HDP sorumluluðunun idrakine varmalý

Kürt sorunu’ siyasi heyetler-arasý görüþme süreciyle birlikte artýk yeni bir aþamaya girmiþ görünüyor. Hükümetin yetkili aðýzlarý bunu düþündürecek açýklamalar yapýyorlardý, ama ilk açýklayýcý duyuru HDP’nin Ýmralý heyetinden geldi. HDP’den üç kiþi ile hükümetin üç bakaný buluþup sorunun çözümü üzerine görüþüyorlarmýþ... 

Geliþmeye kimsenin þaþýrdýðýný sanmam. Sonuçta bir sorun varsa ve bu bir siyasi sorunsa, taraflar arasýnda görüþmelerle sorunun ortadan kaldýrýlmasýna çalýþýlmasý doðaldýr. Keþke çok daha önce, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ‘’Ýyi þeyler olacak’’ der demez, —hadi o fýrsat kaçýrýldý diyelim— hiç deðilse Habur’da hoþ karþýlanmayan görüntülerin hemen akabinde, kendisini sorunun siyasi tarafý haline dönüþtürseydi BDP...

Muhaliflerin aðzýnda ‘12 kötü adam’ sýfatýný kazanan medyadan isimlerle yapýlan ilk buluþmada, beklenenin, BDP-odaklý bir siyasi heyetle yola çýkmak olduðu açýkça ifade edilmiþti.

Aradan geçen zaman aslýnda kayýp zamandýr ve sorumlusu da bellidir...

Hiç deðilse þimdi, süreçte taraf olmayý üstlendiðine göre, HDP, sorumluluðunu idrak edip gereklerini yerine getirse...

Süreçte taraf olmak, görüþmeler sonunda ortaya çýkacak tabloda karþýlýklý yükümlülükleri yerine getirebilme kabiliyetine baðlýdýr. Sürecin bir tarafýnda yer alan hükümet, sorunun çözümü için gerekli görülebilecek adýmlarý atabilecek bir siyasi güce ve sorumluluk anlayýþýna sahip... Sürecin baþýndan itibaren karþýlaþýlan her olumsuz ortamda geri adým atýlabilir, hatta süreçten bütünüyle vazgeçilebilirdi; ama hükümetin öyle davranmadýðýný biliyoruz...

Tam tersine, her çýkartýlan engelde, sürecin devamýndan yana tavýr aldý hükümet...

Peki sürecin tarafý haline geldiðini sevinerek kamuoyuyla paylaþan siyasetçilerin durumu ne?

Boþuna sorulmuyor bu soru. BDP ve þimdi HDP konuya iliþkin gel-gitler yaþýyor. Özellikle de sorumluluk gerektiren konularda BDP/HDP çizgisinin elini taþýn altýna koyduðu pek anlaþýlmýyor. Toplumu gerçek anlamda bir çözüme kavuþturma ve ‘silâhsýz’ bir ortama hazýrlayýp yönlendirme zahmetine katlanmýyor BDP/HDP çizgisi...

Elinde silâh tutanlara ‘’Artýk onlarý býrakmayý düþünmenizin zamaný geldi’’ izlenimi verecek tavsiyeler duymadýk o çizgiyi temsil edenlerden; daha da kötüsü, silâhlý mücadeleyi bugün bile geçerli sayan bir anlayýþ savunuldu.

Daða çýkan/kaçýrýlan çocuklara mazeret uyduranlar da çýktý aralarýndan... ‘’Çocuðumu isterim’’ diyen yüreði yaralý analardan rahatsýzlýk duyup Diyarbakýr belediyesi önündeki çadýrlarýn söküldüðünü gördük.

Oysa annelerin eylemini ve çocuklarýn zorla daða çýkarýlmasýný vesile sayýp, sadece yaþý küçükleri ve hasta olanlarý deðil, daðdaki bütün gençlerin yeniden kazanýlmasýný saðlayacak adýmlar atmalarýný beklerdik. Kendileri ovada siyaset yaparken elde silâh ölümü bekleyenlere böyle bir borçlarý var...

Bunu hâlâ bekliyorum. Çünkü, siyasi görüþmelerde taraf olmayý üstlenmenin zorunlu gereðidir daðdakilerin sorumluluðunu taþýmak...

Karþýlarýnda oturan bakanlardan onlar ne bekliyorlarsa, bakanlar ve onlarý kendilerine muhatap eden siyasi iktidar da HDP’lilerden ayný þeyi bekliyor: Samimiyet...

Samimiyetin gereði, silâhlarýn býrakýlacaðý yolun açýlmasý, daðda kalmanýn marifet sayýlmaktan çýkarýlmasýdýr...

Madem görevi benimsediler, sorumluluðunu da yerine getirmeliler...