Kendimizi niye aldatıyoruz? Gerçek şu ki, HDP, PKK’nın siyasi uzantısıdır. HDP’de siyaset yapanlar mevcut yasal engelleri bulunmadığı için seçilme haklarını kullanmışlardır.
Yasal haklarını kullanarak parlamentoya girmişlerdir.
Bu tablo Türkiye’nin demokratik düzeyini gösteren olumlu bir tablodur.
Kendileri de biz de çok iyi biliyoruz ki bu parti etnik bir partidir. PKK’nın siyasi koludur.
Seçilen vekiller arasında değişik düşünce din ve etnik gruba mensup birkaç kişinin bulunması tamamıyla siyasi bir manevradır. Bu durum, partiyi PKK temsilci olmaktan çıkarmaz ve Türkiyelileştirmez.
***
Keşke Türkiye partisi olsa keşke Türkiyelileşse bunu ben de isterim/istiyorum.
Bazı çok iyi niyetli yorumcuların bu partiyi Türkiye partisi yapmak için Kandil’den özerk davranma tavsiyeleri bana çok anlamlı gelmiyor.
Varlığı Kandil’e bağlı olan bir parti Kandil’den nasıl özerk davranabilir ki.
Evet, HDP’nin varlığı PKK’ya bağlı olduğu gibi mecliste temsilini de PKK’nın psikolojik ve fiziki tehditlerine borçludur.
Kandil’den özerk davranmaları tavsiye edilerek kamuoyu kandırılmamalıdır.
Kandilden özerk davranmalarını salık vererek kendi misyonları da unutturulmamalıdır.
Tam tersine bu partinin hem kendi tabanına hem de Türkiye’ye hizmet edebilmesi çini Kandil’e bağlılığından istifade edilmelidir.
***
Türkiyelileşme söylemi şu aşamada bir propagandadan ibaret, bunu biz de biliyoruz onlar da çok iyi biliyorlar.
Ama bu kılıfı onlara öyle bir giydiriyoruz ki bundan onlar da memnun görünüyorlar tepe tepe ve şımarıkça kullanıyorlar.
PKK ile organik bağlarının bulunmadığını ve sözlerinin dinlenmeyeceğini söylüyorlar ve hepimizin aklıyla ve zekasıyla alay ediyorlar.
Biz de inanmış görünerek onların PKK ile organik bağlarının olmadığı açıklamalarından tatmin oluyoruz!
Politik manevra gereği vitrine yerleştiren üç beş vekilin PKK ile organik bağı olmadığını biliyoruz.
Ama bu durum söylediğim gibi HDP’nin bir PKK partisi olduğu gerçeğini değiştirmez.
***
Bunları yazarken de bu partinin meşruiyetini sorgulamak istemiyorum. Bu partiyi olduğu gibi kabul edelim ve barış sürecinde aktif rol almaya zorlayalım diye yazıyorum. Hem HDP’yi hem de arkasındaki örgütü barış sürecine zorlamak için HDP’nin bir PKK partisi olduğunu unutmayalım ve unutturmayalım.
Adamlar öyle rahat görünüyorlar ki hem PKK’yı savunuyorlar hem de PKK ile ilişkilerinin olmadığını söyleyerek asıl misyon üstlenmeyi gerektiren alanlardan kaçıyorlar.
Yeri geliyor hem Kandil ile hem İmralı ile onların bir parçası olarak görüşüyorlar sonra sıkıyı görünce biz bağımsız bir partiyiz demeye getiriyorlar. Biz de inanıyoruz!
***
Ben yasalar önünde aklanmış olarak meclise giren bu partinin PKK ile ilişkisini kesmesini değil ilişkisini terörün bitirilmesi istikametinde kullanması fikrini benimsiyorum.
Bu partiyi PKK’dan ayrı görmeyip onun uzantısı olduğunu ve terörün bitirilmesinde önemli aracı rolünün kendilerine sürekli hatırlatılmasını gerekli görüyorum.
HDP terörün bitmesine yardımcı olur, teröristlerin silah bırakmalarını sağlar, her türlü şiddet eyleminin önüne geçer, bazı bölgelerdeki paralel yapılanmayı tasfiye eder ve PKK terör örgütünün kendini feshetmesini sağlarsa, işte o zaman HDP Türkiye partisi olmasının önündeki en büyük engeli kaldırmış olur ve işte ondan sonra Türkiye partisi olabilir, Türkiyelileşebilir.
İşte o zaman HDP’yi de vekillerini de kutlarız ve hayırla yad ederiz.
Ama şu aşamada Türkiyelileşme söylemi bir aldatmacadan ibarettir.
Aldanmayalım.