Havayý Meteoroloji’ye, siyasi havayý bana sorun

“Brüksel’de havalar nasýldý?’’ diye sorsanýz otel ve toplantý salonu dýþýnda pek az vakit geçirdiðim için bilemem de, AB ile iliþkilerden sorumlu bakan Egemen Baðýþ ve Almanya Þansölyesi Angela Merkel hakkýnda burada neler düþünüldüðünü söyleyebilirim...

Türkiye’nin baþkenti Ankara’da hep siyaset konuþulduðu gibi, AB’nin baþkenti Brüksel’de de AB üyesi olan veya olmak isteyen ülkelerin siyasi durumlarý yakýndan izleniyor... Burada bir gün kaldým, kulak misafiri olduðum uluslararasý siyasi dedikodular beni mest etti.

Egemen Baðýþ son zamanlarda AB karþýtý çýkýþlarýný araya þakalar da karýþtýrarak bayaðý artýrdý ya; merak etmesin, Brüksel’de söyleminden alýnan ve o kýzgýnlýkla aleyhte bir þeyler yapmaya hazýrlanan yok; tavýr ve söylemi burada þakacý kiþiliðine veriliyor çünkü...

Almanya’nýn yýldýzý Türkiye ile bir türlü barýþmayan baþbakaný Angela Merkel de Gezi Parký oldu diye durumdan vazife çýkardý ve Türkiye’nin adaylýðýnýn askýya alýnmasýný talep etti ya, ona da buradan bir haberim var: Brüksel kendisi gibi düþünmüyor... ‘Gezi Parký’ olayý sonrasýnda AB baþkentinin ‘tam üye Türkiye’ kararlýlýðý daha da pekiþmiþ görünüyor...

Yeni bir dosya açýlmasýný görüþmek için toplananlar kararý ertelediler; fakat pazartesi yeniden buluþtuklarýnda esasen yönetimsel basit bir konudaki dosyanýn açýlmasýna karar verebilirlermiþ...

Hep ‘iyi’ veya ‘iyiye yorulacak’ haberler verecek deðilim; þimdi de ‘iyi olmayan’ bir haberim var: Hükümetin medyaya karþý tavrý hiç beðenilmiyor... ‘’Gösterilerde polisin muhabir ve kameramanlara sert çýkmasýnýn baðýþlanacak yaný yok; ama her düzeyde siyasilerin söylemleri daha da vahim’’ dedi bir AB yetkilisi...

Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ile Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç’ýn üslubunu dikkatle not etmiþler... Yetkililerle konuþurken bizim yönetim kademesini kiþisel özelliklerine kadar tanýdýklarýný fark ettim.

Medya ile iliþkiler AB için olaðanüstü önemli. Üye olmak isteyen ülkelerin çoðu otoriter rejimlerden yeni koptuðu için eski alýþkanlýklardan kolay vazgeçilmiyor; bu yüzden de hepsinde medya konusunda sorunlar yaþanýyor. Bazý yeni üye ülkelerde de...

Finli imiþ oturumlardan birini yöneten yaþlýca haným; birinci oturumda iþittiði özgürlük eksikliðine dair anlatýmlardan o kadar olumsuz etkilenmiþ olmalý ki, toplantýyý açarken þunu söyledi: ‘’Ben Finliyim; Finlandiya’da medya konularýyla ilgiliyim. Hayatým boyunca tek bir gazetecinin veya yazarýn yazdýklarý yüzünden yönetimle baþýnýn derde girdiðine, hakkýnda dava açýldýðýna, cezaevinde yattýðýna tanýk olmadým. Böyle bir olayýn yaþandýðýna dair tek bir aným bile yok...’’

‘’Gerçekten beyaz zambaklar ülkesiymiþ Finlandiya’’ diye iç geçirenler oldu 450 kiþilik katýlýmcýlar arasýndan... Çünkü Sýrbistan’da þu yakýnlarda üç gazeteci öldürülmüþ, ‘kim, neden öldürdü?’ sorularýna cevap aranmýyormuþ bile...

Toplantýyý düzenleyen AB’nin geniþlemeden sorumlu yetkilisi Stephan Füle, saðlýk sorunu çýktýðýnda, annesinin ilk yaptýðý þeyin, koltuðu altýna termometre yerleþtirip vücut ýsýsýný ölçmek olduðunu anlattý. ‘’Bir ülkenin iyi olup olmadýðýný, demokrasiyle yönetilip yönetilmediðini öðrenmek için medyasýna bakarým ben... Medyasý özgürse, müdahale yaþanmýyorsa, gazetecilere karþý davalar açýlmýyor, hapiste tek bir yazar bulunmuyorsa, o ülke demokrattýr...’’

Ülkemiz hakkýnda þu sýralar olumlu þeyler düþünmeseler bile, genel saðlýðýmýzýn iyi olduðunu, konuþmacý olarak davet edilmiþ gençten bir bilimadamý kürsüde gömleðini çýkarttýðýnda anlamýþ olmalýlar. Tabii dinleyiciler saðlýklý vücuda deðil, bilimadamýnýn gömleði altýna giydiði üzerinde ‘Penguen’ resmi bulunan tiþörte baktýlar...

Bütün toplantýlar boyunca en sýk duyulan sözcüktü Penguen; CNN-Türk’ün olaylar yaþanan ilk gün haber yerine Penguen belgeseli sunmasýndan kinaye... Oysa haber kanallarý hafta sonu apansýz yakalanýnca böyle gariplikleri geçmiþte de yapmýþlardý.

Türkiye gündemin birinci maddesiydi, ama hiç sevinmedim.