Hazine avcýsý deðil anýt korucusu

II. Dünya Savaþý sýrasýnda kültür mirasýna sahip çýkarak George Clooney’nin Hazine Avcýlarý filmine esin veren kiþilerin yaþadýklarý,filmdeki olaylarý katbekat aþýyor. Gerçekte yedi deðil 26 subay vardý, Ýngiliz ve Ýtalyanlardan da yardým alýyorlardý.

Savaþ demek ganimet demek! Ýþgal edilen topraklarýn bütün zenginliklerine el koymak demek! Sadece eski çaðlarda böyle deðildi, modern zamanlarda da bütün savaþlarýn siyasi ya da dini kýlýflarýnýn altýnda ekonomik hedefler yatýyor. Bu hafta sinemalarýmýzda gösterime giren George Clooney filmi The Monuments Men/ Hazine Avcýlarý daha savaþ sona ermeden önce Naziler’in yaðmaladýklarý eserleri depolandýklarý yerlerde yok edilmekten ya da çürümekten kurtaran yedi kiþinin öyküsünü anlatýyor. Bu filmin ardýndaki gerçek çok daha büyük ve karmaþýk, dahil olan kiþi sayýsý da çok daha fazla. Tarihin bilinen en büyük yaðmasýna dair çok sayýda araþtýrma da yapýldý. 

II. Dünya Savaþý’nda Almanya bütün Avrupa’yý ele geçirmeyi hedeflemiþti. Sadece idari ve ekonomik açýdan iþgal ettikleri ülkeleri kendilerine baðlamakla kalmayýp sanat eserlerini de ganimet olarak kendi merkezlerinde toplamayý amaçlýyorlardý. Hitler’in büyüdüðü Avusturya kenti Linz’de kurulacak olan devasa bir kültür kompleksinin içinde yer alacak olan Führer Müzesi’nde Avrupa’nýn baþyapýtlarý sergilenecekti. Bu amaçla özel komisyon anlamýna gelen Sonderauftrag Linz oluþturuldu. Modern sanatý dejenere sanat olarak tanýmlayan; Klee, Kandinsky ve Kirchner gibi ressamlarý lanetliyor, Arno Breker, Adolf Ziegler ve Adolf Wiesel’in neoklasik iþlerini Nazi sanatý olarak yüceltiyorlardý. Avrupa’daki klasik eserlerin peþine düþtüler.

KÝTAPLAR YAZILDI, BELGESELLER ÇEKÝLDÝ

Çalýnan eserlerin büyük çoðunluðu savaþ ertesinde bulundu ve sahiplerine teslim edildi. 

Lynn H. Nicholas’ýn III. Reich ve II. Dünya Savaþý sýrasýnda Avrupa Hazinelerinin Kaderi alt baþlýklý The Rape of Europa (Avrupa’ya Tecavüz) adlý kitabý dönemi ayrýntýlý olarak anlatýr. Richard Berge, Nicole Newnham ve Bonni Cohen’li yönetmen ekibi, bu kitaptan yola çýkarak ayný adla bir belgesel yaptý 2006 yýlýnda. Bu filmdeki belgelerin dökümü Robert M. Adsel’in The Monuments Men: Allied Heroes, Nazi Thieves, and the Greatest Treasure Hunt in History (Anýt Korucularý: Müttefik Kahramanlar, Nazi Hýrsýzlar ve Tarihteki En Büyük Hazine Avý) kitabýnda yayýnlandý. www.rapeofeuropa.com adresinden bu çalýþmalara ulaþmak mümkün.

Çalýnan eserlerin büyük çoðunluðu savaþ ertesinde bulundu ve sahiplerine teslim edildi. Bazýlarý hala kayýp ve aranýyor. Zaman zaman bulunduklarýna tanýk oluyoruz. Bu filme konu edilen yedi kiþinin aksine The Monuments Men adýný taþýyan vakfýn belirlediði 26 subay vardý. www.monumentsmenfoundation.org sitesinde hala devam eden misyonun hakiki kahramanlarý hakkýnda bilgi yer alýyor. Ayrýca filmde Cate Blanchett’ýn canlandýrdýðý, Paris’teki Jeu de Paume Resim ve Heykel Müzesi’ni depo haline getiren Naziler’in el koyduðu eserlerin envanterini tutan Rose Valland, gerçekten önemli bir kiþilikti. Fransýz ordusunda Güzel Sanatlar Subayý olarak görev yapan Valland, hayatý pahasýna çöpe atýlan karbon kaðýtlarýný deþifre etti. Onun titiz gözlemleri ve kayýtlarý sayesinde eserlerin izi sürülebildi. Rose Valland’ýn1961 yýlýnda bu dönemi anlattýðý Le Front de l’art (Sanat Cephesi) kitabý 1997 yýlýnda Gallimard tarafýndan yeniden yayýnlandý.

Swansea Üniversitesi’nden Dr. Nigel Pollard filmin tarihi gerçeklere uymayan bir kurmaca olduðunun altýný çiziyor. Tam adýyla Monuments, Fine Artsand Archives-MFAA programý 23 Haziran 1943 tarihinde bizzat ABD Baþkaný Roosevelt tarafýndan savaþ alanlarýndaki kültür mirasýnýn korunmasý için görevlendirilmiþlerdi, tabii askeri operasyonlarý engellememek kaydýyla. 1943’te Müttefikler Sicilya’ya çýktýðýnda MFAA programý vardý. Ýngilizler de daha 1942’de Libya’da kültür mirasýnýn zarar görmemesi için önlemler almýþtý. Filmdeki ekip ise 1944’te oluþturuluyor... Clooney’nin canlandýrdýðý sanat tarihçi subay Fred Stokes Monte Cassino Manastýrý’nýn bombalanmýþ halini Roosevelt’e gösterdiðinde Monuments Men denen ekibin zaten Ýtalya’da cephede çalýþtýðý ve sanat eserlerini zarar görmekten ve yaðmalanmaktan kurtarmaya çabaladýðý biliniyor. Ýtalya’da görev yapan bu ekibe askerler The Venus Fixers (Venüs Tamircileri) adýný takmýþ! Ayrýca MFAA ekipleri filmdekinin aksine sadece Amerikalýlar’dan oluþmuyordu. Amerikalý ve Ýngiliz sayýsý yarý yarýyaydý, Ýtalyan uzmanlardan da yardým alýyorlardý. 

1945 yýlýnda Almanya’da 60 bin adet yaðmalanmýþ eser bulundu! 1940’te New York’a iltica eden Fransýz Yahudisi sanat taciri Paul Rosenberg’in oðlu Alexandre Rosenberg, komutasýndaki Amerikan askeri bölüðüyle babasýnýn koleksiyonundaki Braque ve Picasso tablolarýnýn da yer aldýðý yüzlerce eseri bizzat buldu!

Savaþ sonunda baþlayan ganimetleri sahiplerine döndürme çabasý bugün de sürüyor. Rusya’nýn Almanya’ya bir kilise vitrayýný geri vermesinden, bit pazarýnda çalýntý baþyapýtlar bulunmasýna dek birçok ilginç olay meydana geliyor.

Louvre boþaltýldý

Müze Müdürü Jacques Jaujard’ýn öngörüsüyle Fransýzlar, 1939 yýlý sonbaharýnda aralarýnda Michelangelo’nun Esirler’inin, Samotraki Adasý’nda bulunan Milo Venüsü’nün de bulunduðu eserleri Orleans yakýnlarýndaki Chambord Þatosu’na taþýdý.

Mona Lisa dahil Da Vinci, Mantegna, Renoir gibi ustalarýn tablolarý Fransa’nýn dört bir yanýna daðýtýldý. Fransýzlar çok sayýda baþyapýtý Naziler’den adeta saklambaç oynayarak kurtardý. 1932 yýlýnda Tarihi Anýtlar Müfettiþi olan ve iþgal sýrasýnda eserleri korumak için direniþçilerle iþbirliði yapan Jean Cassou da bu koruma kurtarma çabasýnýn baþaktörlerinden biriydi. Hector Feliciano Le Musee Disparu (Kaybolan Müze, 2012 Gallimard) adlý kitabýnda bu müthiþ operasyonu ele alýr. 

Avrupa’nýn tüm müzelerini, kiliselerini boþaltmak, hele Yahudiler’in sahip olduðu özel koleksiyonlarý saklamak mümkün deðildi. Naziler bulabildikleri bütün sanat eserlerini anavatanlarýna gönderdiler... Benzer yaðmalar Ýtalya’dan Belçika’ya dek hemen her yerde yapýldý. Çalýnan eserlerin bir kýsmý Münih’teki Führer Ofisi’nde, bir kýsmý Weenstein Þatosu’nda, bir kýsmý Neuschwanstein Þatosu’ndaydý. Çoðu Yukarý Avusturya’da depolandý. Dresden envanter merkeziydi. Bir kýsmý savaþýn sonuna doðru bombardýmandan korunmasý için Altausee’deki tuzlaya taþýndý. Toplama kamplarýnýn fikir babasý, Devlet Mareþali unvanlý Goering’in kiþisel koleksiyonuna dahil edilen eserler bile vardý! 


Bombardýmanda sanat eserlerinin arasýnda saklandýk

Sanat eserlerinin baþka ülkelere kaçýrýlmasýna iliþkin çok sayýda bilgi ve belgeye sahip olan sanat tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice, medeniyet ve müzayede deðerinden dolayý II.Dünya Savaþý’nýn perde arkasýnda bir de sanat eseri savaþý yaþandýðýný söylüyor: “Almanlar, ‘Bunlar savaþ sýrasýndaki bombardýmanda tahrip olur’ düþüncesiyle, Berlin’de inþa ettikleri muazzam bir binanýn içine topladýlar tüm eserlerini. Binanýn duvarlarýnýn kalýnlýðý dört metreyi aþýyordu ve bomba gelse bile bir þey olmayacak durumdaydý. Çatýsýnda da uçaksavar kuleleri vardý. Tüm sanat eserlerini, hazinelerini burada topladýlar. Hatta ben de tanýk oldum. Berlin bombalanýrken, bir keresinde 50 bini aþkýn Alman bu binaya sýðýndý. Binanýn koridorlarý týklým Týklýmdý, nefes alamýyorduk.

II. Dünya Savaþý yýllarýnda Berlin Üniversitesi öðrencisi olarak ‘sanat eseri savaþý’nýn tanýðý olan Prof. Eyice, konuya iliþkin bir anýsýný da aktarýyor: “Benim de tanýdýðým bir profesör vardý! Taeschner, elinde bir gün Türkiye’den gelmiþ VE Türklerin hayatýna, Kapalýçarþý’ya iliþkin minyatür gördüm. Ayný zamanda fabrikatör bir ailenin zengin çocuðuydu. bir Alman generalden SATIN almýþ o minyatürü. Ýnanýlmaz zenginlikte bir kütüphanesi vardý ve ‘Ev bombardýmandan isabet alýrsa eser tahrip olur’ diyerek müzeye emanet etmiþti ama müzede tam isabet almýþ hava saldýrýsýnda. Hep Almanlar’a hitap edilir ama Ýngilizlerin ve Ruslarýn yaptýklarý görülmez. Varþova’ya gittiðimde Türkoloji enstitüsünde bir baktým bir sürü kitap. ‘Ya Varþova savaþta yandý kül oldu, bu kitaplar nereden çýktý?’ düþüncesiyle birisini çektim aldým, üzerinde Alman Breslau Üniversitesi’nin damgasý duruyor hala. New York’taki bir müzede gördüm, V. Murad’ýn kýlýcý sergileniyor.

Üç buçuk yýl padiþahlýk yapmýþ bir isim. Ne zaman bu kýlýcý kuþanmýþ da piyasaya düþmüþ bu kýlýç ve Amerika’ya gitmiþ anlamadým.