31 Mart akþamý sandýktan çýkan ve saðlýklý þekilde sayýlamayan oylarla 23 Haziran akþamý sandýktan çýkan ve bu kez titizlikle sayýlan oylar arasýndaki fark Türkiye siyasetini bir süre daha meþgul edecek. Belli ki Cumhur Ýttifaký aleyhine de kullanýlacak.
Ekrem Ýmamoðlu hanesine eklenen her yeni oyun ciddiyetle deðerlendirilmesi gereken çeþitli sebepleri var ama 31 Mart’ta iki aday arasýnda kurulan dengenin bu kadar kýsa sürede Binali Yýldýrým aleyhine bozulmasýndaki temel etmen siyaset dýþý, bana kalýrsa. Kampanyalardan, adaylardan ve hatta performanslardan baðýmsýz olarak; seçimin yenilenmesidir insanlarý tepki vermeye zorlayan.
Oylarýn sayýmýyla baþlayan, karþýlýklý itirazlar ve savunmalarla süren, haftalar boyu siyasetin gündemini ve televizyon ekranlarýný esir alan tartýþma, tartýþanlar dýþýnda kimsede merak uyandýrmadý, bilakis boðdu, bunalttý. Ýbre hukuki tartýþmadan siyasete son bir iki haftada ancak dönebildi. Bu büyük bir kayýptý ve ne yazýk ki AK Parti bu süreci kampanyanýn parçasý yapmayý baþaramazken “maðduriyet kampanyasý” için arayýp da bulamadýðý materyal desteðini bu yolla temin eden CHP o algýyý iyice pekiþtirdi.
***
31 Mart akþamýndan baþlayarak AK Parti’deki görüþ þuydu: “Sandýk görevlilerimizin tuttuðu çetelelerle oy sayým döküm cetvelleri arasýnda ciddi fark var. Üstelik baþka maddi hatalar ve kanunsuzluklar da var. Biz bu sonuçtan þüphe duyuyoruz.”
Bu vurgu kamuoyuyla paylaþýldýðýnda artýk mevzu seçmenin konusu haline gelmiþti bile. Ýnsanlar “benim oyum nerede” diye sormaya ve AK Parti’ye “hukukumu koru” talimatý vermeye baþladý. AK Parti de yasal itiraz sürecini iþleterek Yüksek Seçim Kurulu’nun iþini yapmasýný istedi.
23 Haziran’da ortaya çýkan fark o gün birikmeye baþladý aslýnda. CHP “maðduruz” kampanyasýný hýz kesmeden sürdürürken ve her geliþmeyi sanki rakibi, devlet gücünü kullanarak yaptýrýyormuþ gibi yorumlarken Ýmamoðlu da sahneden hiç inmedi. Binali Yýldýrým ise uzun süre ortalarda görünmedi. Cumhur Ýttifaký’nýn itirazlarýný sunmasýný, YSK’nýn iþini bitirmesini bekledi.
Bu esnada AK Parti’den isimlerle CHP’den isimler TV ekranlarýnda tartýþtý durdu. Ýþ öyle býktýrýcý bir noktaya geldi ki bu bile Ýmamoðlu’na yaradý.
Þu kaçtý ama gözlerden. 31 Mart Ýstanbul seçimlerinde sandýk kurullarýnýn kanunsuz oluþturulmasýnda ve sayým döküm iþlemlerindeki aksamalarda kusuru olan, en nihayetinde yeniden sayým kararýný iptal edip tekrar seçim kararý veren YSK idi ama bunun siyasi faturasý Yýldýrým’a kesildi.
Aldýðý oylar rakiplerine yazýlan Binali Yýldýrým idi ama maðdurum diyen Ýmamoðlu oldu. Ve bu anlatýyý her gün biraz daha büyütmeyi baþardýlar. Yýldýrým’ýn ekibi ise bunu tersine çevirmeyi baþaramadý.
Evet, elbette milletin dediði oldu, demokrasi kazandý. Ama araya kaynamasýn, adýný koyalým.
Bu sürecin diðer kaybedeni YSK’dýr. Hem kamuoyunun anlýk ve saðlýklý bilgi alma isteðini ve ihtiyacýný ciddiye alýp bilgilendirme yapmadýðý için. Hem de “kanunsuz sandýk kurulu” oluþumundan “sonuca müessir” durumlar oluþumuna kadar yetki ve sorumluluk alanýnda boþluklar oluþturduðu için.
Üstelik üzerindeki þüphe daðýlmamýþ þeyler de var. 2 Nisan gecesi mesai bitimi görev yerinden ayrýlan Ýl Seçim Kurulu Baþkan ve üyelerinin kýsa süre sonra geri dönüp binaya arka kapýdan giren CHP heyetinin ilettiði “yeniden sayýma itirazý” eþ zamanlý olarak kabul etmesi mesela. Bu kararý alan Ýl Seçim Kurulu Baþkaný Müberra Gürdal’ýn sürecin tamamlanmasýný beklemeden emekliye ayrýlmasý mesela. Ýzaha hala muhtaçtýr.
***
Ýmamoðlu Ýstanbul’a Belediye Baþkaný seçildi. Ýstanbul sorunlarý olmakla birlikte son 25 yýldýr Erdoðan’ýn baþkanlýðýnda büyük hizmetler almýþ, önemli yatýrýmlar yapýlmýþ bir metropol. Yüksek bir standardý ve iþleyen bir sistemi var. Ýmamoðlu var olaný sürdürebilirse bile baþarýlý addedilebilir. Ama iddialarýný icraata dönüþtürebilecek mi göreceðiz. Hayýrlý olsun.