HDP’nin 7 Haziran öncesinden baþlayýp 1 Kasým seçimlerinde keskinleþerek sürdürdüðü temel politika Erdoðan düþmanlýðý üzerine oturuyordu.
“Seni baþkan seçtirmeyeceðiz!” mottosu bu düþmanlýk siyasetinin özetini oluþturuyordu.
7 Haziran’dan sonra þýmarýk ve kibirli bir siyaset izleyen HDP 1 Kasým seçimlerinden sonra boyunun ölçüsünü aldý. Sýrtýný Kandil’in silahlarýna dayanan HDP Kürtler için daha anlamlý bir gelecek vaat etmiyordu.
HDP seçim boyunca Kürtlerin eksik býrakýlan hiçbir hakký veya talebi üzerinden siyaset yapmadý. Çünkü Kürtlerin kimliklerinden kaynaklanan sorunlarý bir bir çözülmüþtü.
Kürt halkýnýn varlýðýný inkar eden bir devlet anlayýþý tarihe uðurlanmýþtý.
Asimilasyon ve baský politikalarý tarihin çöplüðüne atýlmýþtý. Kürtçe’nin önündeki bütün engeller ve yasaklar kaldýrýlmýþtý.
HDP bütün bu devrimleri cesaretle gerçekleþtirmiþ bir lideri, Recep Tayyip Erdoðan’ý düþmanlaþtýran bir siyaset benimsemiþti.
Oysa Kürtler Erdoðan düþmanlýðý üzerinden siyaset yapan bir HDP’ye deðil, çözüm sürecine ve kalýcý barýþa katký saðlayacak bir HDP’ye oy vermiþti.
HDP’nin silahlarýn kesinkes býrakýlmasýný amaçlayan çözüm sürecine siyaset yoluyla katký saðlayýp çözümün bir parçasý olacaðýna inandýklarý için oy veren Kürtler, 7 Haziran sonrasýnda PKK’nýn tekrar silah kuþanmasý ve HDP’nin de sýrtýný silaha dayamasý gerçekliði karþýsýnda ihanete uðradýklarýný düþündüler. HDP çözüm süreci devam etsin diye kendisine sunulan katkýyý Erdoðan düþmanlýðýna tahvil edeceðini düþünerek büyük bir hata yaptý.
Kürtler 7 Haziran’da Erdoðan’dan vazgeçtikleri için deðil, Erdoðan’ýn partisi her halukarda iktidarda, HDP de barajý aþarak meclise girsin ki çözüm süreci devam etsin diye HDP’ye oy verdiler. HDP bu iyi niyete ihanet etti. Kürtlerin bu derin saðduyusuna yaslanan desteði elinin tersiyle itti. Dahasý ve en fenasý, Kürtler üzerinde bir zulüm düzeni inþa etmeye kalkýþan politikalara yöneldi. Sonuçta olan oldu.
Kandil’in siyaseti de, HDP’nin siyaseti de Kürtler tarafýndan raðbet görmedi. Kürt oylarýnýn onca baskýya ve tehdide raðmen AK Parti’ye dönüþü çok anlamlýdýr. Bu dönüþ süreci bundan sonra daha bir hýzlanarak devam edecektir.
Çünkü HDP’nin ne ülke demokrasisi, ne de Kürtlerin özlem duyduðu çözüm süreci bahsinde sunacaðý hiçbir katkýnýn olmadýðý görülmüþtür. HDP þu an Kürtler için derin bir sorun kaynaðý olarak görülüyor. HDP’deki siyasal ve sayýsal erime önümüzdeki süreçte çok daha belirgin hale gelecektir. HDP bu yüzden kendine yeni bir siyasi çýkýþ yolu arýyor.
***
HDP kendini siyaseten var kýlmak için tekrar AK Parti’nin ipine sarýlacaðýna inanýyor olmalý ki ‘Baþkanlýk sistemini tartýþabiliriz’ yaklaþýmýyla taktiksel bir hamleye yönelmiþ görünüyor.
Akýllarýnca AK Parti’ye “yeþil ýþýk” yakýlacak, AK Parti de bunu yutacak! HDP geçmiþte olduðu gibi çözüm sürecini yeniden baþlatan taraf olarak kendini Kürt halkýnýn temsilcisi gibi gündemleþtirecek! Tekrar Ýmralý-Kandil ziyaretleri baþlayacak ve HDP siyasetin aktörü olarak kendini pazarlayacak!
HDP’nin “yeþil ýþýk” taktiði, çözüm süreci tekrar eskisi gibi baþlar ve sürdürülürse baþkanlýk modeline evet denilebileceði kurnazlýðý üzerine oturuyor!
Kandil köþeye sýkýþmýþ, HDP siyaseten iflasýn eþiðine gelmiþ durumda. HDP’nin önümüzdeki süreçte daha bir eriyeceðini söylemek için kahin olmaya gerek yok.
Kandil’de de HDP’de de çok yoðun iç tartýþmalar baþlamýþ yürüyor.
Öcalan’ýn hem Kandil’e hem HDP’ye yönelik eleþtirileri Ýmralý’dan gelmeye baþladý.
HDP hem Kandil’i hem de kendini sýkýþtýðý köþeden kurtarmak için “Baþkanlýðý tartýþabiliriz!” biçimindeki taktiksel bir oyuna baþvurma gereði duyuyor.
Ýþin özü bu..
Ama bilinsin ki Türkiye eski Türkiye deðil. Çözüm süreci artýk geçmiþteki gibi olmaz.
Ýmralý-Kandil seferleri üzerinden ne HDP’nin gücüne güç katýlýr, ne de HDP’nin Kürt halkýnýn temsilcisiymiþ gibi bir algýnýn oluþmasýna izin verilir.
Yeni bir dönem baþladý. Öcalan’ýn silahlý güçlerin sýnýr dýþýna çekilmesi ve silahlarýn ebediyen býrakýlmasý çaðrýsýna karþýlýk verilmezse hiçbir þekilde çözüm süreci kaldýðý yerden devam etmez. Bunun için tekrar Ýmralý’ya gitmenin anlamý da gereði de yok.
Silahlý güçler sýnýr dýþýna çekilir, silahlar topraða gömülür ve kamu düzenine koþulsuz uyulursa elbette çözüm süreci yeni dönemin ruhuna uygun bir biçimde kaldýðý yerden devam eder. Baþka türlüsü bu saatten sonra asla olmaz. Buna Türkiye toplumu da, AK Parti’yi iktidara taþýyan sosyolojik taban da onay vermez.
HDP iþin özünü ve gerçeðini görüp kalýcý barýþa katký saðlayacak politikalar izleyeceðine Kandil’i ve kendini kurtaracak taktiksel hamleler peþinde koþuyor.
AK Parti HDP’nin taktiksel oyunlarýna alet olacak bir parti deðildir.
Geçti Bor’un pazarý...