Haydi erkeksen!

Şiddet... destekleme... yardımlaşma... eşitlik... koruma... sığınma...

Bu kavramlar sizde neyi çağrıştırıyor diye soracak olsam eminim hiç düşünmeden vereceğiniz cevap kadın olacaktır.

Evet, kadın!

Ve dernekler!

Ama çoğu ‘tabela’ olmanın ötesine geçememiş, çoğu ‘eşitlik’ demesine rağmen eşitsizliğin dik alasını yapan dernekler!

Kızmasınlar ama en sevdiğim özellikleri hepsinin iyi istatistikçi olmaları!

Hakkını yemeyelim bir de şahane sloganlar bulup iyi kampanyalar yapıyorlar.

Bir tanesinin ise artık neredeyse geleneksel hale gelen güya ‘şiddet görmüş kadın’ı anlatan, gerçekte ise şiddeti pornografileştiren ‘şiddet gören kadın da güzel oluyormuş’ dedirten meşhur bir kampanyaları var...

Sayelerinde her ünlü kadının şiddet gördüğünde ne hale geldiğini gördük. Müteşekkiriz.

Neyse geçelim.

Türkiye’de kaç dernek ve vakıf var bilmiyorum. Ancak bildiğim ve emin olduğum bu derneklerin isimlerinde yer alan ‘şiddet, koruma, sığınma, destekleme’ gibi kavramların aslında kadını ilelebet ötekileştirdiğini ve ikincil pozisyona soktuğunu düşünüyorum.

Cümleye ‘mağdur kadın’, ‘kota istiyoruz’ diye başlandığında ise tatlı tatlı bıyık altı gülümsemelere sebep oluyor.

Böyle yani. Aksini düşünen, hayır öyle değil diyen varsa beri gelsin.

***

Yaklaşık bir yıl önce Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarına bir dernek daha katıldı.

Bir dernek daha diyorum zira isminde ‘şiddet, destekleme, yardımlaşma’ gibi kavramların yer almadığı, ısrarla bu kavramlara karşı çıkan bir dernek...

Derneğin isim annesi olan arkadaşım Özlem Topal Zengin’in şu sözleri dikkate değer ‘Mevcut dernekler ısrarla kadın ve şiddet/yardımlaşma kavramlarını yan yana getiriyor. Arkadaşlarımızın kurduğu dernek ise kadın hakları mücadelesine farklı bir perspektiften bakacak. Cinsiyet üzerinden değil insan olmaktan yola çıkacağız ve daha üst evrensel değer olan demokrasiye vurgu yapacaklar. Türkiye’de demokrasi güçlendiği oranda kadınların sorunları da çözümlenecek. Kadın sorunu aynı zamanda bir demokrasi sorunudur.’

Derneğin yönetimi, ülkedeki demokrasi eksikliğinin acısını, ötekileştirmenin ne olduğunu yaşamış, hayata farklı alanlardan bakabilen gencecik kadınlardan oluşuyor.

Derneğin başkanlığını üstlenen Yrd. Doç. Sare Aydın Yılmaz’ın birkaç ay önce 24 ekranlarında Söz Bitmeden programımda ağırlamıştım. Derneğin yönetim kurulu üyeleri arasında Sümeyye Erdoğan da var. 

Nihayet dernek geçtiğimiz pazartesi akşamı çok özel bir toplantıyla basına tanıtıldı.

Çok özel bir toplantı diyorum. Zira tanıtım toplantısının olduğu gün 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü’ydü. Kadına yönelik şiddeti kınayan kampanyalar arasında en dikkat çekeni ise bu çiçeği burnunda derneğin bilbortlarda yazılı ‘Erkeksen öfkeni yen” sloganlarıydı. Öyle ki sosyal medyada ‘erkeksen’ yazılı hashtag’leri bırakın Türkiye’de tt olmayı dünyada ikinci sıraya oturdu.

Gel gel diyen ‘güç kudret iktidar’ üzerinden adam olmaya, erkek olmaya vurgu yapan, oldukça kışkırtıcı bir o kadar da erkeksi bir çağrı ‘erkeksen!”

Esprili, muzip ve erkek dilini kullanarak, bu kez erkeklerin bıyık altından gülümseyeceği değil kadınların erkeklerin gözünün içine bakıp ‘erkeksen’ deyip gülümseyebileceği bir dil...

Bence şahane... Ağlak değil, çatılmış kaşlarla mağdur söylemi yok, boş cazgırlık hiç yok...

‘Erkeksen’ sloganı bile diğer kadın derneklerinden farkını koymak için yeterli olsa da Sümeyye Erdoğan kadına karşı şiddet sorunun temelinde yatan ‘cinsiyetçi yaklaşım’, ‘kullanılan dil’, ‘sorunun doğru tanımlanması’ ve topluma yabancılık gibi hususlara vurgu yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi.

 “Kadın derneklerinin çoğunluğu kadınların yaşadığı sorunları ‘kadın hakları’ temelinde ele alıyorlar biz ise sorunları ‘insan hakları’ temelinde tartışmak gerektiğine inanıyoruz.”

‘KADEM olarak, kadına yönelik ayrımcılığın kaldırılması, kadınların siyasette, idarede, ekonomide, özellikle de demokratik süreçlerde daha fazla yer alması için mücadelemizi artırarak sürdüreceğiz. Bu mücadele içinde, kadına yönelik şiddete karşı daha duyarlı olacak, her boyutuyla bu meselenin üzerine gitmeye devam edeceğiz.’

Ne diyelim hayırlı olsun, uğurlu olsun.

Vizyonunu, kadının öz değerlerini muhafaza ederek, ulusal ve uluslararası platformlarda dünya kadınları ile rekabet edecek düzeye getirmeyi hedefleyen Kadın ve Demokrasi Derneği hoş geldi.

Allah şimdiden yar ve yardımcıları olsun.