Evvelki gün Başbakan Yardımcısı Arınç’ın “Suruç’taki toplantıda neden hiçbir HDP’linin olmadığı” yönündeki sorusu, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir soruydu.
Suruç’ta katliama maruz kalan gençler Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği toplantıya katılmışlardı.
Kobani’nin (Aynu’l- Arab) yeniden imarı, ağaçlandırma, kütüphane ve çocuk parkı kurmak gibi son derece masum bir gerekçeyle toplanmışlardı.
Ve o korkunç katliam.
***
Peki Arınç’ın sorusu neden önemliydi?
Önemliydi çünkü bu federasyon Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin (ESP) gençlik yapılanmasıydı.
ESP’nin kurucu genel başkanı ise HDP’nin şu anda eş genel başkanı olan Figen Yüksekdağ.
HDP’ye bu kadar yakın daha doğrusu yedek partisi sayılan bu örgütün gençlik yapılanmasının bu derece önemli ve masum bir etkinliğine HDP’den neden kimse katılmamıştır?
***
PYD’ye yani PKK’nın Suriye koluna arkasını dayamış olan HDP’nin sırtını aslında PKK’ya dayadığını zaten biliyoruz.
Ben bunu yadırgamıyorum. Dağda silah yerine ovada siyaset ilkesini benimseyenlerdenim.
HDP’nin bu konumundan istifade edilmesi gerektiğini daha önce yazdım.
Fakat HDP gün geçtikçe çözüm sürecine katkı vermek yerine şiddete çanak tutmakta ve kendisinden barışa katkı sağlamayı bekleyen aydınları da düş kırıklığına uğratmaktadır.
***
Sürekli hükümetin IŞİD’i desteklediği ithamını tekrarlayıp IŞİD ile çarpışan PYD’yi dolayısıyla PKK’yı aklama gayreti ve PKK’nın terörist eylemlerini ise görmezden gelmesi HDP’yi şüpheli konuma sürüklemektedir.
Suruç katliamındakilere ağlarken Adıyaman’da ve Ceylanpınar’da PKK tarafından şehit edilen asker ve polisleri görmeyen, Erzurum Kars yolunu kesip araçları kundaklayan, IŞİD mensubu şüphesiyle bir esnafı katleden PKK eylemlerine kör ve sağır olan HDP, ovada siyaset yapıp barışa katkı sağlamak yerine ovada silahlı siyaset gibi bir yanlışın içinde görünmektedir.
***
HDP bu siyasetiyle bir Türkiye partisi olmak şöyle dursun bölge partisi olma özelliğini de kaybetme ihtimaliyle karşı karşıyadır.
Şiddetin kaynağı IŞİD da olsa PKK da olsa kurutulması gereken kaynaktır.
Hükümet’in bu konuda IŞİD’e da PKK’ya da aynı mesafede olduğu bilinmektedir. İkisini de terör örgütü olarak görmektedir. Dolayısıyla hükümetin şiddet konusunda takip ettiği yol isabetlidir.
HDP’nin ki yanlıştır.
HDP istiyor ki IŞİD şiddeti lanetlensin PKK şiddeti alkışlansın.
Hayır, şiddet kimden ve nereden gelirse gelsin siyasetçi karşısında durmayı bilmelidir. Aksi takdirde kendileri de şiddetin bir parçası olurlar!