Birkaç gün önce Sabiha Gökçen Havalimaný'nda üzeri aranan bir hâkimin açtýðý davada Yüksek Mahkemenin verdiði karar gündeme oturdu. Danýþtay 10. Dairesi havaalanlarýna giriþte yapýlan arama iþlemlerinin hakimler için uygulanamayacaðýna hükmetti. Daire Baþkaný bu karara þerh düþtü. Yani diðer üyelerin görüþüne katýlmadýðýný belirtti. Karar kamuoyunda konuþuluyor. Adalet Bakaný bir soru üzerine "Danýþtay'ýn verdiði bu karar, kesin bir karar deðil...Danýþtay Ýdari Dava Daireleri de bu kararý deðerlendirecektir" diyerek sürecin devam ettiðine vurgu yaptý ki bu önemli.
Davanýn içeriði
Dava, Sivil Havacýlýk Genel Müdürlüðünün kimlerin aranacaðýný gösteren genelgesinin ilgili maddelerinin iptali için açýlýyor. Bu genelge hâkim, savcý ve avukatlarýn da týpký diðer yolcular gibi arama iþlemlerinin kabul etmemesi halinde uçaða alýnmayacaklarýný düzenliyor. Davayý açan hâkim, bu iþlemin sadece "hakimler" yönünden olan kýsmýnýn iptalini istiyor. Yani "hakimler" ifadenin genelgede olmamasý gerektiðini belirtiyor. Danýþtay da bu talebi kabul ediyor. Böylece hakimler aranamayacak yolcular kategorisine girmiþ oluyor. Türkiye'de 16 bin hâkim, 8 bin savcý, 175 bin de avukat var. Uçuþ kurallarý uluslararasý mahiyet taþýyor. Bu iki nokta kararýn sonuçlarýný farklý yönlere götürebilir.
Sivil havacýlýk
Sivil havacýlýk, genel ve tarifeli uçuþlarý ifade eder. Yani askeri olmayan tüm uçuþlar bu kapsamdadýr. Bu kurallar ülkelerin kendi baþýna belirleyebileceði ve uygulayabileceði kurallar deðil. Tüm uçuþlarýn transfer, rota ve geçiþ baðlamýnda iliþkisi mevcut. Bu iliþki dünyada kurumsal bir iþ birliðine dönüþmüþ durumda. Ülkemizde bu görevi Sivil Havacýlýk Genel Müdürlüðü üstleniyor. Bu müdürlük uçuþ emniyetini ve güvenliði saðlamak için var. Kurallarý, uluslararasý düzenlemeler ve standartlarý gözeterek belirliyor. Uluslararasý ilkelere uyulmaz ise akreditasyon sorunlarý doðuyor. ICAO (Uluslararasý Sivil Havacýlýk Kurumu) ülkemizin de üyesi olduðu bir yapý. Bu karar sonrasý buraya yapýlacak bildirim sorun getirebilir. Zira ICAO aranmadan muaf olanlarý çok sýnýrlý tutma eðiliminde ki haklý...
Savcýlar ve avukatlar
Bu karar sonrasý "emsal" kabul edilerek savcýlar ve avukatlar için de benzer iptal kararlarýnýn gündeme gelmesi olasý. Zira bu meslekler de yargýnýn asli unsuru. Ýþte o zaman iþler karýþabilir. Gerçekten de bazý kurumlara girerken arama konusunda hakimler ve avukatlar arasýnda birtakým ayrýmlara gidilmiþti. Adliyeye girerken avukatlarýn aranmasý meselesini hepimiz biliriz. Konunun "savcýlar" ile ilgili kýsmý da bu karar sonrasý muallakta. Mahkeme talep baðlý olduðu için meseleyi sadece hakimler yönünden inceledi. Olasý bir davada savcýlar yönünden de böyle bir karar çýkabilir.
Hak mý, ayrýcalýk mý?
Meseleye hakimlerin "haklý veya haksýz" olduðu ayrýmý üzerinden bakamayýz. Pek tabi mahkeme kararý uygulanacak... Ulaþtýrma Bakanlýðý'nýn itirazý sonrasýnda tablo deðiþebilir. Deðiþmeli de! Zira karar hukuki olarak da hatalý bence. Özel ve uluslararasý bir düzenleme olan sivil havacýlýk kurallarýna, genel düzenlemeleri esas alarak yorum yapmak doðru deðil. Bu çerçevede yorum hatasý yapýldýðý gayet net bence. Bazý kritik alanlara adliyelere, güvenlik birimlerine, havaalanlarýna girerken yargý mensuplarýnýn tümüne ayný kriterin getirilmesi gerekiyor. Bana kalýrsa kritik alanlarda herkes aranmalý... Cihazdan geçmeli. Yoklanabilmeli. Bu karar, bir ayrýcalýk olarak algýlandý. Gerekiyorsa kanunla konu çözülmeli. Karardan ziyade bunu yargýya taþýyan hâkimin yaklaþýmýnýn konuþulmasý da lazým. Neden bu ayrýcalýk veya imtiyaz isteði? Havaalanýnda aranan hâkimin ne kaybý var?