Mafya filmlerinde klasik hikâyedir; acemi adam mafyaya bulaþýr ve kestirmeden ‘bir iþini’ halledecektir. Baþlangýçta, ilk yaptýðý anlaþmanýn ayný zamanda son anlaþma olduðunu farz eder. Yapmasý gerekeni ya da getirmesi gerekeni getirdiði takdirde, mafya da mutabýk kaldýklarý sözü yerine getirecektir. Ayrýca mafya, tahsilatý peþin yapmaktadýr.
Acemi adam, her türlü riski alarak sözünü tutar ve iþin sonunda mafyayla anlaþmasýnýn bittiðini farz eder. Zira herkes alacaðýný almýþtýr. Fakat fazla zaman geçmeden, anlaþmanýn bitmediðini kendisine verilen yeni vazife kaðýdýnda yazýlanlarý okuyunca fark eder. Hikâye, mafyayla iþ yapmaktan mafyaya iþ yapmaya dönüþür. Rehinesini kurtarmaya çalýþan adam, kendisini rehine olarak bulur.
7 Haziran’da, ‘baraj anlaþmasý’ üzerinden HDP’nin nasýl bir borcun altýna girdiðini tam olarak bilmiyoruz. Bu ‘borcun’ kefaleti için tek bir sözleþme olup olmadýðýný da bilmiyoruz. Ama bildiðimiz þu: Aldýklarý oylarla, her siyasi parti gibi ‘vekâleten parti’ olmak yerine ‘emaneten parti’ olmayý tercih ettiler. ‘Emanet bir parti’ olarak da, kaçýnýlmaz ve bilmediðimiz kefalet(ler)i ödemek durumundalar. Ýþin daha hazin yaný, oy aldýklarý kesimlerin kahir ekseriyetine de ‘kefalet iliþkisini’ itiraf etmediler. Þimdi haciz korkusuyla süreci yönetmek durumundalar.
7 Haziran’a dair bildiðimiz, açýktan ‘Erdoðan düþmanlýðýnýn’ ilan edilmesi ve somut bir hedef olarak AK Parti’ye saldýrma kararýydý. Bu durumun ötesinde bir tafsilata geleneksel HDP elitlerinin ve tabanýnýn da sahip olduðuna dair iþaretler görmüyoruz. Dolayýsýyla bildiklerimizin bilmediklerimiz yanýnda esamisinin okunmadýðý tam bir Gladyo operasyonunu andýran manzara var karþýmýzda.
Öyle ki, HDP’ye göre PKK’nýn bile yýllar içerisinde oturmuþ, bilinen ve ifþa olmuþ yapýsýyla çok daha þeffaf olduðu bir durumdayýz. Silahlý bir örgütü kadrolarý, ideolojisi ve eylem tarzý ile daha rahat okuyabilirken; her þeyiyle þeffaf olduðu farz edilen bir siyasi partiyi kadrolarý, dünya görüþü ve siyaset tercihleri açýsýndan derli toplu bir þekilde okumanýn ve bir yere konumlamanýn zorlaþtýðý bir durum ortaya çýktý. ‘Türkiye Türklerindir’ medyasýndan aldýklarý halkla iliþkiler desteði de bu durumu kurtarmýyor. Aksine, konuþtukça ‘Gladyo dünyasýna’ iyice gömülen, her açýklamasýyla ayrý bir savrulma yaþayan, komplo dehlizlerine daldýkça dalan bir akýl arz-ý endam ediyor.
Bu makastan HDP’nin çýkmasý oldukça zor görünüyor. Zira bizatihi varlýðýný bu makasa borçlu. BDP ile kat ettiði onca yolu ve temerküz eden siyasi sermayeyi bir anda ifsat ederek icat ettiði HDP’den kurtulmadan, HDP’nin normalleþmesi mümkün deðil. Bu noktada, öncelikle HDP icadýnýn Kürtler için yapýlmadýðýnýn anlaþýlmasý gerekiyor. Kürtler bu icadýn maliyetini düþürmek için oldukça ucuz bir emek unsuru olarak kullanýldýlar.
Gladyo iþlerinden anladýðýný farz ettiðimiz HDP sözcüleri, bu cümlelerin ne anlama geldiðini fazlasýyla iyi bilirler. Nasýl bilmesinler? Bizzat anlaþmaya imzayý onlar attýlar. 7 Haziran’a sahte bir siyasal iletiþim sloganýndan ibaret olan ‘Türkiyelileþme’ mottosuyla girip, Türkiye dýþýnda herkesle anlaþmanýn yolunu bulan aklýn -Gladyo dünyasýnýn- en iyi bildiði þey BDP’den HDP’ye dönüþümün maliyetidir. Bu dönüþümde en anlamsýz bulduklarý, en az kýymet verdikleri unsurun ise oy artýþý olduðunun da altýný çizmek gerekiyor. 7 Haziran sonrasý alýnan oylara yaptýklarý muamele bu durumun en sarih delilidir.
Kürtlerin maðduriyetlerinden ve omzundan saða sola ateþ edip, Kürtleri ve Türkiye’yi canlý kalkan yapmaktan öte bir siyasi basireti olmayan bu Gladyo aklýnýn esir aldýðý partinin, seçmen tabaný geniþledikçe marjinalliði arttý. Gelinen noktada, Kürtleri acýlarý üzerinden rehin aldýklarýný düþünüyorlar. Dolayýsýyla, Kürtlere ‘pasif ve akýlsýz bir nesne’ muamelesi yapmaya devam ediyorlar.
Hâlâ fanatik bir Erdoðan düþmanlýðýndan öte, ortaya baþý sonu belli bir siyasi perspektif koyamayanlarýn, Erdoðan üzerinden anlaþtýklarý mahfillere borçlarýný ödemelerinin mümkün olmadýðýný görmeleri bekleniyor. Borç ödeyebilmek için iki þey muhakkak gereklidir: Birincisi, ödeyeceðiniz miktarý bulmanýz gerekir. Ýkincisi ise doðru yere ödeme yapmanýz gerekir. HDP, ne Kürtlerden ne de Türklerden Erdoðan düþmanlýðý için kredi bulamaz. Ýþin daha hazin yaný, 7 Haziran öncesi o kadar çok ve tanýmadýklarý yerden emanet aldýlar ki, ortada hangi borcun nereye ödeneceðinin kaydý bile yok!