Bugün siz okurlarýma tamamen medyaya yansýyan haberler üzerinden analizler yapacaðým. Ýlk analizim Ankaragücü Baþkaný Faruk Koca'nýn tahliye olmasýnýn hemen ardýndan yaptýðý konuþmasý ile ilgili. Baþkan þöyle diyor: "Türkiye'de ve dünyada bu meseleden dolayý desteklerini esirgemeyen kulüp baþkanlarýna, futbolseverlere, Kulüpler Birliði Vakfý Baþkaný Ali Koç'a ve kulüp baþkanlarýna teþekkür ediyorum." Anlýyoruz ki Ali Koç, Faruk Koca'ya bu süreçte destek vermiþ. Hapishanede, hastanede, cenazede, yani kötü günde verilen destek son derece kýymetlidir. Destek veren bu gibi zor durumlarda maðdura verdiði (muhtemelen manevi) desteðini (geçmiþte görüp ayýpladýðýmýz kibrine yenilen patavatsýzlardan deðilse) uluorta belirtemeyeceðinden, Faruk Koca söylemese durumdan haberimiz olmayacaktý. Bu açýklama öncesinde ise Ali Koç'un, Halil Umut Meler'i ziyaretinin ardýndan "Bence zamaný gelince doðru kararý verecektir. Kolay deðil, olayýn ardýndan birkaç gün geçti. Bu iþin ilacý da zaman. Eminim saðlýklý kararý verecektir." diye konuþmuþtu. Anlaþýlan o ki Ali Koç ve kulüp baþkanlarý bir yandan menfur olayýn faili Faruk Koca'ya, bir yandan da maðdur Halil Umut Meler'e destek vermiþler. Hep diyorum, Türk futbolunda yaþanan sorunlarýn temel sebebi duruþ eksikliði. Doðruya "doðru", yanlýþa "yanlýþ" diyememe. Tam tersine Türk futboluna hakim olan düþünce þekli tavþana kaç, tazýya tut demek. Ne diyelim böyle saça böyle tarak.
Gelelim ikinci konuya. FETÖ firarisi Hakan Þükür, geçtiðimiz günlerde: "Fatih Terim ile bu süreçte zaman zaman biz konuþtuk. Amerika'da oturum almam için bana yardým etti. Oturum almam için belge imzaladý. Zaman zaman eþinin telefonu üzerinden konuþtuk. Ben zarar görürler diye söylemiyordum. Ama böyle bir ihtimal kalmadýðý için... Bu yaþanan olaylar üzerine söyleme gereði duydum" þeklinde bir açýklamada bulundu. Medyada fazlaca tartýþýlmayan bu konu aslýnda çok çok önemli. Niye mi? Hakan Þükür, Amerika Birleþik Devletleri'nden ne zaman oturum izni aldý. Benim öðrendiðime göre 2021 yýlýnda bu izni almýþ. Diyeceksiniz ki, "Bu tarihin ne önemi var?" Deðerli okurlar, bir rivayete göre 17/25 Aralýk 2013 tarihi, bir diðerine göre ise 15 Temmuz 2016, FETÖ konusunda milat olan tarihler. Hakan Þükür, 19 Kasým 2015'de yurtdýþýna kaçtý. Yani 17/25 Aralýk'tan sonra, 15 Temmuz'dan önce. Her ne kadar Hakan Þükür, "Hakkýmda verilmiþ bir karar yok" dese de, 25 Ekim 2022 tarihli Oda TV haberine göre Hakan Þükür hakkýnda "Silahlý terör örgütü kurma ve yönetme" suçu kapsamýnda Ýstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliði tarafýndan 20 Mart 2018 tarihinde; Ýstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliði'nce "terörizmin finansmanýnýn önlenmesi hakkýndaki kanuna muhalefet etme" suçu kapsamýnda ise 16 Kasým 2018 tarihinde, Ýstanbul 11. Sulh Ceza Hakimliði'nce "suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerlerini aklama" suçundan da 30 Mayýs 2019 tarihinde verilmiþ yakalama kararlarý bulunuyor. Þimdi ben bilmediðim için buradan hukukçulara soruyorum:
Hakkýnda yukarýda saydýðým bu aðýr suçlamalardan yakalama kararý bulunan bir kiþinin, yurt dýþýna yerleþmesine ve bu þekilde Türkiye'de ceza almaktan kurtulmasýna yardýmcý olmak ceza kanunu kapsamýnda suç mudur deðil midir?
ERZAN ÝLE HÝÇ KONUÞMAMIÞ!
Bu arada dikkatimi çeken bir konuda Seçil Erzan'ýn meþhur Fatih Terim fonu ile ilgili. Dava dosyasý neredeyse tüm sayfalarý ile basýnýn elinde. Her gün dava dosyasýndan yeni bir belge ve bilgi çýkýyor ortaya. Ben de bu konulara kafa yoran bir gazeteci arkadaþýma, "Seçil Erzan ile Fatih Terim'in telefon ile konuþma yoðunluðu nedir?" diye sordum. Aldýðým cevap beni þoke etti. Bilmem sizi de eder mi? Arkadaþýmýn cevabý son derece ilginçti: Fatih Terim'in Seçil Erzan ile hiç telefon konuþmasý yokmuþ. Fatih Terim'i savunanlarýn, "Gördünüz mü, Fatih Terim'in Seçil Erzan ile hiç telefon konuþmasý yokmuþ, nereden çýkarýyorsunuz Fatih Terim fonunu?" diye savunmalarýný tahkim edeceðini görüyor gibiyim. Acele etmesinler derim. Fatih Terim'in Seçil Erzan ile gerçekten de tek telefon konuþmasý yok ama Fatih Terim'in þoförü Umut Akgöze hemen hemen her gün sabah akþam Seçil Erzan ile görüþmüþ. Neredeyse adam Terim'e þoförlük yapacak vakit bulamamýþ! Tabii ki öyle deðil. Belli ki Fatih Terim, þoförünün telefonu ile Seçil Erzan ile görüþmelerini yapmýþ. Kendisini bir kere daha müthiþ kamufle etmiþ Fatih hocamýz!
KAYITLARDA ÇIKMAYAN TELEFON
Eee þimdi siz bu seferde "bir kere daha" dememe takýlýrsýnýz. Takýlacak bir þey yok aslýnda sadece hafýza tazelemek yetecektir. Hatýrlayýn 3 Temmuz'da Selçuk Ýnan transferi ile alakalý tapeleri. Selçuk Ýnan'ýn menajeri Batur Altýparmak'ýn bu transfer ile görüþmeleri de polis tarafýndan kayda alýnmýþtý. Altýparmak'ýn Selçuk Ýnan transferi ile ilgili Fenerbahçe yöneticileri ile yaptýðý konuþmalar, Fenerbahçeli yöneticilerin Selçuk Ýnan'ý Fenerbahçe'ye transferi konusunda ikna edebilmek için yaptýklarý konuþmalar tape yapýlmýþ ve kamuoyuna servis edilmiþti. Fenerbahçe Selçuk Ýnan'ý transfer etmek için yoðun çaba harcamýþtý ama Selçuk Ýnan o sezon Galatasaray'ýn yolunu tutmuþtu. O vakit hiç kimse merak etmemiþ olamaz. Galatasaray'a transfer olan Selçuk Ýnan ile Galatasaray'dan kimse görüþmemiþ miydi o tarihlerde acaba? Oysa kamuoyuna Fenerbahçe'nin kapýsýndan dönen Selçuk Ýnan'ý Galatasaray'a gelmeye ikna edenin Fatih Terim olduðu söyleniyordu, yazýlýyordu o vakitler. Demek ki polis tarafýndan tespit edilemeyen, GSM operatörünün kayýtlarýnda çýkmayan telefon icat edilmiþ. Ya da bir þoför Selçuk Ýnan ile sabah akþam görüþmüþ.
Siz ne istiyorsanýz düþünün, karar verin. Ama mutlaka düþünün. Israrla sorgulayýn.