Hayatın kimin elinde?

Televizyon dünyasının en gırgır işlerinden birini öğrendim geçen hafta. Bilmem dikkatinizi çekti mi, NTV’de yeni yayın döneminde Gülay Afşar ve Osman Müftüoğlu Hayatın Senin Elinde diye bir program sunacaklardı.Programın bir bölümü yayınlandı sonra gerisi gelmedi. Allah Allah, acaba ne oldu diye biraz kurcaladım ve öğrendiğimde kahkahalar attığım bir sonuçla karşılaştım.

Hikaye şu, Hayatın Senin Elinde yayınlandıktan sonra Show Tv’den NTV’ye bir telefon gelmiş.Demişler ki “Osman Hoca bizim sözleşmeli programcımız, siz ne yapıyorsunuz?” NTV’ciler bakmış, gerçekten de Osman Müftüoğlu, Show Tv’de, Ebru Akel ile Hayata Dokunmak diye bir program yapıyor.

Hal böyle olunca NTV programın yayınına son vermiş ama anlayamadığım şeyler var. Birincisi, Osman Müftüoğlu, Show Tv’yle anlaşması olmasına rağmen NTV’de program yapmayı nasıl kabul etti? İhtimal yaptığı sözleşmenin başka bir kanalda program yapmasına engel teşkil ettiğini bilmiyordu. İkincisi, haftalarca tanıtım dönmesine rağmen Show Tv bu işten nasıl haberdar olmadı?

Üçüncü ve cevabını en fazla merak ettiğim soruysa şu: Hayata Dokunmak’ı yapanlar neden Osman Müftüoğlu’na programı bitirin demek yerine NTV’ye telefon açma yolunu seçtiler? Nereden bakarsanız bakın, komik ve Türkiye’de televizyonculuğun ciddiyeti konusunda ümitsizlik veren bir vaka bu...

Aferin FOX TV...

Geçen hafta Türkiye Cumhuriyet tarihinin en kendini beğenmiş röportajlarından biri yayınlandı Medya Radar’da... 

Röportajı veren delikanlının reklam kokan bir hareketini daha önce bu köşede deşifre ettiğim için üzerinde durmadım.

Ancak o röportajın söz konusu arkadaşın geçmişte ve halen çalıştığı kanallarda yarattığı rahatsızlığa dair birkaç haber geldi, yazayım. Fox Haber söylenenlerden daha doğrusu, doğru söylenmeyenlere oldukça sinirlenmiş ilk başta.Oturup önce gerçekleri anlatan bir açıklama yapmaya karar vermişler sonra “adamın derdi zaten gündeme gelmek, tuzağına düşmeyelim” diye vazgeçmişler. Bence de doğrusunu yapmışlar.

Kanal D’ye gelince, haber merkezinde birkaç kişi sinirlenmiş, çoğu gülmüş geçmiş ama yönetim katında “kendi bindiği dalı kesiyor” diyenler de olmuş. İşin buraya kadar olan kısmı olup bitenlerden kulağıma gelenler. Televizyonculuk dünyasıyla alakalı bir köşe olduğu için yazdım tüm bunları yoksa bu arkadaş yok hükmende benim için.