Bir gazeteci için uzun bir izin dönemi oldu; son bir ayý gündemin kýyýsýnda geçirdim. Yýllardýr ertelediðim bir baþka iþ için buna mecburdum. Lakin gündemin en hararetli olduðu ve annelerin yeniden aðlamaya baþladýðý bir döneme denk geldi. Ben de bir anne olarak izledim bir süre, geride kalan yetimleri, anneleri, babalarý, sevgilileri, niþanlýlarý, eþleri, hayalleri, yaþanmamýþlýklarý...
Daha dün altý þehit verdi Türkiye. Biri terhis olup evde onu bekleyenlere kavuþmak için yola çýkmýþken uðradý hain saldýrýya. Öteki arkasýnda bir düðün davetiyesi býraktý ve bir de belki ömür boyu onu koynunda saklayacak sevgili...
Babasýný son kez bayraklara sarýlmýþ tabutunda gören evlatlar, onlarý ne teselli edebilir ki... Bir pamuk þeker mi?
Hele babalar, mürüvvetini daha yeni gördüðü delikanlý oðlunu topraða veren bir babanýn gizleyemediði gözyaþlarý kadar dokunaklý ne olabilir?
Suruç’ta 32 gencin katledilmesinden sonra bir 32 can daha topraða düþtü. Üstelik HDP’lilerin alay edercesine verdiði demeçler sýrasýnda; Selahattin Demirtaþ “örgüt masada bekliyor” dediði an örgütün patlattýðý mayýnlarla...
***
Bu toplumu doðusuyla batýsýyla PKK ile masaya oturmaya razý eten tek etken “analar aðlamasýn” cümlesiyken analarý yeniden aðlatanlar bütün kredilerini tüketmiþ durumdalar.
Bundan böyle annelerin yaþlý gözleriyle seccadelerinde ettikleri beddualardan korksunlar.
Devletin 2005’ten bu yana demokratikleþme adýmlarýyla yürüttüðü, 2013’te de artýk PKK’nýn sýnýr dýþýna çekilmesi aþamasýna getirdiði çözüm sürecine silah sýkan PKK oldu.
Zaten silah býrakmayý hiç düþünmemiþti!
2013’te varýlan silahlý unsurlarýn sýnýr dýþýna çekilmesi kararýný da peþin peþin bozmuþlar, üstelik bu süreci silah yýðýnaklarý yapmak ve “egemenliklerini” tahkim etmek için uygun bir ortam olarak görüp azami ölçüde suistimal etmiþlerdi.
Selahattin Demirtaþ, Duran Kalkan, Remzi Kartal, son dönemde yaptýklarý açýklamalarla bu gerçeði örtebileceklerini zannediyorlar. Onlar CHP ve TSK’ya yanaþmaya çalýþýrken çözüm süreci boyunca normalleþtirecekleri yerde daha da radikalleþtirdikleri gençler TSK’dan “iþgal gücü” olarak bahsediyor.
PKK çözüm sürecine ihanet etti. Yani Kürtlere ihanet etti. Kürtlerin demokratik haklarýnýn kazanýlmasý sürecinde destek deðil köstek oldu. 90’larýn JÝTEM’iyle, 80’lerin Diyarbakýr Cezaeviyle güçlenmiþ ve Kürt haklýnýn demokratik haklarýnýn kazandýðý süreçte silah býrakacaðý yerde JÝTEM’leþmiþ bir yapýdýr PKK.
***
PKK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan’ýn “Gerillanýn þu an yaptýðý sýnýrlý misilleme hakkýdýr, daha elini tetiðe götürmedi” ifadesine anlam yükleyebilecek kadar aklýný peynir ekmekle yemiþ insanlara aydýn muamelesi yapýldýðý bir vasatta konuþuyoruz son 20 gündür yaþadýklarýmýzý.
Kalkan “Ordu kendini kullandýrtmasýn” derken Demirtaþ da “vataný savunmaksa hep beraber savunalým, vatan AK Parti mi” diye sorabiliyor. PKK-KCK-HDP ortak aklý iþte böyle iþliyor; “TC’nin seküler güçleriyle” her türlü ittifaka hazýrýz.
Ýslamcý bir AK Parti’ye karþý güçlerimizi birleþtirelim, diyorlar. Buna, tanýþ olduklarý, ayný dili kullandýklarý eski Türkiye’nin aktörleriyle yan yana gelmelerini saðlayabilecek bir zemin olarak bakýyorlar. “AK Parti DAÝÞ’e destek” veriyor yalaný da bu stratejinin en temel argümaný olarak dolaþýma sokulmuþ ve içeride ve dýþarýda ne kadar AK Parti ve Erdoðan düþmaný varsa hepsi tarafýndan sistematik olarak kullanýlmýþtý.
PKK’ya nefes aldýrmak için CHP ve HDP birlikte sözde “barýþ mitingi” yapýyor. Elindeki kanlý býçak olduðu halde “ama ben yapmadým” diyen psikopat katilin soðukkanlýlýðýyla konuþuyorlar: “Ýki taraf da elini tetikten çeksin.”
Artýk yok öyle bir þey!
Yalçýn Akdoðan’ýn baþta söylediði gibi “HDP artýk çözüm sürecinin filmini çeker.”
Buyursunlar çeksinler.
Göreviniz PKK’ya hava yastýðý olmaksa onu bile yapamazsýnýz.