Balýklý Göl’ün kýyýsýndasýn. Beyaz suyun içinde oynaþan balýklara, elini uzatsan dokunacak kadar yakýnsýn.
Güneþli ama biraz soðuk bir kýþ günüydü Urfa’da..
Urfa, 17 ay sonra ilk yolculuðuna çýktýðýn þehir oldu.
Hazreti Eyyup’ün ve Hz. Ýbrahim’in huzuruna çýktýn, þifalý sulardan içtin ve gölün kenarýnda bir mola verip balýklý gölün mucizevi yakamozlarýna dalýp çýkan balýklarý seyre koyuldun.
***
Bir an, içinin, gölün kýyýsýnda yem satan bir amcanýn, hediye niyetine verdiði yem kutusunu sanki avucunun içine alýp balýklara atma isteðiyle dolduðunu fark ettik. O an dayanýlacak gibi deðildi doðrusu. Ellerini kullanamadýðýný yeniden düþünmek ve hatýrlamak, bu katlanýlmasý zor gerçekle bir daha yüzleþmek içimizi yaktý.
17 ay önce geçirdiðin menenjitin vücudunda býraktýðý en hayati arýzalardan biri bu oldu senin: Ellerini ve ayaklarýný kullanamamak.
Yaþadýðýn son 17 ayýn büyük bir kýsmýný hastane odalarýnda geçirdin. Annen seni hiç yalnýz býrakmadý. O hastane odalarýnda günün ilk ýþýklarýna hep onu yaný baþýnda hissederek uyandýn.
Ah o geceler!
Bedenini saran acýlardan yanýp tutuþarak çýðlýk çýðlýða kaldýðýn o geceler! Ne hissettiðini, ne düþündüðünü bilmez, ama en çok da içinde kopan fýrtýnalara ve bedenini yakan bu bitmeyen acýlara, nasýl katlandýðýný düþünür dururduk. Zerdeþt bize anlatabilse yaþadýklarýný belki bir nebze de olsa rahatlayacak diye umutlu bir bekleyiþ içinde olurduk hep. Ama sen bunun yerine aylarca gece ve gündüz hep çýðlýk çýðlýða, hep haykýrýþlar içinde çýrpýnýp durdun.
***
Ne kadar sevinsek azdýr.
Ellerini uyuduðun yataða baðlamak zorunda kaldýðýmýz o günler gelip geçti nihayet. Hastane odalarýnda gözlerini tavana dikip hafýzaný yeniden çaðýrdýðýn ve hep tek kiþi olarak yaþadýðýn o ayinlerden sonra iþte bugünlere geldik. Ve sen, hafýzaný yeniden konuþturmayý baþardýn. Aylar sonra da olsa, sevdiðin insanlarla buluþmaktan sevinç duydun, onlarla buluþtuðun zamanlarda, çok sevdiðin odana dönmek bile istemedin. Seni seven ve hayatýna giren, bir iz, bir hatýra býrakan ablalarýný, halalarýný, amcalarýný tek tek hatýrlamaya baþladýn.
Kendi hikayesini ve bu hikayeyi var eden bin bir acýyý paylaþamamak nasýl bir duygu bunu hiçbir zaman bilemeyeceðiz sevgili Zerdeþt..
Ama bu, herhalde en büyük acýlardan bile daha büyük bir acýdýr. Bir hikayeye sahip olmak ama onu anlatamamak.. Yani, ruhunun en derin yerlerine bu hikayeyi hapsetmek zorunda kalarak yaþamak.
Ýþte þimdi tekerlekli sandalyede de olsa, yeniden hayatýn içindesin. Uçaða binebiliyor, yolculuða katlanýyor ve hayatý her bakýmdan, yeni baþtan keþfetmeye çalýþýyorsun. Hayata dönüþün o ilk baþlangýcýndasýn.. Balýklý göle dalýp giden bakýþlarýn, 24 yýllýk yaþamýn boyunca biriktirdiðin hüznü çok güzel anlatýyordu doðrusu. Gölün berrak sularýna dalýp giden gözlerin sessiz bir çýðlýk gibiydi o anda. Bir zamanlar denize girmeyi ne çok sevdiðini hatýrlamýþ gibiydin.. Akdeniz dalgalarýyla boðuþtuðun Akdeniz’in sularýndan hiç çýkmadan saatlerce kaldýðýn zamanlarý ve yýllarý hatýrlamýþ olmalýydýn. Yüzüne çöken hüzün belki ondandý.
Urfa’ya yolculuk, senin 17 ay önce yaþadýðýn o belalardan sonraki ilk yolculuðun oldu. Uçakta, yolculuk sýrasýnda nasýl bir tepki vereceðini bile bilmiyorduk. Ama Urfa’ya gidiyoruz haberinin seni ne çok mutlu ettiðini biliyorduk ve içimiz bu nedenle rahat ve huzur doluydu.
Tekerlekli sandalyeyle ilk þehir dýþý gezini yapmýþ olacaktýn. Bu kýsa yolculuðu nasýl hissedeceðini, mesela uçakta nasýl davranacaðýný, geçmiþte olduðu gibi cam kenarýnda oturup bulutlarý seyretmekten bu defa da keyif alýp almayacaðýný, hosteslerin serviste yapacaklarý ikramý sorup sormayacaðýný mesela merak ediyorduk.
Çok þükür bugünleri de gördük.. Mutlu bir yolcu, hayatý yeniden keþfe çýkmýþ kararlý ve yolundan döndürülemez bir yolcu gibiydin uçakta.. Azimli mi azimli bir bellek ve hafýza yolcusu..
Hele tekerlekli sandalyede eski bir Urfa hanýnda, Samsat Han’da, iki gece üst üste ve dört saat boyunca yorulmadan türkü dinlemene ne çok sevindik anlatamam. O iki geceyi sabah olduðunda unutmamýþ ve Ankara’ya döneceðimiz gün bile yeni bir sýra gecesine gitmeyi istemiþtin.. Balýklý Göl’ün sularýna ve bu sularda oynaþýp duran balýklara dalýp gittiðin anýn fotoðrafýný kelimelerle anlatmak mümkün deðil oðlum.
Ben sadece Engelliler gününde birkaç cümleyle de olsa sana seslenmek istedim.
Yeniden çýktýðýn hayat yolculuðunu yürekten kutluyor, bu anlarda hep yanýnda olacaðýmý söylemek istiyorum. Ablan Hiwa ve sana o gün bugündür hep ‘Aþkým’ diye seslenen annen Canan’la beraber..
Yolun açýk olsun oðlum.
Denizleri, ormanlarý, aðaçlarý, çiçekleri, yaðmuru, karý, mevsimlerin akýp gidiþini ve insan yüreðinin o sýcaklýðýný yeniden keþfetmek için çýktýðýn yolda bahtýn ve þansýn açýk olsun oðlum..