dönük kararlýlýðýný sulandýrmak, toplumsal yýlgýnlýk saðlamak, ekonomisine sabotaj düzenleyerek, ülkeyi emperyalist güçlerin açýk manevra alanýna çevirmek.
PKK, artýk, Türkiye açýsýndan, emperyalizmin eko-politik saldýrý aracý olarak görülmeli, mücadele, bu örgütü kullanan “gerçek güçlerin” üzerine gitme olarak kurgulanmalýdýr. Madem, Erdoðan’ýn altýný çizdiði gibi bir “milli beka kavgasý” veriyoruz, oyunu açýk oynamakta yarar var.
Saldýrýya iþbirlikçilik yapmak...
Demokratik bir ülkede, terör saldýrýsý gerçekleþtiðinde önce terörist tartýþýlýr.
Eðer, ülkede bir kesim siyaset ve medya, yapýlan saldýrýlardan siyaset üretme ve meþru siyasi otoriteye karþý muhalefet yapma zemini çýkarýyorsa, terörizme karþý mücadele ciddi darbe alýr.
Ortada 11 þehidin cenazesi varken savcýlarýn getirdiði “yayýn yasaðýný” tartýþmak tipik bir örnektir. Terör örgütüne tek kelime etmeden, devletin zaafiyetini sergilemeye çalýþmak bir ileri adýmýdýr.
Demokrasilerde siyaset ve medya önce, teröriste karþý birleþir, ulusal uzlaþmayý güçlü bir þekilde ona gösterir, devamýnda tartýþacaðý ne varsa onu tartýþýr.
Belli ki bunu baþaramayacaðýz. Ortadoðu coðrafyasýnda ayakta kalmayý baþarmýþ, kendini geliþtirmekte de kararlýlýk gösteren tek demokrasinin, Avrupa ülkeleri tarafýndan nasýl hýrpalandýðýný birlikte izliyoruz, Türk demokrasisi birilerinin gözüne batýyor.
Türk ekonomisi de... Yaptýklarý açýk-kapalý saldýrýlara karþý ekonominin tüm aktörlerinin sergilediði istikrarlý duruþ, sinir katsayýlarýný artýrabilir, piyonlarý üzerinden daha vahim sabotajlara yönelebilirler...
Bunu biliyoruz...
Alacaklarý cevap, Haseki Hastanesi’ndeki sivil yaralýlarýn sergilediði “gazi duruþudur...”