Referandum sürecinin baþlamasý ile birlikte ekranlara yansýyan, “Ben de ‘Evet’ diyorum” görüntülerinde çocuklarýn da yer almasýný etik açýdan problemli bulmuþ ve tepkimi sosyal medyada paylaþmýþtým. (Sosyal hizmet ve eðitim dýþýnda hiçbir reklam filminde çocuklara rol verilmemesi gerektiði kanaatindeyim.)
Ben “Evet” diyen çocuk görüntülerini eleþtirirken bir baktýk ki, CHP, “Hayýr”ý kýz çocuklarý üzerinden anlatmaya kalkmýþ.
Afiþlerinde sevimli bir yavrumuz, “Geleceðim için hayýr…” diyor…
Siz, kendi menfaatiniz için, o çocuðun geleceði için ne kadar hayýrsýz bir þey yaptýðýnýzý biliyor musunuz?
Efendim, çocuk masumiyetinden istifade etmek için bu konsepti seçmiþler!
Zulmü, yasaðý çaðrýþtýran bir imajýn, “masumiyet” ile nasýl bir uyumu olabilir ki?
***
Size bu fikri veren kim?
Kendi süfli menfaatleri için insan, vatan, din, iman, ahlak; aklýnýza gelen her þeyi kullanan dizaynýrýnýz FETÖ’nün aklý mý bu?
Ýstismar, en büyük çeliþkidir
Bir taraftan 18 yaþýndakilere seçilme hakký verilmesine ateþ püskür, öbür taraftan da çocuðu “Hayýr” için kullan.
En büyük probleminizin samimiyetsiz siyaset olduðunu ne zaman öðreneceksiniz?
7 Haziran öncesinde, iktidara geldiðinizde ilk iþinizin, muhalif medyaya el koymak olacaðýný ilan ettiniz.
Böyle düþünmeniz normal, bir kapta ne varsa dýþýna o sýzar. Anormal olan, bu dýþavurumdan sonra Kýlýçdaroðlu’nun “basýn özgürlüðü”nden, “tutuklu gazeteci”den filan bahsetmesidir.
Samimiyetsizlik çukurundaki istismar patinajýnýz bunlarla da sýnýrlý deðil.
“Madem bu millet muhafazakarlýða prim veriyorsa onu da buluruz”dediniz ve belediye baþkaný, milletvekili hatta cumhurbaþkaný yapmak için “en seçkin ve kullanýþlý” muhafazakar adaylar ithal ettiniz!
Bu imajý desteklemek için de yine FETÖ tarzýný taklit ederek çarþaflý kardeþlerimize törenle CHP rozeti taktýnýz.
Sonuç ne oldu peki?..
Kullaným süresi dolan muhafazakarlar þimdi nerede?
CHP’nin replika siyaseti
Bütün bunlar size “Samimi olun, inandýðýnýzý söyleyin, söylediðinizi de yapýn” diye bas bas baðýrýyor ama siz bunu bir türlü duymuyorsunuz.
Referandumda da “Evet”i gördünüz ve çareyi yine istismar çöplüðünde arýyorsunuz.
Sayýn Erdoðan genel baþkan olduðu yýllarda ýsrarla, “Bizim partimizin adý AK Parti’dir, böyle zikredilmelidir” dedi ama siz ýsrarla, “AKP” demeyi, Erdoðan düþmanlýðýnýn parolasý haline getirdiniz; inadýna AKP dediniz.
Ama referandumda bütün parti örgütünüzü toplayýp, “Kardeþim partinin adý Adalet ve Kalkýnma Partisi, baþka bir isimle anmanýn ne anlamý var. Bundan sonra AKP demek yasak” dediniz!..
Ayet, hadis, inþallah, maþallah gibi söylemleri hatta “hayýr” demeyi referandumda hatýrladýnýz.
Sayýn Kýlýçdaroðlu “Hayýr” oyu verilmesi için üç dakikada üç ayet meali, bir hadis ve bir de Hz. Ali’den delil getirdi!..
Bu kadar ucuz istismarlara baþvurmakla aslýnda iflasýnýzý ilan ettiðinizi düþünemediniz.
Karþýnýzda, aðzýnýzdan çýkan her yalaný aynen yutan bir millet olduðunu mu zannediyorsunuz?
***
Sayýn Kýlýçdaroðlu, rakipleriniz bu replika siyasetinizden çok memnun olduðu için ses çýkarmýyor olabilir ama ben size bir iyilik yapayým, gerçeði fýsýldayayým.
Konu dürüstlük, dindarlýk, samimiyet ve doðallýk ise gerçeði varken sahtesini kimse almaz…