Bu da soru mu? Elbette kýnamayacak...
Batman’da yol yapýmýna nezaret eden (daha doðrusu iþçilerin güvenliðini saðlayan) yedi askerimizin PKK’lý katiller tarafýndan þehit edilmesi, HDP ve onun destekçisi konumundaki siyasi odaklar tarafýndan “savaþta elde edilmiþ zafer” olarak deðerlendirilecektir.
Þiddetin sadece bir yüzünü gören HDP (ilginçtir, devletin terörle mücadelesi, HDP ve türdeþleri tarafýndan “þiddet” olarak deðerlendiriliyor), mevcudiyetini “þiddet”e ve oradan türeyen teröre borçlu PKK’nýn hiçbir eylemini görmedi. Bu örgütle arasýna mesafe koyma gereði duymadý.
Nedeni çok açýk:
Çünkü HDP parti filan deðildir...
Bölgedeki “sosyoloji”nin ortaya çýkardýðý meþru bir yapý da deðildir.
Bir “kurgu”dur...
Bölgedeki (bir döneme ait) asayiþsizliði kullanarak ve PKK’yý sadece bir “asayiþ sorunu” olarak görenlerin “müsamahasýna” sýðýnarak ortaya çýkmýþtýr ama baþat görevi PKK terörünü meþrulaþtýrmak, PKK eylemlerine “kalkan” oluþturmaktýr.
Hadi daha açýk söyleyelim; HDP, adlý adýnca PKK’nýn siyasi kolu ve TBMM þubesidir.
Dolayýsýyla, HDP’den PKK terörünü kýnamasý beklenmemelidir.
Beklemiyoruz da zaten...
Fakat bu partide görev yapan (biri parti sözcüsüdür) zevatý anlamýyoruz.
Hani “þiddet nereden gelirse gelsin” idi?
Hani “herkesin yaþam hakký kutsal” idi?
Mesela Ayhan Bilgen Efendi...
Kimler tarafýndan HDP’ye “ittirildiðini” bilemediðimiz bu zatý muhterem, sorunlarýn ve anlaþmazlýklarýn siyasetle çözüleceði/çözülmesi gerektiðine iliþkin yüzlerce cümle kurdu. Devleti “anlayýþa” davet eden açýklamalar yaptý. Mütemadiyen silahlardan ve “þiddet”ten yakýndý. Ama PKK’nýn da bir “þiddet örgütü” olduðunu, devletten bekledikleri “anlayýþ”ýn silah kullanma hakkýna sahip olduðunu vehmettikleri PKK için de geçerli olduðunu/olabileceðini bir türlü kabullenemedi. (Çünkü devletten söz ederken “þiddet örgütü” tamlamasýný kullanýyorlar.)
Bu adam “parti sözcüsü...”
Görevi, partisi adýna PKK terörünü meþrulaþtýrmak...
Hadi HDP’liler böyle...
PKK’yý Meclis’e taþýmakla övünen CHP’liler çok mu farklý? Dillerinden “demokrasi” ve “barýþ” sözcüklerini düþürmeyen bu arkadaþlar, biricik günahý yol yapýmýnda çalýþan iþçilerin güvenliðini saðlamak olan askerlerimizin “alçakça” katledilmeleri karþýsýnda kýllarýný kýpýrdatma gereði dahi duymadýlar.
Bir açýklama?
Bir beyan?
Bir kýnama bildirisi?
Hak getire...
PKK’nýn el yapýmý bombasý, sadece bölgede devriye gezen askerlerimizi deðil, yol yapýmýnda çalýþan iþçilerimizi de hedef almýþtý...
Bugüne kadar yüzlerce iþçi, mühendis, iþ makinesi operatörü katlettiler.
Üçüncü havalimanýndaki “kurgulu nümayiþ”i fýrsat bilip militanlarý ve sanrý sendikalarýyla bölgeye akýn eden; bir de utanmadan “iþçi dostu” rolleri kesen bu arkadaþlarý, PKK tehdidi altýnda çalýþan iþçilerle empati yaparken hiç görmedik.
Batý’dakiler iþçi, Doðu’dakiler “devletin ajaný”, öyle ya...
Çünkü devletin amacý yol yapmak deðil, “bölgeye götüreceði þiddetin altyapýsýný” hazýrlamak.
Böyle bakýyorlar...
Böyle inanýyorlar...
Sonra da, “Neden hiçbir seçimi kazanamýyoruz?” diye aðlýyorlar!